Telaşla merdivenleri tırmanırken Samida arkamdan geliyordu. Yukarı çıkıp kendi koltuğum ve Ömer'in koltuğunun arasında kalan boşluktan geçtim. Yemek için açılan masa ortadan kaybolmuştu çoktan. Sevgilim elimi tutup "İyi misin?" diye sorarken cevap vermek yerine elini sıktım. Ve hiçbir şey yokmuş gibi rahatça oturan Dexa'ya döndüm. "Sen kimsin?" diye tısladım. Sesim kısık ama agresifti.
Koyu bakışları beni bulduğunda kısıldı. Başını yukarı kaldırdı hafifçe. Ama cevap vermeye tenezzül dahi etmedi. Elimi sevgilimin elinden çekmek zorunda kalarak ona doğrulttum. "Az önce ne yaşandı hiç birimiz hatırlamıyoruz. Resmen zihnimizden bir şeyler silindi!"
"Şila sakin olur musun?" dedi sevdiğim adam. Olamazdım maalesef.
"Senin yüzünden oldu. Çabuk az önce bize ne yaptığını anlat!"
Bir süre öylece baktı suratıma. Beni tınlamıyordu, yüzünde ki sırıtıyormuş gibi duran ifadeden net anlaşılıyordu. Tam biraz daha üstüne doğru gidiyordum ki gözümüzde ki ekrana düşen bilgiler bazı ters durumların olduğunu belirtiyordu. Kapsülde yankılanan kadın sesi hepimizin dikkatini çektiğinde mecburen susmak zorunda kalmıştım.
"Bilgi frekansları ve akış değişmiş bulunmaktadır. Tekrar ediyorum; bilgi frekansları ve akış değişmiş bulunmaktadır."
"Ne oluyor lan?" diyen Tural kolunda ki ekranı büyüterek önünde bilgisayar ekranı olarak açtı.
Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken Mito yerinden kalmış ve kapsülün kapısını zorluyordu. Samida "Ne yapıyorsun Mito? Uzay gemisine çıkarsan uzun süre dayanamazsın."
Açılmayan kapıya sinirle vuran Mito hızla benim olduğum tarafa geldi ve beni hafifçe ittirerek bu tarafın kapısını zorlamaya başladı. "Napıyorsun ya!" diye çıkıştım.
"Komiteyi yok ediyorlar. Her şeyi değiştiriyorlar. Oyun.." derken transa girmiş gibi bir hali vardı. Kapıyı zorladı ama açılmadı tabi ki. Açmaya çalışması çok saçmaydı zaten. Krimoteknoloji kullanırsak yapılan kapıları çıplak elle açabilme şansınız yüzde bir falandı.
"Bırak şu kapıyla uğraşmayı!""Onları kurtarmalıyım, arkadaşlarımı kurtarmalıyım."
"Mito, iyi degilsin!" dedi Samida. Yine her halükarda onu düşünüyordu.
Dexa'ya baktım. Rahat ifadesini bozmuyordu asla. Herkes bir şekilde telaşla ne olduğunu sorgularken sanki onun herşeyden haberi var gibi rahatça oturuyor, umursamıyordu. "Ne biliyorsun sen?" dedim. Onun dışında kimse beni duyacak durumda değildi muhtelemelen. Samida Mito'yu koltuğa oturtup sakinleştirmeye çalışıyor. Perla, Tural ile birlikte bilgisayarda ne olduğunu anlamaya çalışıyor, Alice ve Adiel yönetimle iletişim kurmaya çalışıyor, sağlıkçı olan tanımadığımız çocuk ise telaşlı bir şekilde camlardan uzay gemisinde yaşanan olayları anlamaya çalışıyordu. Kimoni.. ortalıkta yoktu.
"Bildiğim her şeyi siz de öğreneceksiniz yakında!"
Yanında ki koltuğa çöktüm ve ona döndüm. "Bilmece gibi konuşup durmasana be adam? Bu uzay gemisinde ne olduğunu sen gayet iyi biliyorsun."
Biraz bekledi ardından gözlerini gözlerime dikti. Merak ve heyecanla bakıyordum ona bir şeyler söylemeliydi. "Biliyorum," dedi. Kaşlarım hafifçe havalandı ve ona doğru daha çok yaklaşarak koluna koydum ellerimi.
"Söylesene o zaman. Bir şeyler yapabiliriz belki de."
Öylece bakmaya devam etti.
"Duymuyor musun beni ya? Her ne oluyorsa iyi şeyler olmadığı belli. Söyle de önlemimizi alalım."
Kolunda olan elime diğer elini koyduğunda bakışlarım oraya kaydı. Evrenistlere ait damga yoktu onda da. Tekrar yüzüne bakıp artık sinirle konuşmaya başlayacak iken beynimde duydum onun sesini.
"Şimdi olmaz," dedi. "Şimdi anlatırsam seni de kendimi de tehlikeye atarım Lei."
Ellerimi anında çektim. Kaşlarım çatılmaştı. Bir kaç saniye öylece kendime gelmeye çalıştım. "Sen.." dedim ve etrafıma baktım. Herkes kendi halindeydi. "Sen benim beynine girdin!" diye fısıldadım. "Dimi?" Konuşurken daha çok hayret dolu ifadeye bürünüyordum. "Beni yönetiyorsun şuan!"
Yavaşça yaklaştı bana ve kulağıma doğru "Sana zarar verecek bir şeyi asla yapmam, merak etme! Sadece biraz daha zamana ihtiyacımız var. Birazcık daha zaman.."
Cevap veremeden kolumdan tutulup kaldırmam ile kendime geldim. Sağ bileğimi tutan sevgilim sinir dolu ifadesiyle Dexa'ya bakıyordu. "Ona bir metreden daha fazla yaklaşmayacaksın lan!"
Dexa umursamaz ifadesiyle arkasına yaslandı. Ömer "Duydun mu beni?" derken omzuna doğru vurdu. Dexa'yı güldürmekten ileriye geçemedi bu eylem. Ve tabi Ömer daha çok sinirlendi. Kolumu bıraktığı gibi Dexa'nın omzuna yapıştı. "Gevşek gevşek sırıtma lan karşımda. Bütün hıncımı senden çıkartırım feleğin şaşar."
Dexa kolunu dahi kıpırdatmadı. Sakinliği çıldırtıyordu insanı. "O biraz sıkar!" demesiyle dişlerimi sıktım. Ömer bu kadar sinirliyken söylenecek laf mıydı bu şimdi. Bir adım atarak sevgilimi sakinleştirmeye çalıştım. Ama o da transa girmiş gibiydi.
Bu kapsülde ki insanları kim bir araya getirmişti Allah aşkına.
Birbirimizi öldürmeden Dünya denen yere inmiş olmak zorundaydık. Ömer omuzlarından çektiği gibi Dexa'yı kaldırdı ve yumruğu geçirdi suratına. Onları durdurmaya çalışıyordum. Bir yandan Mito delirmiş gibi kapıları zorlamaya devam ediyordu. Samida onu sakinleştirmeye çalışmaktan vazgeçmiş ağlama moduna geçmişti. İşler çığrından çıkıyordu.
Dünya'ya sağ salim varabilecek miydik? Emin değildim.
..
Hellö..
Yeni bölüm hakkında bir yorum?
Sence?
19.09.20
22.24
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sene 3019
FantasySene 3019. Covid-19 isimli yeni tip virüs tüm dünyanın yok olmasında ki başlangıcı yapmıştı. Sadece son altı ayda dünya nüfusunun dörtte birini öldüren bu virüs; Evrenistlerin sevinci haline gelmişti. İntikam dolu ruhlar, acımasız düşüncelere sahip...