Geçmişle Yüzyüze

43 3 142
                                    


Keyifli okumalar :)


"Kızım ne duruyorsun öyle gelsene hadi içeri," diyen annemin sesi beni kendime getirmişti. Yutkunarak onu onayladım ve sarsak adımlarla apartmana ilerledim. Gözlerim bulanıklaştığında başımı iki yana salladım. "Ağlamak yok Şila," diye fısıldadım kendi kendime. Benden vazgeçen ailemin evine döneceğimi hiç düşünmezdim. Ama şimdi buradaydım. İnsan gerçeklerinden, geçmişinden ve en önemlisi ailesinden kaçamıyordu. Tüm bağlarımı kopardım, artık onlar benim ailem değil dese bile olmuyordu işte.

Akıllı merdivenlere bastım ve beni dairenin kapısına getirdi anında. Yıllar öncesinde her gün girip çıktığım bu kapı şimdi bana çok yabancıydı. Öylece durdum kapının önünde. Kaç saniye sonraydı bilmiyorum kapı hızla açıldı. Annemin tombul yanaklı yüzü belirdi karşımda. Hafif çekik gözleri sorgularcasına bakıyordu bana. "Rüya," dedi kaşlarını hafifçe çatarken. Adım Rüya'ydı değil mi? Uzun zaman olmuştu adımı kullanmayalı. "İyi misin kızım sen?"

Toparladım hemen kendimi. "İyiyim," dedim. 'Anne' diye ekleyemedim. Tam konuşacağı esnada mutfaktan gelen ses ile oraya döndü. "Fırın alarm verdi hadi durma gir içeri. Senin sevdiğin böreklerden de yaptım."

Konuşurken bir yandan mutfağa doğru yol almıştı. Silik bir tebessüm oluştu yüzümde. 'Bir zamanlar sevdiğim börek' diye geçirdim içimden. Yavaş adımlarla girdim içeriye. Çok değil dört sene kadar önce ben bu eve aittim. Hiç değişmeyen koridoru adımladım mutfaktan çıkan koku tüm evi sarmıştı. Kendimi odamın kapısında bulduğumda dişlerimle alt dudağımı ezdim. Yavaşça kapı kulpuna dokundum, kapı açıldığında; tüm çocukluğum, gençliğim karşımda belirmişti sanki. Koyu mavi renklerinin ağırlık olduğu odam da herşey eskisi gibiydi. "Hiçbir şey değişmemiş!"

Hayretle fısıldadığım sırada arkamda hissettiğim hareketlilik ile arkama döndüm. "Değişmesi mi gerekiyordu?" diye sordu annem. Hiçbir şey olmamış gibi yaşayacak mıydık şuan yani! Sanki abimi bana tercih etmemişler gibi.. Zihnimden bunları düşünürken, "Yok," diye cevap verdim. Ne anlatabilirdim ki? Şüphesiz ben büyük bir oyunun içindeydim ve bunu çözmek zorunda olan kişi de yine bendim.

"Ay Rüyaa," dedi annem bıkkınlıkla. "Bir tuhafsın bugün."

"Her zaman tuhaf değil miyim zaten sana göre?"

"Arada bir tuhaf oluyorsun tamam ama bugün başka bir şey var sende," diyerek tek kaşını kaldırdı havaya. Ben sistemi sorgulayan çocuk olduğum için ailem tarafından tuhaf görülen kişiydim.

"Başka bir şey yok," diyerek itiraz ettim. "Yoksa hayatında birisi mi  var?" diye sordu anında. O an zihnime Ömer'in güzel gözleri düştüğünde hafifçe gülümsedim. Sonra yaptığım hatayı fark ederek anında eski halime döndüm. "Aman," dedi ve omuzlarımdan tuttu. "Sakın kızım. Sınav zamanı böyle şeylerle kafanı meşgul etme. Önce kariyer sonra evlilik düşünceleri tamam mı? Sen daha küçüksün.."

Yüzümü buruşturdum. Bu konuşmalar çok tanıdıktı. Bir öğretmen edasıyla konuşurdu benimle ama sorun şu ki; ben onun kızıydım, öğrencisi değil. Geri çekilirken "Kalbimin işine de karışmazsın ama!" dedim. Sesimde ki sitem beni geçmiş yıllara götürmüştü. Ben gerçekten onlara göre fazla asi bir kızdım. Halbuki kalbi savunmanın nesi asilikti ki!

Göz devirirken kollarını bağladı. "Ona karışma, buna karışma. İyice başına buyruk takılmaya başladın Rüya! Ve bu hiç hoşuma gitmiyor."

"Bu hayat benim," dedim daha önce defalarca yaptığım gibi. O günlere dönmüş gibi hissediyordum ve bu beni bunaltmıştı.

O günlere döndün zaten Şila!

Sene 3019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin