Kalbimde ki Biri

46 7 34
                                    

Hey. Bunu okuyan kişi. Mutsuz mu hissediyorsun? Geçecek.. Evet izi kalabilir. Ama aldırış etme.. Bu izler büyütecek seni. Tıpkı küçüklüğümüzde olduğu gibi; o yaranın acısı geçecek ama izi hep bizimle kalacak. Bize öğrendiğimiz acıyı hatırlatmak için. Bir daha aynı acıya düşmemek için..

Şimdi başlayalım.

...

"Ah ne güzel, ne güzel seni sevmek.."

...

Nilipek - Gözleri Aşka Gülen

Telaşlı halimi fark ettirmeden arkama döndüm. Gri kapüşonlu genç ellerini cebine sokmuş, rahat bir tavırla bana bakıyordu. Siyah gözlerine dikkatle bakarken sakin kalmak adına kendimi zorladım. "Hiçbir şey," dedim. "Hiçbir şey yapmıyorum."

Kaşlarını havaya kaldırdı. İnanmış gibi görünmüyordu ama sorgulamıyordu da sanki. Bir müddet baştan aşağı süzdü beni. Kendimi tuhaf bir şekilde rahatsız hissederken tek kelime edemedim. Çünkü o sırada bende çocuğu tanımaya çalışıyordum. Daha önce tanışmış olduğum biri değildi. Ama yabancı gelmemişti siması. Esmer tenli, hafif sakallı, spor giyimli bu çocuk evrene ait değil gibi duruyordu nedense. Ya da benim gibi aykırılığı sevdiğinden tarzı garipti. Gerçi bu evrende herkes garipti..

"Tamam."

Sesini bir kaç saniye sonra idrak ederken bana doğru yaklaştı. Ne demek istemişti şimdi?

Hiçbir şey yapmadığına inandı Şila!

"Tamam," dedim tuhafça ellerimi saçıma atarken. Saçım zaten topluydu halbuki. Gerçekten hiçbir şey yapmadığıma ikna olmamıştı. Ama sorgulamıyordu! Tuhaf..

Bir kaç saniye daha öylece kaldığımızda çocuğun gitmesini bekliyordum ama sanırım o da beni bekliyordu. Saçma sapan bir anın içine düşmüştüm. 'Ne, hadi gitsene kardeşim,' dercesine kafamı salladım.

O nasıl bir şey Şila!

Bende bilmiyorum ama çocuk anlamıştı. Tek kaşı havaya kalkarken rahat hareketlerle sağ elini cebinden çıkardı. Ve az önce ekranına baktığım masayı işaret etti önce. Arkamda ki masaya doğru baktım. Sonra kendisini işaret ettiğinde parmağını takip ediyordum. O an çaktım olayı. Çocuğun masasının önünde duruyordum ve haliyle benim çekilmemi bekliyordu.

Ah aptal kafam!

Rezil olduğum yetmezmiş gibi, "Ha," diye saçma verdim. Elimle alnıma vururken mahçup bir şekilde gülümsedim."Pardon."

Hızla çekilirken çocuk elini tekrar cebine soktu. Benim halimi komik bulmuş olacak ki dudağının kenarı kıvrıldı. Çok fena rezil olmuştum değil mi?

Hemde nasıl dedi içimde ki gıcık ses.

Tam tüm rezilliğimi yanıma alarak uzaklaşmak istemiştim ki sesini duydum tekrar. "Gizli bir iş yaparken bu kadar belli etme Lei!"

Hızla başımı çevirip ona baktığımda umarsız tavrıyla yerine oturuyordu. Bana bakmıyordu bile. Bir şeyler gizlediğimi anladıysa ekranına baktığımı da anlamış olmalıydı. Gözüm istemsizce oraya kayarken kırmızı harflerin yerinde olmadığını gördüm. Anlamış olduğu halde bu kadar rahat olması normal miydi? Herkesin özel bilgileri bulunan bu masalara bakmak özel alana girmek gibiydi ve Evren yönetiminin hassas olduğunu konulardan biriydi bu. İstese beni şikayet edebilirdi. Ama umursamazca ekrana bakmaya devam etti.

Sene 3019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin