28.BÖLÜM

363 44 22
                                    


İnsan her adımını mezardan uzaklaşmak için atar, yine her adımda mezara bir adım daha yaklaşır. Nitekim her nefesini ömrünü uzatmak için alır, yine her nefeste hayatından bir nefeslik zaman azalır.

İntibah/Namık Kemal

Melike YAZGIN

Melike üzerindeki ceketi çıkarıp yerleşti koltuğa. Sonra yanındaki yastığı alıp attı kuzenine.

"Kalk kız çiğköfte aldım getirde yiyek."

Savaş tip tip bakarak konuştu.

"Ulan sen niye kalkmıyorsun? Niye rahatımızı bozuyorsun bizim?"

"Alışsın enişte. İş öğrensin biraz. Bu gün yaptığı bana yarın öğrendiği kendine."

Sadiye oflayarak kalktı.

"Ye ömrümü bırakma sakın."

"Ben de seni seviyorum çiçeğim."

Sadiye yer sofrası kurunca gençler oturdular yer sofrasına. Savaş bir lokma aldıktan sonra arkasına yaslandı.

"Ünal her yerde seni arıyormuş."

Son lokması boğazında kaldı genç kızın. Zorla ayranla yuttu lokmasını.

"Sebep?"

"Bilmem. Hep tuhaf bir adam olmuştu."

Sultan sitemle karışık kızdı cins ikiliye.

"Şu yeraltı konuşmanızı başla zamana saklayın. Yemek yemeye çalışıyoruz burada."

Sadiye de Sultanı onaylayarak konuştu.

"Şurada keyifli keyifli yemek yiyoruz açmayın şu konuları."

Melike derin nefes alarak yaslandı arkasına. İştah filan kalmamıştı. Savaş'ın telofonun çalmasıyla rahat bir pozisyon alıp açtı telefonu.

"Efendim güzelim."

Sadiye güzelim lafını duyunca önce döndü Savaşa. Sonra çatalını alıp Savaş'ın bacağına odakladı. Savaş önce çatala baktı sonra da Sadiyeye.

"Efendim abla."

Sadiye gözlerini devirip attı çatalı sofraya.

"Ne gerek var ki şimdi. Abime bulaştırma beni ya. Tamam neyse gelirim ben Sadiyeyi alıp. Ne işi var kızın? Ne gerek var erkenden yanına gelmesine? Tamam."

Savaş geri telefonu cebine koyup koltuğa geçti.

"Sevgilim ablam seni istiyor."

"Neden?"

"Aile yemeği yapmak istiyormuş."

"Tabi ki abin de olacak."

"Aynen."

"Benim için sorun yok abini seviyorum biliyorsun."

"Ben sevmiyorum sorun o. Neyse ye de çıkalım."

"Doydum zaten üzerimi değiştireyim çıkalım."

"Tamam bekliyorum."

Sadiye ve Savaş'ın çıkmasının ardından Melike sofrayı toplamış Sultan da kahve yapmaya başlamıştı. Kahvenin köpüğünün çıkmasını beklerken sordu.

"Sarpla gelirsin diye bekliyordum."

Melike dinlendirici gözlüğünü çıkarıp masanın üzerine koydu.

"Hiç sorma ya."

"Biliyordum zaten bir şeyler olduğunu. Anlat dinliyorum."

"Maraştan döndüğümüzden beridir Sarp bir tuhaf. Ya biliyorum bana bir şey olur diye korkuyor da kanka bu aralar baya bir değişik davranıyor."

📘ÖLÜMCÜL AGÂH🍷Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin