Medya: Arenanın içinden bir görüntü. (Temsili)Keyifli okumalar...
...
"Dost dediğimiz kişi zorluklarımızı, gölgede kalmış yanlarımızı bilir ve zaferlerimizden çok yenilgilerimize yoldaştır."
...
"Herkes hazır mı?" diye sorduğunda Ömer'e döndüm ve hazırım anlamında başımı salladım. Zorla kaldırıldığım yatağa tekrar dönüp bugünü yaşamayı atlamak isterdim. Ama maalesef kaçamayacağımız bazı sorumluluklarımız vardı. Ah büyümek.. bize neler yaptın böyle. Kalbimizi kararttığın yetmezmiş gibi omuzlarımıza neler yükledin!
"Toplantının başlamasına son yarım saat."
"Hadi Tural, düşünsel grubu başlat. Eğlence başlıyor," diyerek fabrikadan dışarıya çıktı. Ardından sırayla hepimiz çıkarken Samida'ya baktım son kez. Ardından yükselişe geçtik.
"Eğlence anlayışımız pek de aynı değilmiş dostum." Aralarında süren konuşmaya dahil olmak yerine Samida'ya ve aramızda uzayıp giden gerginliğe odaklandım.
Küs kalmak başaramadığım işlerin başında geliyordu. Ve bu huyumdan nefret ediyordum bazen. Ya da ona küs kalamıyordum. Sanki o giderse hayatımdan, kimse kalmayacakmış gibi geliyordu.O gün söylediği kelimeler zihnime düşmüştü. Yalnızlığımı yüzüme vuran kırıcı kelimelerdi. Haklıydı aslında..
Yalnız kalmaktan korkuyordum. Yalnızlığı sevip yalnızlıktan korkan tek canlı türü olabilirdim belki de.Yavaşça kuzenime yaklaştım. Bana bakmıyordu ama kulağının bende olduğunu biliyordum. "Ne söylediysem seni düşündüğüm içindi," dedim.
Bakışları bana döndü. "Biliyorum," dedi yarı mahçup sesiyle. "Sen de şunu bil; seni kırmak için söylemedim, hiçbir şeyi."
Kırık bir tebessüm oluştu ikimizin yüzünde de. Başımı salladım anlıyorum dercesine. Sonra hızla duygusal moodumu değiştirdim. "Pek bir süslenmişsin bakıyorum da," derken muzipçe gülüyordum. Artık ona baskı yapmayacaktım. Ömer haklıydı. Herşeyi kontrol edemezdim. Hata yapacağını hissediyordum ama bunu değiştiremeyeceğimi anlamıştım. Hata yapmasını engellemek yerine hata yaptığında yanında olmayı tercih etmiştim. Olması gereken buydu..
"Abartma, her zaman ki halim."
Yüzünde farklı bir gülümseme oluşurken yanaklarında ki allık daha da belirginleşmişti. "Hadi ama," derken gözlerimi devirdim. "Normalde bu kadar boya badana yapmazsın sen.. Bir şey soracağım?"
Dediklerime gülerken hak veriyordu. Sor dercesine başını salladı. "Ona aşık mısın?""Nereden çıktı bu şimdi?"
Sesi gerilmişti. "Bir yerden çıkmadı. Sadece senin duygularını çok arka plana attığımı fark ettim. Hiç konuşmadık seninle onu. Daha doğrusu her seferinde ben konuyu değiştirdim bir şekilde. Gerçekten içinde yaşattığın duygu aşk mı sence?"
Bir müddet düşüncelere daldı. "Aşk mı bilmiyorum," dedi ve parıltılı gözleriyle bana baktı. "Ama bana yaşadığımı hissettiriyor. Bomboş hayatın içinde sanki onu görünce herşey anlam kazanıyor. Çok farklı bir şey.."
Sesini hüzün kapladı bir an. Onu gerçekten anlamaya çalışıyordum. "Defalarca içimde ki bu şeye karşı çıkmaya çalıştım. Senle konuştuğumuz her zaman doğru olanın bu olduğuna inandım. Mantıklı konuşuyordun hep. Aklıma yatıyordu ama.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sene 3019
FantasySene 3019. Covid-19 isimli yeni tip virüs tüm dünyanın yok olmasında ki başlangıcı yapmıştı. Sadece son altı ayda dünya nüfusunun dörtte birini öldüren bu virüs; Evrenistlerin sevinci haline gelmişti. İntikam dolu ruhlar, acımasız düşüncelere sahip...