Merhabalar.. Bir gün bu satırları okuyacak olursan şunu hatırlat kendine; daha iyisi olabilirsin. Başkası için değil kendin için çabaladığın sürece çok daha iyisi olacaksın..
Şimdi başlayabiliriz.
Toplantının gidişatı sürekli beni düşünmeye sevk ediyordu. Evrenistlerin planlarını -tabi bu sadece anlattıkları ile sınırlıysa- dinleyince, intikam dolu ruhlarını çok daha net görüyordum. Ortaya atılan fikirler tüylerimi ürpertirken belli etmemek için çapa sarfetmekten yorulmuştum. Rol yapmak mı? Asla bana göre bir şey değildi. Ortaya çıkıp 'insanlari öldürmek isteyen canilersiniz, hepiniz' diye bağırmak istiyordum.
Mola saati yaklaşırken gözüm masamda ki saatteydi. Üzerimde hissettiğim bakışlar ile yan tarafa doğru baktım. Göz göze geldik. Yeşil gözlerinin üstünde duran orantılı kalın kaşları çatıktı. Ona karşı olan tavrımı fark etmiş olmalıydı.
Hadi ama Şila beş metre öteden gören biri bile fark edebilir bunu!Böyle belli etmek istemiyordum ama beceremiyordum işte. O sarışın kızın yanında gülerken ki hali geldi tekrar aklıma. Yüzüm gerilirken bakışlarımı çektim hemen. Anlasın istemiyordum ama bir yandan bana açıklama yapmasını isteyen deli yanım rahat bırakmıyordu zihnimi. Tuhaf duygular üçgeni..
Mola saati geldiğinde herkes yavaşça yerinden kalkarken bende kalktım. Saatlerdir oturduğum için ağrıyan vucüdumu esnetirken bir kaç kez daha göz göze geldik. Yanıma doğru geldiğini fark edince hızla Samida'ya doğru ilerledim. Kaçmak en mantıklı çözüm gibi gelmişti. Ama çok saçmaydı. Kaçmak için bir nedenim bile yoktu!
Ekip tekrar beş numaralı kafetaryanın yolunu tutarken Samida, "Düşünsel grup bildirimlerini kapattın mı sen?"
Demesiyle fark etmiştim. Hızla ayarlarımı yaparak bildirimleri açtım. "Unutmuşum," dedim. O sırada kafeteryaya girdik. Üç masadan oluşan oda küçük sayılmazdı. Masalar üçgen şeklindeydi ve birbirlerine çapraz şekilde duruyorlardı. Köşede ki masaya geçerken masanın kenarında duran butonlardan sert bir filtre kahve sipariş verdim. Oturduğumda çok geçmeden filtre kahvem önünde belirmişti. Masaların içinde bulunan sistem son derece gelişmiş teknolojiye sahipti.
"Niye kapatıyorsun kızım sen şunu?"
Bana seslenen Turalı fark edince bakışlarımı kahvemden kaldırdım. "Kusura bakma ya, bin bir türlü düşüncemin içine sizi de katamadım o an."
"Senden haber alamayınca nasıl korktuğumuz hakkında hiç fikrin yok değil mi?"
Çapraz karşıma otururken konuşan Perla'ya baktım. Bakışları ciddi ifadeyle bürünmüştü. Sanki canı sıkılmış gibiydi. Onları susturup kendi başıma iş yapmış olmam hoşuna gitmemişti heralde. Korktuğunu söylüyordu birde. Hayır yani gözümle görmesem o kıza gülüşünü.. inanacağım. "Korktunuz!" dedim ve güldüm histerik bir şekilde.
"Eminim öyledir.""Ne demeye çalışıyorsun Şila?"
"Hiçbir şey demeye çalışmıyorum Perla!"
Ortamda gerginlik epey artmışken bakışlarımız birbirine meydan okuyordu. Anlık olarak gözünde hayal kırıklığı görür gibi oldum. Bu içimi acıtmıştı ama duruşumu bozmadım. Perla dediğim için kırılmamıştır herhalde değil mi?
Yok canım daha neler.
Bakışlarını ilk çeken o oldu bu defa. Hızla sağ elini saçından geçirerek başını tavana doğru çevirdi. Halen ona bakmaya devam ediyordum. Gözlerim meydan okumuyordu şimdi, buruktu. Beni sevme ihtimali hiç mi yoktu?
Belki de sevgili vardı. Hatta belki de o kız sevgilisiydi!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sene 3019
FantasySene 3019. Covid-19 isimli yeni tip virüs tüm dünyanın yok olmasında ki başlangıcı yapmıştı. Sadece son altı ayda dünya nüfusunun dörtte birini öldüren bu virüs; Evrenistlerin sevinci haline gelmişti. İntikam dolu ruhlar, acımasız düşüncelere sahip...