Hayal ettiğim gibi olmasa da günün sonunda gülümseyerek kavuşmuştum meşhur yer minderlerime ve papatya çayımı yudumluyordum. Çoktan uyumuş olmam gerekirdi aslında. Yarın sabah erkenden okula gidecektim ama elimde öyle bir şey duruyordu ki uyumam mümkün değildi. Bir insanı nasıl tanırdık? Eminim ki bin ayrı yanıt alırdım bu soruya ama kimsenin aklına telefon gelir miydi emin değilim. Belki de yanlış bir cevap olurdu telefon demek. İnsan kendini telefona sığdıramazdı biliyorum ama birçok şeyini bu küçük şeyin içinde saklayabilirdi.
Mesela müzik listesi ile başlayabilirdik insanı keşfetmeye. Söyleyemediklerini ya da yaşanmışlıklarını şarkılara ve eşsiz melodilerine saklayabilirlerdi. Başka başka seslerin hüzünleri kendi hüzünlerini yansıtabilir, tam tersi, başka seslerin içinde saklanmış neşelerine de denk gelebilirdik dinledikleri şarkılarla birlikte.
Eh, burada biraz kendimle çelişiyordum aslında. Benim müzik listemin çeşidi boldu. Ne ararsan var denilecek bir listeydi ama görmek isteyene çok fazla şey anlatırdı.
Heyecanlı bir nefesle elimde tuttuğum telefonun şifre istememesine gülümsedim ve ilk olarak bir müzik listesi aradım. O anki karmaşada ak sakalın telefonunu kendi cebime atmıştım ve şu anda haftalardır resmini çizmekle uğraştığım kişinin özelini kurcalamaya yelteniyordum. Birileri benim telefonumu karıştırmak istese küplere binerdim ama merakıma öyle fena yeniliyordum ki şu anda kendimi durduramıyordum.
Pek fazla uygulama yüklenmiş değildi. Bir strateji oyunu vardı, günümüzde epeyce aktif kullanılan whatsapp uygulaması vardı ve bu ikisi dışında neredeyse hiçbir uygulama yoktu. Şaşırmamıştım. Sanırım böyle bir görüntü ile karşılaşacağımı biliyordum bir yandan ve saçma sapan bir gülümseme ile "Dümdüz bir insan olamazsın hayır" diye alay ettim.
Alay ediyordum ama öyle görünüyordu. Maalesef ki bir müzik listesi falan yoktu bu yüzden onu keşfedebileceğim başka bir şey bulmak zorundaydım. Dudağımı kemirerek fotoğraflar kısmına baktım. Henüz içini açmış değildim. Özelini gerçek anlamda ihlal etmiş olacaktım bu şekilde ama söz dinlemiyordu heyecanlı tarafım, illa da bak diye ısrar ediyordu.
Saniyeler içerisinde fotoğraflar kısmını açmış bulundum. Daha çok whatsapp gruplarından gönderilen fotoğraflar vardı. Yüzler tanıdıktı, salonda gördüğüm kişilerdi bunlar ve kendilerinin komik ifadelerle çekip gönderdikleri fotoğraflardı. Sarı suratın kendisine ait bir fotoğraf yoktu resmen. Sabırla ekranı yukarı kaydırmaya devam ediyordum ama yok. Daha çok Eren ve birkaç aynı kişi ile dolu bir yer haline gelmişti buralar.
Tam umudu kesmiş buralarda da işime yarar bir ayrıntı yok dediğim sırada öyle bir fotoğrafa denk gelmiştim ki ne düşüneceğimi şaşırmış bir halde öylece kalakaldım.
Arka tarafta bir erkek, erkeğin bacaklarının arasına oturmuş bir kız vardı fotoğrafta ve her ikisinin de yüzü görünmüyordu. Sığ düşünceli olmayacaksam eğer, bu fotoğrafın iki yakın arkadaşa ait olduğunu düşünmüyordum. Yüzleri görünmeyen bu insanlar muhtemelen arkadaşlığı aşmış kişilerdi ve geriye düşünecek bir şey bırakmamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACA
General FictionÇok fazla sır biriktirmiştim içimde. Bazı zamanlar güvendiğim renklere fısıldamak istemiştim onları fakat haykırmak varken neden fısıldayayım ki? Ortak edeceğim, herkes kıyısından köşesinden geçecek hikayelerimin, sustuklarıma herkesi şahit edeceğim...