Ve tam bir ay sonra buradayım. Bir ay benim için çok yoğun ve yorucuydu o yüzden kafamda ki hikayemden uzakta kalmak zorundaydım.
Kendi ütopyama tekrar hoşgeldim.
Sen de hoşgeldin.
Keyifli okumalar...
Duman - Seni kendime sakladım 🎼
"Son kontroller yapılsın," diye anons yapan adam tüylerimin ürpermesine neden olurken etrafa bakındım. Sıraya dizilmiş onlarca asker hazır halde bekliyordu. Etrafta koşturan görevliler hızla son kontrolleri yapıyor, heyecanlı bekleyiş son buluyordu artık. Kıyafetlerimizi giyinmiş ve on birinci kapsülün kapısında bekliyorduk. Gözlerimizde takılı olan dijital gözlük, anlık verileri bize aktarıyor. Uçuşa kalan saniyeleri gösteriyordu. Dikkat çekmemek adına aramızda asla konuşmuyor, beyin mesajlaşmaları ile iletişim kuruyorduk.
'Bizden başka kim binecek kapsüle acaba?'
'Umarım kimse binmez' diye cevapladım kuzenimi.
'Öyle bir şey mümkün değil," diyerek itiraz etti Adiel hemen. Göz devirerek baktım ona.
'Giderken bir kaç planın üstünden geçmeliyiz, kim gelirse gelsin dikkat edeceğiz.'
'Ömer, riskli olabilir.' Alice'e katılıyordum aslında. Büyük uzay gemisinin içinde bulunan kapsüllerden birine binecektik, hepimizin bir arada olması iyiydi ama kapsüller on kişilikti. Yani yanımıza gelen gerçek Evrenist askerlerinin yanında planlarımızın üstünden geçmek zor olabilirdi.
'Off, kim geliyorsa gelsin çok takılmayın bu kadar.' Kaşlarımı hafifçe kaldırarak yanımda duran Samida'ya baktım. Sıkıntılı bir hale bürünmüştü. Koluna dokundum. "Neyin var?" diye sordum sessizce. Yüzünü buruştu ve hayıflanmaya başladı.
"Onca emekle hazırladığım bavulu yanıma alamadım. Bir de neyin var diye soruyor musun Şila?"
Onun bu haline istemsizce hepimiz gülmüştük. "Merak etme dünyada sana çok daha güzellerini alırız."
Arkamızdan gelen yabancı sese döndüm hızla. Mito'dan başkası değildi sesin sahibi. Çatık kaşlarımla ona bakarken Tural beyin grubuna mesaj yolladı. 'Bunun ne işi var şimdi burada?'
Herkesin şaşkın, benim öfkeli bakışlarım arasında Mito umursuz tavırlarıyla yanımıza geldi ve tam olarak kuzenimin yanında durdu. On birinci kapsülün bekleme salonunda, sekiz numaralı çemberin tam üstünde..
Tüm uyaranlar zihnimi kuşatmıştı. Bizimle aynı kapsülde olamazdı değil mi? Olmamalıydı.
"Mito," diye mırıldandı Samida. Hafifçe bir gülümseme vardı yüzünde. "Buradasın?"
"Buradayım," dedi gülerek. "Neden?" diye araya girdim hemen. "Senin komutanlar kısmında olman gerekmiyor mu, gitsene."
Bakışları yavaşça beni buldu ve gevşek bir şekilde gülümsedi. "Buradayım, sevgilimle aynı kapsülde. Bir mahsuru mu var Şila?"
'Şimdi şapa oturduk işte,' diyen Tural'ın sesi zihnimdeydi. Adiel'in söylenmeleri ve hatta Alice'in saçma teorileri zihnimde yankılanıyordu. Ama ben algılamak istemiyordum. Madem korktuğum şey başıma gelmişti. Ondan korkmuyormuş gibi davranmalıydım.
"Bir mahsuru yok elbette Mito," diyerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım. "Sadece, komiteden olan birisinin böyle sıradan insanların arasında olacağı aklıma gelmemişti!"
Yüzünde ki rahat ifade yerini gerginliğe bırakırken yarasına bastığımı anladım. Muhtemelen bizden başkası bilmiyordu komiteden atıldığını. "Böyle olması gerekiyordu ve oldu," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sene 3019
FantasySene 3019. Covid-19 isimli yeni tip virüs tüm dünyanın yok olmasında ki başlangıcı yapmıştı. Sadece son altı ayda dünya nüfusunun dörtte birini öldüren bu virüs; Evrenistlerin sevinci haline gelmişti. İntikam dolu ruhlar, acımasız düşüncelere sahip...