Yıkım ve ölüm söz konusu olduğunda bir insan sert ve filozofça davranabilir, hatta davranmak için çaba göstermelidir. İnsan insan olalı, insanlığın çoğunun en iyi başardığı iş budur zaten. Ancak, mahva neden olanların aynı zamanda masum olmalarına izin verilmez. Suçu oluşturan masumiyettir.
Bundan Sonrası Ateş, James Baldwin
Melike YAZGIN
Kızlar özenle hazırlandılar geceye. Aşağı indiklerinde Melike Sarp'ın yanına gidip onu öptü. Genç kız gittikçe cesur davranıyordu ve bu Sadiyeyi hiç şaşırtmıyordu. Melike ve Sarp'ın oynaşmaları bitince Sarp gülerek Sadiyeye baktı. Sonra direk Melikeye baktı emin misiniz anlamında. Melike sadece başıyla onayladı.
"Peki... Hadi gidelim artık."
Mekana geldiklerinde Savaş Mekanın girişinde bekliyordu. Sarp'ın arabasını görünce arabayı park etmesini bekleyip ilerledi Savaş. Henüz Sadiyeyi görmemişti. Sadiye'nin amacı zaten sinir etmekti. O yüzden aheste aheste yürüdü Savaşa doğru. Genç adam kafasını kaldırıp sevdiğine bakınca gülümsedi ama bu gülümseme yüzünden yavaşça silindi. Genç kız elindeki tüm kozları oynayacaktı. Sadiye tam dibine girdi Savaş'ın.
"Sevgili nişanlım nasıl olmuşum?"
Tamamen Sadiyeye zıt bir ses tonu ile söylemişti bunu. Savaşın kan yavaş yavaş beynine sıçrarken ifadesiz bir sesle konuştu.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun? Ne bu hal böyle?"
Sadiye ses tonunu inceltti.
"Niye tam senin istediğin gibi oldum.
Beğenmedin mi yoksa?""Beni delirtme. Her yerin meydanda amına koyayım."
Yanlarına gelen Sarp ve Melike ile Savaş bu sefer Melikeye yükseldi.
"Hadi bu manyak. Sen niye engel olmuyorsun buna?"
Melike tüm olanları bildiğinden sert gülümsemesini yüzüne takıp konuştu.
"Ne o Savaş bu tarz kızlardan hoşlandığını elinle tutup göstermedin mi Sadiyeye. Neden şimdi gereksiz bir nefret sunuyorsun etrafa?"
Bu sözün üstüne haklı taraf Sadiye çıkmıştı. Melike Sarpa bakıp gülümsedi.
"İçeriye girelim mi?"
Sarp cevap olarak kızın saçını öpüp geçtiler içeriye. Karşısındaki çiftin yaptığını kendisi yapamayınca iyice sinir küpüne döndü Savaş. İlk hareketi ceketini çıkarması oldu.
"Al şu ceketi çıkmayacak bu üzerinden."
"Ne yapıyorsun ya? Örtmeyceğim hiçbir şey. Örtmek isteseydim zaten örterdim. Senin ceketine ihtiyaçım yok. Sen onu git Banuya ört."
"Sadiye bak..."
"Bakmıyorum Savaş bu konuyu tartışmak için hiç uygun bir zaman değil. Senin eski sevgililerini tartışmak istemiyorum. Şimdi içeri gidelim."
"Bu gün yaktığım her canın suçlusu sen olacaksın. Bu vicdan azabını çek sen önce ben sana evde neler göstereceğim dur sen. Yarı çıplak milletin içine girmek hele de ATALAYIN yanında hele de nişanlım olarak. Sen dur bu gün burnundan fitil fitil gelecek güzelim gelecek."
Sadiye alayla güldü.
"Kendini ne kadar da büyütüyorsun öyle Savaş ATALAYın yanındaymış."
Sadiye'nin Savaşa yakın olan bedeni Savaş'ın tek bir kol hareketiyle birbirinde yapışmıştı.
"Şimdi beni iyi dinle ikinci defa tekrar etmeyeceğim. ATALAY ailesi öyle sandığın gibi sadece varlıklı bir aile değil. Madem beni çıldırtma gibi bir oyuna girdin oyunu kurallarına göre oynayacaksın ya da benle oyuna girmeyeceksin anladın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
📘ÖLÜMCÜL AGÂH🍷
Romance"Kan yemini..." "Ne!? Kan mı bunlar?" "Kan yemini bizi birbirimize bağlar. Vücudumuza işlediğimiz semboller de bunun kanıtıdır." 🍷📘 "Kan yemini güçtür. Güvencedir ve bağlılıktır. Kan yemini bozulmaz. Onu ancak ölüm bozar. Kan yemini ettiğin kişiye...