28.

21.9K 1.4K 165
                                    

En son 6 yaşında kar gören masum yazar bu bölümü kendisine ithaf ediyor. 😢😢

Keyifle okuyun. 💜


Camın önünden ayrıldı. Hızla salona girdiğinde önündeki notları okuyan Tufan ona döndü.

"Kar yağıyor!" Heyecanla bağırıp, salondaki cama ilerledi.

"Sana kötü bir haberim var. Her sene yağıyor." Notların üzerinden kalemle geçti. Sınavlarına az kalmıştı ve bu sene mezun olmak istiyorsa eğer ders çalışmalıydı.

"Ama bu yılın ilk karı. Hadi çıkalım, lütfen." Tufan, uzayan sakallarını kaşırken elindeki notları sehpaya attı.

"Sen burada büyüdün. Her yıl zaten kar görüyorsun." Kaşları çatılmıştı. Dışarı çıkmak gözünde büyümüştü ama yine de Baran için kalkıp çıkacağını biliyordu.

"Evet biliyorum ama hiç çocuk gibi eğlenmedim." Hüzünle cama döndü.

Tufan ayağa kalkıp odasına ilerledi. "Çabuk giyin."

Gözleri parladığında koşarak salondan çıkmaya başlayan oğlanın sırtına atladı. Yeni bir ev bulamamıştı. Bu süre zarfında Tufanla yaşamaya başlamıştı. Hala babasından ses yoktu ama annesi ile boşandığını biliyordu. Şimdiye kadar öfkeyle Baranı bulup öldürmesi gerekiyordu ama tuhaf bir şekilde sessizdi.

"Sen adamsın!" Yanağına öpücükler kondurdu.

"Şımarma." Tufan sanki sırtında hiçbir şey yokmuş gibi rahatça yürüyordu.

Birlikte kullandıkları  dolaptan giyineceklerini aldı. Hızla üzerini giydiğinde, Tufan'a döndü. Ama o giyinmek yerine gözlerini oğlana dikmiş öylece izliyordu.

"Ne bekliyorsun? Hadi giyinsene." Odadan çıktı. Tabii ki de adamın karşısında bilerek giyinmişti. Tufana onu istediğini söylediği halde hala uzak durmasını anlamıyordu. Öpüşüp, koklaşsalar bile daha ilerisine gidemiyordu. Hep bir sınır vardı karşılarında.

Ayağına botlarını geçirdi. İçindeki heyecana gem vurmadan bekledi Tufan'ı.

Tufan ise oğlanın cesur hareketlerini düşünüyordu. Hala kendince tereddütleri vardı. Birine güvenmenin kolay olmadığının farkındaydı.

Öykü'den sonra Baran aniden girmişti hayatına. Ne kadar atlatmış olduğunu düşünse de aldatılmışlığı taşıyordu üzerinde.

Başına bere geçirdi. Eline Baran için bir kaç şey alıp çıktı odadan. Kapıda heyecanla bekleyen oğlana ilerledi.

Önce başına bere geçirmiş sonrada eldivenleri takmasına yardım etmişti. Evden çıktıklarında Baran parka doğru ilerledi.

"Bekle, atla arabaya."  İleride park edilmiş siyah arabaya ilerledi. Biraz uzakta olsalar iyi olurdu. O zaman daha rahat hareket edebilirlerdi.

Sokakta, kafede, okulda yakınlaşmak onlar için ölüm tehlikesiydi. Toplum gözü kör bok sineği gibiydi.

Arabaya bindiğinde şehrin dışında kalan parka ilerlediler. Orada çok insan olmazdı. Rahat rahat yürüyüş yapabilir, el ele tutuşabilirlerdi gönüllerince. Bunu basit eylemden korkmak canını sıkıyordu artık.

"Yarıyıl tatilinde Rusya'ya gelmek ister misin?"

"Ne?" Baran gözlerini yoldan ayırıp şaşkınlıkla çevirdi Tufan'a. Oldukça rahat bir şekilde araba sürüyordu. Yol yeni karla kaplandığı için yavaştı sürüşü.

"Rusya'da bir maçım var. Ardından bir hafta orada tatil için kalacağım. Kız kardeşimde gelecek. Tanışmak istersin belki."

"Maça mı çıkacaksın? Hobi için yaptığını sanıyordum." 

Gülümseyerek saniyelik oğlana baktı. "Hala öyle. Arada  katılıyorum. Ayrıca maç başına aldığım ücret benim üniversite masraflarımı ve gelecekte kız kardeşimin üniversite masraflarını karşılayacak miktarda."

"Oha! Nasıl bir maç ya bu?" Arabayı patika yola sürerken gülümsemesi büyümüştü. O sert ifadesi yoktu artık.

"Dolar olarak alıyorum. Malum ülkede doların değeri de baya yükseldi."

"Vay canına." Arabayı park edip kemerini çözdü.

"Gelmek ister misin?"

Zaten yeterince yük olmuştu. Bedava bir evde kalıyordu. Ne kadar faturaları paylaşa da hala kendisini fazlalık olarak görüyordu. Ayrıca Rusya'ya gidecek bilet parasını toplaması imkansızdı.

"Eğer bilet için endişeleniyorsan sorun yok. Sponsorlar karşılıyor." Gözleri büyüdü bu kadar çok mu işin içindeydi yani?

"Bilemiyorum."

"Bilemeyecek bir şey yok. Sadece gezmek için gideceğiz. Ayrıca bu fırsat bir daha karşımıza çıkmaz." Arabadan indiğinde, oğlanı sayısız düşünceler içinde bırakmıştı.

Baran, gidip gitmeyeceğini bilmiyordu ama Tufanın maçını da izlemek istiyordu bir yandan da.

Yürüyüş yoluna girdiklerinde yağan yağmur küçük bulut taneleri gibi süzülüyordu yeryüzüne. Baran karın tutmamasına üzülse de yürüyüş yapmak bile yeterdi. Elini uzatıp Tufanın sıcak elini tuttu. Parmakları birbirine dolandı. Onların önünde bir çift vardı. Bunun dışında yalnızlardı.

Yavaş yavaş yürüyüp anın tadını çıkardılar. Hatta bir kaç fotoğraf bile çekmişlerdi.

Tufan artık görünmeyen çifti fark ettiğinde, Baranı belinden tutup ağaca yasladı. Konuşma fırsatı vermeden dudaklarına kapandı. Yumuşacık sıcak etli dudakların tadını almak inanılmazdı.  Onu öperken neden bu kadar iyi hissediyordu?

𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin