22.BÖLÜM

411 44 0
                                    


Ağzımızla büyük sözler geveler dururuz, her gün ve durmadan sağlamlığımızı ve aklımızı överiz ve bir an da devrilir ve ağlamamızı bastırmak zorunda kalırız.

Beton, Thomas Bernhard

Melike YAZGIN

Bir çok şey rayına otururken ufak detaylar kalmıştı geriye. Şimdide tüm arkadaşları toplanmış görev dağılımı yaparak pikniğe gitmeye karar vermişlerdi gençler. Sadiye ve Savaş ikilisi markete giderken Mehmet Ali, Emre ve Alkan üçlüsü mangallık malzemeye, Sarp ve Melike ikilisi de sebze ve meyve için ayrılmıştı. Diğerleri ise mekanda bekleyeceklerdi. Melike Sarpa yolu tarif etmeye çalışıyordu.

"Sevgilim şuradan sola gir. Sen park et otoparka arabayı bende meyvelerle sebzelere bakayım."

"Birlikte bakarız meleğim."

"Sen park edene kadar ben almış olurum zaten. Şurada bırak beni."

"Meleğim dikkatli ol."

"Her zaman."

Genç kız arabadan inip tezgaha doğru yöneldi.

"Kolay gelsin. Ağabi üçer kilo meyvelerden, karışık olarak da sebzelerden karıştırır mısın?"

"Hemen abla."

"Domatesler Göksun'dan mı?"

"Yeni geldi abla lokum mübarek."

"5 kilo olsun domatesler o zaman."

"Hemen."

Genç kız Sarp gelmeden ödedi parasını aldıklarının. Poşetlere baktı bir an. Beline uzanan bir el hissettiğinde ani refleksle geçirdi yumruğunu Sarp'ın karnına.

Sarp iki büklüm oldu.

"Melike ne yapıyorsun?"

"Ya niye ani hareketler yapıyorsun? İyi misin?"

"İyim."

"Özür dilerim."

"Tamam sorun yok geçti."

Sarp poşetlere kısa bakış attı. Ardından hepsini tek eline alıp genç kızın ve esnafın şaşkın bakışları arasında sevdiğinin elini tuttu. İki genç çıktılar geri yola. Arkadaşlarının olduğu yere gidince. Bekledikleri manzaranın çok başka haliyle karşılaşmışlardı.

Herkes çok komik görünüyordu. Erkekler iki ateş yakmaya çalışırlarken kızlar da çekirdeği çekmişler önlerine gülerek sohbet ediyordu. Hatta Alkan arabanın tüm kapılarını açıp bangır bangır müzik açmıştı.

Kah kahkahalarla kah birbirlerini gıcık etmeyle geçti tüm gün. Eve döndüklerinde Melek, Hakan, Deniz ve Yiğit sonunda gelebilmişlerdi. Melike Meleği görünce direk sarıldı.

"Anne."

"Kurban olur annesi. Hoşgeldiniz."

Sarp tip tip bakarak Elife doğru yöneldi. Ardından beklenmedik bir şekilde kollarını açıp Elife baktı.

"Anne..."

Elif gülerek sarıldı oğluna.

"Boşver oğlum onları sen."

Anneler gülerken birbirlerine Deniz girdi odaya. Hakan, Yiğit ve İsmail ortalıkta yoklardı.

"Ay ne oluyor ne kaçırdım?"

Melike gülerek Denize baktı.

"Abla gel gel çok güzel haberlerim var."

"Ay ne oluyor?"

📘ÖLÜMCÜL AGÂH🍷Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin