Kelimeler

38 7 47
                                    


Merhaba okuyucu hoşgeldin..

Bütün günümü uyuyarak geçirmek istiyorum diyorsan kalp bırak :)

Neysem, iyi okumalar..

...

"Kaybedenler kaybeder, kazananlar ise görünüşte kazanır."

...

Sabahın erken saatlerinde uyanmış ve Samida ile yola koyulmuştuk. Aramızda oluşan gerginlik kırk metre öteden hissedilebilir derecedeydi. Gerek olmadıkça göz teması kurmuyor ve konuşmuyorduk. Fabrikanın arka tarafına iniş yaptıktan sonra giriş duvarının olduğu kısma ilerledik ve toplantı odasına girdik. Fabrikanın içerisinde gibi duran bu yer aslında dışarıdan fark edilmediği gibi içerden de fark edilmiyordu. Perla ve ekibi bunu nasıl başarmıştı bilmiyorum ama mekanik cihazlarından, banyosuna kadar her şeyi düşünülmüş bir mekandı. Muhtemelen henüz görmediğimiz odaları da vardı.

Toplantı masasının etrafında Kimoni ve Tural'dan başkası yoktu. Perla bilgisayarların olduğu masada olduğu için bize arkası dönüktü. Sessiz adımlarla masaya ilerledik. Samida, Kimoni'nin yanına yerleşirken ondan uzakta bir köşeye oturdum. Bu şekilde olmak canımı sıkıyordu ama kırgınlığımın boyutunu anlamalıydı. Perla, başını çevirip göz uzuyla baktığında, kısaca "Hoş geldiniz," diyerek önünde ki bilgisayara odaklandı. Sanırım  önemli bir şeyler hallediyordu. Cevap vermek yerine karşımda oturan Tural'a baktım. Bakışları benim üzerimdeydi ve sanki bir şeyler söylemek istiyor gibiydi. Hafiften çatılan kaşlarımdan sonra derin bir nefes alarak önünde ki kupada bulunan şeyden koca bir yudum içti. Kahve olmalıydı, çünkü oda buram buram yıldız tozlu kahve kokuyordu.

Yavaşça bana doğru eğildiğinde konuşmak istediği şeyin beni alakadar ettiğini anlamıştım. Ona doğru yaklaşmak yerine kolumu sandalyenin koluna yaslayarak rahat bir tavır takındım. Sanırım ne diyeceğini anlamıştım. "Şila," diyerek konuya giriş yaptığında sessiz konuşmuştu. "Dün ki olaydan dolayı üzgünüm. Seninle kişisel hiçbir problemim yok inan bana.Sadece.."
Devamına ekleyeceği kelimeyi en iyi şekilde seçmek istercesine etrafına bakındı. Gözlerimle daha çok süzdüm karşımda ki çocuğu. İyi niyetli olduğunu ilk bakışta anladığın insanlar var ya, işte onun vücut bulmuş haliydi Tural. İçinde ki vicdan azabı onu rahat bırakmamış ve şimdi bende kendince özür dilemeye çalışıyordu. Pek başarılı olduğu söylenemezdi..

"Sadece arkadaşlarının seni dışlamasını istemedin," diye tamamladım cümlesini o doğru kelimeleri ararken. Kaşları üzgün ifadeyle yukarı kalkarken mimiklerini kullanışına hayran kalmıştım. "Öyle değil," diye yakındı ama doğruluğunu o da biliyordu bence. Bu defa masada ona doğru yaklaştım. Ona karşı kızgınlığım ya da kırgınlığım yoktu. Sonuçta daha birbirimizi tam tanımıyorduk bile. Ama yine de ondan beklemezdim.

Hep beklemediğimiz yerden vuruluruz.

"Öyle Tural," dedim. "İki gündür tanıdığın kızı seçmek yerine arkadaşlarını seçtin. Bence gayet mantıklı karar, ben olsam bende öyle yapardım."

"Yine de üzgünüm," dedi.

"Üzülmeni engelleyecekse söyleyeyim; sana kızmadım ya da kırılmadım," derken gülümseyerek tatlı bir hale gelmişti. Onu tek kelimeyle anlat deseler kesinlikle 'tatlı' derdim. Yavaşça arkama yaslanırken halen gülüyordu ben ise nötrdüm. "İnsan değer verdiklerine kırılır çünkü," diye tamamladım cümlemi. Yüzü anında şekil değiştirip buz gibi bir hal aldığında bakışlarımı masaya çevirdim ve boş boş bakmaya başladım.

Sene 3019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin