Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan tabular yıllar arasında kaybolurken hatırlamazdı evlat denen mahlukat kendi kurallarını. Bir gün bir ormanda veya bir çöp konteynırında göğsünde bir kurşun yarası, cildinde ufak tefek morarmayı bekleyen kızarıklık ve karın boşluğundaki bıçak darbeleri insanın hayatının bittiği değil başladığı yerdi. Hiç olmadı bir çatıda son alınan nefes olduğu zannedilen oksijen yeni bir güne bambaşka nedenler için uyanmak demekti. Ve bir adam için o başlangıç Hera Amine'nin berbat geçen günü ile karşı karşıya gelirdi. ---- Hera Amine & Aren Rollas
107 parts