Yeni ay, yeni bölüm.Zihnimde ki sesin yankıları halen bana eşlik ediyorken ortamdan soyutlanmıştım. Olayların en başına gittim, Ömer ile tanıştığımız güne.. Eğer o gün Mito ve Samida'yla birlikte olsaydım onunla hiç tanışmamış ve bu gruba hiç girmemiş olacaktım. Yine onu uzaktan sevmeye devam edecektim ama stabil Evren hayatında son öğrencilik zamanlarımın tadını çıkaracaktım. Ama şimdi...
"Rüya"
Bir kaç kez adımın seslenilmesiyle kendime gelerek sol tarafa döndüm. Kuzenim kaslarını kaldırmış merakla bakıyordu. "Hadi, çıkalım şu bunaltıcı odadan."
O an toplantı yaptığımız odada bizden başka kimsenin kalmadığını fark etmiştim. "Herkes nerede?"
"Biraz mola verdi Dexa," dedikten sonra gözlerini devirdi. "Ya da Emre işte. Her neyse ismi!"
Yavaşça ağaya kalkarken sessizliğimi korudum. "Çok tuhaf bir çocuk değil mi sence de? Madem dünyalılar bizi öldürmek için buraya getirdi, kendisi neden bu kadar zahmete girip bizi kurtarmaya çalışıyor ki! Saçma."
"Belki de iyilik henüz yaşayan bir şeydir dünyada," dedim fısıltı halinde. Ama bu söylediğime kendim bile inanamıyordum.
"Yapma Şilaa," derken durdu. "Afedersin artık sana rahatça Rüya diyebilirim. Öyle değil mi?"Hafif bir tebessüm ile başımı salladım. "Hiç konuşamadık, ailenle tekrar karşılaşmak, nasıl hissettirdi? Özellikle o-onunla."
Abimden bahsediyordu. Adımı koyan ve aynı zamanda adımdan nefret etmeme sebep olan kişiden.. Aklımdan tonlarca şey geçti. Öfkeliydim demek istedim, kırgın, üzgün, hasret. Ama sadece, "İyiydi," diyebildim. "En azından o güne dair pişmanlıklarım kalmadı. Eğer yıllar önce böyle davransaydım babam yanımda dururmuş," derken gözlerim dolar gibi oldu ama ağlamak istemiyordum. "Bu bile öyle mutlu etti ki.."
"Canım benim," diyerek kollarını omzuma sardı. Başını omzuma koydu. Derin bir nefesle kendime geldi. Bu kadar dram yeterdi. "Ee," dedim geri çekilirken. "Sen ne yaptın? Abinin saçını başını yoldun mu bir güzel."
Hafifçe kıkırdadı. "Hayır ama daha beterini yaptım, kız arkadaşının önünde rezil ettim onu. Çocukken bana yaptıklarının acısını çıkarmış oldum. İçimin yağları eridi valla."
İkimizde abisi tarafından şanslı olmayan kızlardık. Ama Esma'nın abisi onu tamamen hayatından çıkartmaya kalkmamıştı sonuçta. Benden belki de bir tık iyi durumdaydı. Gülümsemelerimiz aynı anda durduğunda, "Şu halimize bak, her şey normalmiş gibi gülüyoruz. Onlar öldü. Artık istesem bile abimle tartışamayacağım," dedim.
"Ben halen gerçekliğini idrak etmiş sayılmam," dedi dalgınca. O esnada toplantı odasının kapısı açıldı ve içeri Emre girdi. "Hadi hanımlar sizi de yemeğe alalım. Malum önümüzde uzun bir süreç var. Sağlıklı olmak zorundasınız."
"Bir midemiz kalmıştı karışmadığın, o da oldu tam oldu!" diyerek sitemle konuştu Esma. Hızla odadan çıkarken hafifçe çarptı. Bunu bilerek yaptığını Emre de anlamıştı ama dudak büzmekten başka hiçbir şey yapmadı.
"Hadi," diyerek elini gel dercesine salladı. Umursamadım ve yüzüne bakmaya devam ettim. "Ne oldu? İyi misin sen?" gibi sorular sorarken sadece yüzüne bakıyordum.
"Bana doğruyu söyle," dedim. "Kimsin sen?"
"Dedim ya, Emre ben!"
"Laf cambazlığı yapmayı kes," diye bağırdım. Bunu beklemiyor olmalı ki irkildi. Hızla arkasında ki kapıyı kapatırken kimsenin bizi duymasını istemiyor gibiydi. " Ne oldu bağırmamdan rahatsız mı oldun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sene 3019
FantasySene 3019. Covid-19 isimli yeni tip virüs tüm dünyanın yok olmasında ki başlangıcı yapmıştı. Sadece son altı ayda dünya nüfusunun dörtte birini öldüren bu virüs; Evrenistlerin sevinci haline gelmişti. İntikam dolu ruhlar, acımasız düşüncelere sahip...