Koluma uygulanan baskıyla kendime geldiğimde gözlerim etrafta dolaştı hızla. Evrende ki fabrika gibi döşenmiş, mekanik bir alanın içindeydik. Dünya'ya gelirken üstümde olan kıyafetler üstümdeydi ve bileğimde ki cihaz geri gelmişti bir anda. Koluma baskı uygulayan Dexa'ya döndüm. "Ne oldu az önce?"
"Işınlandık," dediğinde elini çekti ve rahat hareketlerle ilerleyerek mekanik cihazların olduğu masanın başında dikildi. "Benimle oyun mu oynuyorsun?" derken gözlerimi devirmiştim. Herşey o kadar birbirine karışmıştı ki ağlamam mı gerekiyor yoksa bağırıp çağırmam mı emin değildim.
"Herşeyin oyun olduğunu zaten söylemiştim," dediğinde arkası dönüktü. Dişlerimi sıkarken ellerim de yumruk haline gelmişti. "Sadece seni korumaya çalışıyorum bunun nesini anlamak istemiyorsun?"
"Neden koruyorsun beni!" derken sesim yükselmişti. "Kimsin sen ya, kim?"
Yavaş hareketlerle arkasına döndü. "Şuan daha önemli sorunlarımız varken bununla vakit kaybetmek istiyorsun öyle mi?"
"Hah," diye bir ses çıkardım ve elimi sinirle salladım havada. "Sorunlarımız diyor ya? Vakit kaybetme diyor! Çıldıracağım. Sana zerre güvenmiyorum ve artık bana gerçekleri anlatmassan.."
Sözümü bitirmeme izin vermedi. "Perla denen herifi kurtarmak istemiyorsun yani!"
Kaşlarım anında çatılırken bir iki adım yaklaştım. "Nerede o?"
"Yanlış yerde yanlış sorular soruyorsun Rüya," derken başını iki yana sallıyordu. İyice gıcık olmaya başlamıştım ben. "Laf ebeliği yapıp durma bana!" dedim. Sesim haddinden fazla gergindi. "Ailemle bir aradayken bir anda ortaya çıktın. Onlar bir hiç gibi elimden kayıp giderken bir şeyler yapmama engel oldun. Yetmiyor gibi onların öldüğüne inanmam için saçma şeyler uydurdun!"
"Uydurdum mu!" dediğinde gözlerini devirerek kırmızı yazılarla dolu ekranlardan birinin başına geçti. "Tabi ki uydurdun! Onların öldüğüne inanmıyorum."
İnanmak istemiyorsun çünkü.
"Peki öyle olsun," derken bakışları ekrandaydı.
"Uydurmaların yetmiyor gibi birde beni kaçırdın buraya!"
"Yok artık!" Dönen sandalye ile bana doğru döndü. Bakışları bana inanamıyor gibiydi. "Eğer biraz daha orada dursaydık yakalanabilirdik."
"Kim, neden yakalasın beni ya?" dedim isyan dolu sesimle. Yerinde duramıyor sürekli hareket ediyordum. Hızla yerinden kalktı ve karşıma geçti.
"Sen ne yapmak için buraya geldiğini hatırlıyorsun değil mi?" diye sordu. Ailemi kurtarmak için gelmiştim ama bu planlardan ona bahsedecek değildim tabiki. "Dünyayı yok etmek için," diye bir evren yalanı salladım. "Yalan atma," derken keskin bakışları üstümdeydi. "Ne için burada olduğunu ikimizde çok iyi biliyoruz."
Konuşmak yerine gözlerimi kaçırarak iki adım ileri, iki adım geri yürümeye devam ettim. "Planlarınızı biliyorum Rüya. Bildiğimi sen de biliyorsun üstelik!"
"Madem öyle söyleseydin Evrendekilere, bunlar ihanet ediyor size deseydin!"
"Ben evrenist değilim," derken derin bir nefes verdi. Sanki benimle uğraşmaktan bıkmış gibi bir hali vardı.
"Onu biliyoruz zaten çakma Dexa," dediğimde kollarımı birbirine doladım. "Ama amacını çözebilmiş değiliz henüz!"
"Bak," derken ellerini havaya kaldırdı. "Bunların hepsini konuşacağız. Ama öncelikle konuşmamız gereken şeyler çok daha başka. Olaylara biraz mantık çerçevesinde bakarsan sende anlayacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sene 3019
FantasySene 3019. Covid-19 isimli yeni tip virüs tüm dünyanın yok olmasında ki başlangıcı yapmıştı. Sadece son altı ayda dünya nüfusunun dörtte birini öldüren bu virüs; Evrenistlerin sevinci haline gelmişti. İntikam dolu ruhlar, acımasız düşüncelere sahip...