"Kan yemini..."
"Ne!? Kan mı bunlar?"
"Kan yemini bizi birbirimize bağlar. Vücudumuza işlediğimiz semboller de bunun kanıtıdır."
🍷📘
"Kan yemini güçtür. Güvencedir ve bağlılıktır. Kan yemini bozulmaz. Onu ancak ölüm bozar. Kan yemini ettiğin kişiye...
Eğer herhangi bir insan haklı bir nedenle üzülecek olsa tüm doğa etkilenir, güneşin parlaklığı solar rüzgarlar insan gibi iç çeker, bulutlar gözyaşı döker ve ormanlar yaz ortasında yapraklarını döküp yas tutmaya başlar.
Yalnızlık, Henry David Thoreau
Melike YAZGIN
Sıcak basmıştı genç kıza. Telefonunun sesiyle uyandı. Sarp'ın deli gibi sarılmasından ötürü zorla ulaştı telefonuna.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arayana bakmadan açtı telefonu.
"Alo."
"Kuzen kapıda kaldım nerdesin Allah aşkına."
"Ne kapısı?"
"Uyan gerizekalı."
"Ne kapısı be!"
"Evin kapısı evin."
"Kimin evi?"
Sadiye derin nefes alıp verdi.
"Tamam siktir et. Uyu sen."
Sadiye telefonu kapattı. Önüne gelen ilk taksiye binip görümcesinin yanına gitmeye karar verdi. Melike'nin bağırışından sonra uyanan Sarp açtı gözünü zorla.
"Günaydın."
"Aymasın gün falan. Yat geri uyuyalım."
Ailesinin evine gelmişti genç çift. Meleğin yemek davetini kıramamışlardı. Sarp sevdiğinin sözünden sonra hafif gülüp geri uzanmıştı tabi kapı çalana kadar. Melike'nin en çekilmez zamanıydı uykusuz hali. Sinirle kalktı.
"Bok var. Uyumuyorum al."
Melike'nin kalkıp banyoya girmesiyle Sarp gidip kapıyı açtı. Melek Hanım hafif gergin halde konuştu.
"Oğlum..."
"Anne."
"Oylama... Sonuçlanmış."
"Sonuç?"
Melek olumsuz anlamda başını salladı. O ara elini yüzünü yıkamış halde Melike çıktı banyodan. Melek Hanım Melikeye bakarak konuştu.
"Onunda gelmesini istediler."
Sarp anında kaşlarını çattı.
"Hayır."
"Baban çoktan çıktı. Sizi bekliyorlar. Bu ona yapılmış bir iftira olduğu için onu da istediler. Engel olmaya çalıştım ama..."
Melike hafif mahmur halde ilerledi Sarp'ın yanına.
"Bir şey mi oldu?"
Sarp ne diyeceğini şaşırdı. Melike olacakları görürse çıldırırdı.
