Sabırlı bekleyişinin ardından, herkesin uyumuş olduğundan nihayet emin olmuştu Ahmed Türkşad ve dikkatli adımları ile biriciğinin yanına doğru çıkmaya başladı. Saatlerce beklemişti bahçede terasa çıkmadan önce. Renkli kağıtlarıyla süslediği teras katın ışığı sönmedikçe Ahmed'in de kafasına takılmıştı bu durum ve endişe etmeye başlamıştı. Sofradaki mutsuz ve dalgın halleri, neredeyse hiç konuşmamış olması Alaca'yı ele vermişti ama bu durum çoğu zaman olduğu gibi önce Ahmed'in dikkatini çekmişti. Şimdi de torununun derdini öğrenmeye çıkıyordu fakat sorarak değil, içini döktüğü resimlerden görecekti ne olduğunu.
Kapıyı araladığında Alaca'nın yer minderleri üzerinde uyuyor olduğunu gördü. Anında sıkmıştı dudaklarını torununun bu haline ve yavaş adımlarla yaklaşıp yüzüne doğru eğildi. Güzel sarı saçlarını izlemişti bir süre, yüzündeki duruşunu, kirpiklerini seyretmişti sessizce ve bir elinin altında duran defteri nasıl alacağını düşünmeye başladı. Gecenin şanslı ismiydi Ahmed. Alaca, usulca hareket edip sırtını dönünce resimleriyle doldurduğu kağıtlarının üzeri özgür kalmıştı ve Ahmed'in işini kolaylaştırmış oldu.
İlk defa bakmıyordu bu kağıtlara. Alaca'yı ne zaman suskun görse bakacağı ilk yer bu kağıtlar olurdu ve derdini anlar sabaha ona göre davranmaya başlardı. Kağıtlarda görüp de kafasını en çok kurcalayan şey ise bir kızın gökyüzüne, yıldızlara, belki biraz bulutlara ya da belirsiz bazı şeylere sarılıyor olması olurdu. Yine benzer bir resim duruyordu karşısında.
Tarihi birkaç ay öncesine ait olan resime bakarken göz ucuyla mışıl mışıl uyumaya devam eden torununu da kontrol etmeyi ihmal etmedi. Hatırlıyor gibiydi. Aylar öncesinin tarihini taşıyan bu resimi gördüğüne emindi ve ilk gördüğü gibi yine kafasını kurcalamıştı.
Dikkatle bir sonraki sayfaya baktı.
Bu defa yine bir şeye sarılıyordu resimdeki kız fakat yıldız mıydı bulut muydu emin olamıyordu. Benzer resimlerdeki tek ortak nokta sarılmaya doyamayan kızdı ve o kızın torunu olduğunu anlamakta zorlanmıyordu Ahmed.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACA
General FictionÇok fazla sır biriktirmiştim içimde. Bazı zamanlar güvendiğim renklere fısıldamak istemiştim onları fakat haykırmak varken neden fısıldayayım ki? Ortak edeceğim, herkes kıyısından köşesinden geçecek hikayelerimin, sustuklarıma herkesi şahit edeceğim...