39.

10.5K 646 116
                                    

Bembeyaz bir örtü serilmişti ormana, gökyüzüne doğru sallanan uzun cam ağaçları beyaz gelinlik giyinmiş gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bembeyaz bir örtü serilmişti ormana, gökyüzüne doğru sallanan uzun cam ağaçları beyaz gelinlik giyinmiş gibiydi. Önlerinde uzanan yolda ilerleyen araba o kadar yavaştı ki gece yarısı varacaklarına emindi. Yol daha önce açılmış olmalıydı ama yağan kar, toprak yolu yeniden kapatmıştı.

"Gelmedik mi?" Sesi radyoda yükselen şarkıya karıştı. Sabah saatlerinde yola çıkmışlardı ve şimdi ikindi vaktiydi.

"Beş dakika." Tufan tüm rahatlığıyla arabayı sürerken yanında duran genç adama kısa bakış attı.

"Sıkıldım." Camı hafif araladı. Soğuk, kar kokusu taşıyan hava içeriye hücum ettiğinde kendine gelmişti. Yolda sadece iki defa mola vermek için durmuşlardı.  Artık kalçasını hissedemiyordu.

Uzun cam ağaçlarının sardığı yolun sonunda siyah ahşapla kaplanmış ev göründü. İki katlı, her yanı camlarla kaplı ev ihtişamlı bir kale gibiydi.

"Vay be!" Hayranlıkla baktı eve. Evin önünde bir arazi aracının yanına park etti  dikkatle. 

"Beğendin mi?" Ev yağan karın altında gösterişle parlıyordu. Evin üstündeki ve etrafındaki karlar temizlenmiş olsa da birkaç saate yeniden yerlerinin dolacağına emindi. 

"Delirdin mi? Bayıldım!" Arabadan indiler. Tufan çantayı ona uzattığında evden aldı gözlerini, genç adam da aynı zamanda yol üstünde aldıkları birkaç eşyayı almıştı arkadan.

"Kimin evi bu?" Orman büyük bir sessizlikle kaplanmıştı. Sanki kurduğu her cümle yankılanıyordu etrafta.

"Bir arkadaşıma ait."

"İrina mı?" Kaşlar çatılmış, mavi gözleri çakmak çakmak parlamıştı.

"Hayır, eksi bir boksöre ait. Adam Amerika'daymış." Eve kısa bakış attı. Yıllar önce geldiği gibi aynı güzelliği taşıyordu.

"Çantayı bırakalım, evin içinden çok dışı güzel." Esmer, teni beyaz örtüyle kaplanmış ormanda ilah gibi parlıyordu. Saçlarına düşen her kar tanesi ne kadar şanslı olduğunu bilmiyordu.

Tufan'ı hayranlıkla izlerken aldığı poşetlerle eve ilerlemesini izledi.
Kapı onlar verandaya varmadan açıldığında, Tufan karşılarına çıkan yaşlı kadına gülümsedi.

"Tufan," Bozuk İngilizcesi ile konuşmaya başladığında gülümseyişi büyüdü. "Seni görmek ne kadar da güzel. Ne kadar da hızlı büyümüşsün." Oğlana sarılıp, şefkatle sırtını okşadı.

"Nasılsın Nadia?" Arkasına kısa bakış atıp evin içine girdi. "Oğlun yok mu?" Kadının ormanın ortasında tek başına olması düşüncesiyle kaşları çatılmıştı.

"Ahh! Gölde o, balık tutacağım diye tutturdu. Sırf sen geliyorsun diye!" Neşeyle konuşurken oğlanın tezgâha koydu eşyaları boşaltmak için yavaş adımlarla ilerledi. 

𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin