Yataktan kalktığında yanında uyuyan genç adamın alnına küçük bir buse kondurdu. Dün gece sabaha kadar çalıştığı için yorgunluktan uyuya kalmıştı.
Tufan, hızla duş alıp giyindi. Evden çıkması 15 dakikasını almıştı. Arabasına atlayıp gideceği yere sürdü. Sabahın bu saatlerinde okula giden, işe gidenler yüzünden trafik yoğun olsa da istediği yere gelebilmişti.
Arabayı park etti. Durduğu ara sokağın sonundaki eve baktı. Sokakta okula giden birkaç çocuk dışında kimse yoktu. Camı hafif tıklatıldığında başını çevirdi yolcu kısmına, kapı açılıp nerdeyse kendisi kadar iri yarı bir adam girdi içeri.
"Günaydın. Kargalar bokunu yemeden aramanın sebebi bu mu yani?" Başındaki bereyi çıkardı. Üç numara kesilmiş saçlarında dolaştırdı elini. "Kendi başına da hallederdin."
"Evde mi?" Gözlerinin ardında saklanan şeytanın kokusu sinmişti harelerine
"Evde, günlerdir çıkmadı. İçeri bir ara biri girdi o kadar." Kehribar gözleri Tufan'a döndü. "Bunu sessiz yapacağız Tufan, yoksa ikimizin de başı belaya girer."
"Merak etme. Teğmenin duymayacak bile" Adamın gözleri teğmen kelimesiyle bir an parlasa da öfkeyle homurdanmıştı.
"Sikmişim teğmeni." Tufan arabadan indiğinde yapacaklarını söyleyeceklerini aklından geçirdi. Hayır direkt boynunu kırmalıydı. Konuşmasına bile izin vermemeliydi. "Senin çocuğun bundan haberi var mı?"
"Hayır. Olmayacakta." Baran'ın babasını öyle bırakmayacaktı tabii ki. Hep aklının bir köşesindeydi. Yarın Rusya'ya gitmeden önce onun da fişini çekmeliydi.
"Tufan. Gözlerindeki ateşi söndür. Adamı hastanelik edebilirisin, sıkıntı yok ama öldürürsen..." Dudaklarını ısırdı. "Başımız yanar. Benim askerlik çöp olur. Çavuş olmak kolay değil."
"Merak etme. Seni bu yüzden çağırdım." Evin kapısının önünde durdu. Ahşap eskimiş kapının ardında öfkesini kusacağı adam vardı.
Erkan, kapıyı tıkladı birkaç kere "Kısa kes. Yatağım hala sıcaktır." Yatağına dönse bile içine girmeyeceğini biliyordu.Kapı açıldığında karşılarına gözleri çökmüş adam çıktı. Önce elleri cebindeki umursamaz Erkan'a sonra tufana döndü. Onu gördüğü an gözleri büyüdü. Kapıyı kapatmaya çalışacağı sırada Tufan elleriyle engel oldu.
"Hiç misafirlik adabı yok. Cık cık" Erkan, Tufan'ın yanından geçip içeri girdi. Hava soğuktu ve dışarda biraz daha durursa götü donacaktı.
"Misafirlerini böyle mi karşılarsın sen?"
"Ne istiyorsun? Yetmedi mi yaptıkların?"
"Cık, yetmedi. Senin yüzünden çok acı çekti. Halada çekiyor." İçeri girdi. Evin içi
havalandırılmadığı için basık bir koku vardı."Kendi bokunda mı yaşıyorsun? Ne biçim koku lan bu?" Salona girdiğinde camları açmış, tekli koltukta elindeki defteri inceleyen Erkan'la karşılaştı.
"Adamın belasını sikmişsin, Tufan." Sırıtıp defteri yandaki koltuğa bıraktı. Banka borçları ve tanıdıklarından aldıkları borçların hesaplaması yazıyordu.
O tanıdıkların çoğu Tufan'ın dostuydu. İstediği an başına çökeceklerdi. "Neden buradasınız?" Adam korkuyla koltukta oturan adama baktı.
"Seni özledik." Erkan boş içki şişelerine ters bakış attı."İstediğinizi yaptım. Uzak durdum, yemin ederim yaklaşmıyorum." Gözlerindeki korku adamların iri yarı cüsseleri yüzünden büyüyordu. Kehribar gözlü oğlanı tanımasa da Tufan'ı duymuştu. Boks yapması dışında üniversiteden önce başka işlerde çalıştığını biliyordu.
Babasının miras bıraktığı dostlar sayesinde arkası sağlamdı. Bunun dışında cesareti ve gözü karalığıyla da duyulmuştu. Boks yapmadan önce bile iyi bir dövüşçü olduğunu duymuştu.
"Baranı, başkalarına..." Dişlerini sıktı. Gözleri siyaha dönmüştü. Canavarlarını salmak için tek bir hamle yeterdi. "Kim onlar?"
Kelimeleri seçmekte zorlanıyordu okyanus mavilerine çöken acıyı her düşündüğünde, kor bıçak deliyordu göğüs kafesini.
"Ben yapmam. Yalan söylüyor."
Sahte bir gülüş döküldü dudaklarından. Gözlerinde gezinen ifade canavarların salındığı gösteriyordu.
"Yalan söylüyor demek." Adama ilerledi. Arkada duran Erkan umursamazca izlese de tetikteydi. Bazen Tufan'ın belalı bir adama dönüştüğünü görebiliyordu.
"EVET!"
"Herkes senin gibi orospu değil. Sen kansız bir pezevenksin." Adamın ismini hatırlamadı. "Seni burada gebertsem, kimse duymaz. Ölün günler sonra bulunur. Arkandan ağlayacak insan yok."
"Haklı, gebertir." Telefonuna gelen mesaja karşılık verirken dalgınca cevap verdi.
"Ben bir şey yapmadım." Tufan, dibine girdi. Uzun boyu yüzünden yukarıdan bakıyordu.
"Seni nasıl öldüreceğimi buldum. Önce çeneni kıracağım. Böylece kimse sesini duymaz. Sonra da ayaklarına beton döker denize atarız. Ege denizinin sularında yok oluşunu izlerim keyifle."
Yüzü bembeyaz kesildi. Tufan, boynunu tutup kendisine çekti. Parmakları, adamın etine saplandı. "Yoksa üzerine yavaş yavaş asit mi döksek? Hem cesedinde tanınmaz. Sonra bir çuvala koyar gömeriz."
Gözleri yuvalarını zorluyordu. Boynunu tutan adam öyle bir ciddiyetle konuşuyordu ki bunların olacağından bir an bile şüphe yoktu. Gözlerinde ifade bunun sözünü veriyordu. Duvarlarda izini bırakmış şeytan Tufan'ın omuzlarındaydı."Özür dilerim. Yemin ederim bir..."
"O şansı vermem ben sana. Aynı şehirde yaşamanıza bile izin vermem."
Kafasını geçirdi yüzüne, düşmemesi için boynunu biraz daha sıktı. Parmaklarının derinin altına girdiğini hissettiğinde tiksintiyle bıraktı adamı.
Yakasından tuttu. Burnunu tutup, ağlayan adamı umursamadı bile. Gözlerinin önünde korkuyla başkasına karşı koymak zorunda kalan Baran vardı. Önce çenesini kırdı söz verdiği gibi. Ardından kaburgalarını. Yumruklarını her savurduğunda öfkesi daha da artıyordu.
Adamın sessiz iniltileri bile zor çıkıyordu artık. Nefesleri kesiliyor, göğsündeki baskı artıyordu. Kaburgalarından birinin ciğerlerine saplandığına emindi.
"Tufan." Ellerini adamın omuzlarına koydu. "Yeter. Öldüreceksin, yeterince korkuttun."
"Amacım korkutmak değil Erkan. Amacım nefesini kesmek."
"Yeter! Gidelim." Oğlanı zor bela çıkardı evden. Arabaya ilerlerken ambulansı aramış ve birinin bir eve zorla girdiğini söylemişti. Adamın onların şikâyet etmeyeceğinden emindi.
"Sen git. Bende buraları halledeceğim." Tufan başını sallayıp arabasına ilerledi. Yangınını biraz söndürmüştü. Şimdi içinde fokurdayan kazan biraz daha durgundu. Ellerindeki kanı torpido gözünden aldığı mendille sildi. Şimdi gidecek ve oğlanın sıcaklığında uykuya yeniden dalacaktı.
Uzun zamandır aklımdaydı. İçimin soğuması için bu gerekiyordu. Baranım aslanım önün açık, yardırrr ksmxocmdkdkdkkdks

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Göğüs oluğuna bastırdı dudaklarını. "Tanrı sevgiyi yasak kılmadı bize. Ama şehvet yılan gibi bedenlerimize dolanırken günaha boyandık seninle." Tufan ve Baran 🖤 Eşcinsel hikayedir 🌈 Cinsel içerik ve küfür içerir ! Başlama: 09.11.20 Bi...