Yeni yılın ilk bölümü karşınızda.. İyi okumalar :)
Sesler ve ışınlar kesildiğinde etrafıma baktım. İki katlı evlerin bulunduğu geniş bir sokaktaydık. İkinci eyalette ki tüm evler iki katlıydı tıpkı bizim oturduğumuz, beşinci eyalette ki birbirininin aynısı olan beş katlı evler gibi. Burada tek fark minik bahçelerin birbirinden az da olsa farklı olmasıydı. "Şu ev," diyen Emre ile etrafı izlemeyi keserek gösterdiği eve baktım. Tam karşımızda duran evi incelediğimde ikinci katın sol tarafta kalan penceresi dikkatimi çekmişti. Cama yapıştırılmış üç boyutlu araba modeli odanın Ömer'e ait olduğunu anlamama neden olduğunda gülümsedim. Kim bilir ne zamanları geçmişti bu odada, evde ve bu şirin bahçede.. Ama şimdi onu buradan çekip almak zorundaydım!
Gülümsemem anında silinirken yutkundum ve "İçeride mi emin misin?" diye sordum. Başıyla onayladı beni. Onu ardımda bırakarak bahçe kapısına ilerledim. "Sen burada bekle, onu getireceğim."
"Seni riske atamam bende geleceğim," dediğinde hemen arkamdaydı. Başımı hızla ona çevrdim ve keskin ifademle "Hayır," dedim. "Seni görünce sinirlenir. Bana bırak.."
"Ama.."
"Bana bırak dedim."
"Peki," derken pek halinden memnun değildi. "Sadece beş dakika veriyorum."
Gözlerimi devirerek bahçe kapısından içeriye girdim. Bir kaç adım sonrasında evin kapısına gelmiştim. İçeriden bir kadın sesi geliyordu. Nefesimi düzene sokarak kapıya vurdum iki kez. "Birini mi bekliyordun tatlım," diyen ses kesinlikle annesine ait olmalıydı. Sesi de görüntüsü kadar hoş ve nazik diye düşünmeden edemedim. "Hayır anne," dedi uzaktan gelen ses. Bu ona aitti. Sevdiğim adama. "Ben bakıyorum," diye devam etti konuşmasına. Ve saniyeler sonra kapı açıldı.
Sanki yıllar sonra karşılaşmış gibiydik. İlk saniyeler donukça baktık birbirimize ardından benim gözlerim dolmuştu, onu özlediğimi şimdi fark ediyordum. "Rüya," diye fısıldadı. İsmimi söylemek sadece ona yakışıyordu sanki. Şaşkın olduğu belliydi her halinden. "Ömer," diyerek hızla ona doğru atıldım ve sıkıca sarıldım. O da bana sarıldığında şimdi her şeyi halledebilecek gücü hissediyordum kendimde. "İnanamıyorum," diye fısıldadı kulağıma doğru. "Rüyada mıyım, yoksa gerçek Rüya mısın!"
Hafifçe kıkırdadım. Geri çekilmeden hemen önce "Sanırım her ikiside," dedim.
"Kim gelmiş?" Annesinin sesi ayrılmamıza neden olsa da Ömer elini elime kenetleyerek içeri doğru çekti beni. "Seninle tanıştırmak istediğim biri," derken gözlerime bakıyordu. Heyecanlanmıştım. Sevdiğim adamın annesiyle tanışacak olmanın verdiği heyecan, olduğumuz saçma durumdan daha ağır basmıştı, nedense?
Onun adımlarına ayak uydurarak mutfağa girdim. Annesinin bakışları beni bulduğunda ilk başta şaşkın bir ifadeye ardından tatlı bir tebessüme dönüştü. Kesinlikle fotoğraflarda gördüğümden çok daha güzeldi. Fiziksel olarak Ömer'le benzemiyorlardı ancak davranışları, bakışları sanki birebir aynıydı. Kibar ve saygılı..
"Hoşgeldin tatlım," dediğinde dudağımı kemirerek "Hoşbulduk," dedim. İlk kez sevgilimin annesiyle tanışıyordum. Heyecanlanmam gayet doğaldı bence.
O gerçek değil Rüya!
"Sana bahsetmiştim ya hani," diyerek söze girdi Ömer. Bakışlarım ondaydı. Ve onun da heyecanlandığı fark etmiştim. "Kalbimin sahibi olan kız, Rüya'm.." dediğinde göz göze geldik.
Allah'ım ben ne sevap işledim de karşıma çıkardın sen bu adamı!
"Tabi sizden sonra," diye ekleme yapma gereği duydum. Annesinin gülümsemesi derinleşti. "Demek oğlumun kalbini çalan hırsız kız sensin öyle mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sene 3019
FantasySene 3019. Covid-19 isimli yeni tip virüs tüm dünyanın yok olmasında ki başlangıcı yapmıştı. Sadece son altı ayda dünya nüfusunun dörtte birini öldüren bu virüs; Evrenistlerin sevinci haline gelmişti. İntikam dolu ruhlar, acımasız düşüncelere sahip...