52.

6.4K 508 122
                                    


Gökyüzünü saran karanlık bulutlarda gezinen gözlerinde derin düşüncelerin izi vardı. Aklında dönüp duran ve sonu gelmeyen bir düşünce yığınıyla doluydu.

Aldığı soluklar sıkıntılıydı. İçeride uyuyan oğlanın uyanmasını bekliyordu. Günler önce Fatih'le konuştuktan sonra aklındakileri toplamak için kendisine zaman vermişti.

Londra'da yaşamak muhteşem olurdu ama söz konusu Baran olduğunda bunun elinin tersiyle itebilirdi. Ayrıca Öykü'nün sürekli aralarını bozmak için bunu söylemeye çalışacağını da biliyordu. Kız resmen hayatlarına sıçmak için an kolluyordu.

"Tufan?" Omuzunun üzerinden Baran'a döndü. Oğlan yeni uyanmanın verdiği bir mahmurlukla ayakta dikiliyordu. Yanakları kızarmış, saçları dağılmıştı. "Uyumadın mı hiç?"

Okyanusları sehpadaki kitap yığınına düştü. "Uyudum biraz. Erken uyandın?"

"Hastaneye gitmeliyim, raporum bitti." Tufan, onu izledi. Kendisi camın önünde tekli koltuktayken o ayaktaydı. Baran ona doğru adımlamasını izledi. "Bir sorun mu var? Günlerdir sessizsin."

"Konuşalım mı biraz?" Baran'ın korkuyla başını sallamasını izledi buğulu gözlerle.

Koltuğa çöken genç adama döndü. Baran, merakla onu beklerken o bütün gece aklında döndürdüğü cümleleri bir araya getirmeye çalıştı.

"Bir iş teklifi aldım." Baran, onun dalgın kahvelerini izledi. Aklında neler dönüyorsa bunun onda sıkıntı yaptığını anlamıştı.

"Bu çok güzel, daha mezun olmadan bir teklif almışsın bile." Onun adına mutlu olduğu gözlerinin parlamasından anlaşılıyordu. Tufan işini bu kadar severken başarısız olmasını asla istemezdi.

"Londra'dan teklif, İngiltere'ye gelmemi istiyorlar." Baran'ın idrak etmesini izledi sakince. Oğlanın kaşları çatılmış, gözleri ise boşluğa düşmüştü. Bir süre haberi sindirmesini bekledi sabırla. Sessiz kalmaya devam ettiğinde endişeyle seslendi. "Baran?"

"Kabul etmelisin bunu, bu çok iyi fırsat." Sesinin titrememesi için her şeyi yapmıştı. Kalbi öyle bir çarpıyordu ki ellerinin titremesini gizlemek için bacaklarının arasına sıkıştırdı. Eğer İngiltere'ye gidecekse neler olacaktı? Kendisinin gitmesinin imkânı olup olmadığını düşünmeye bile gerek yoktu. Maddi imkânsızlıklar yüzünden uçak bileti bile alamazdı. Onu geçti hala bitirmesi gereken bir okul vardı.

"Benimle gelmeni istiyorum, orada iyi okullar var. Seni kabul edeceklerine eminim." Duraksadı.

Okul puanı iyiydi evet ama söz konusu orada yaşamak, ihtiyaçlarını karşılamaktı. Burada bile kendi bursu sayesinde hayatta kalıyordu. Oraya giderse ne olacaktı? Tufan'ın sırtından geçinen biri olmak istemiyordu.

Okul masrafını bırak okula girmek için yeterli parayı bile bulamazdı. Ayrıca annesi ne olacaktı? Aklında dönüp duranlar ense köküne ağrının saplanmasına neden oldu. Gözlerini yumdu, aldığı derin nefesler ciğerlerini kesikler atıyor gibiydi.

"Ben, ben orada nasıl yaşayabilirim ki? Burada bile kiramı zor karşılıyorum."

"Oradan firma tarafından ev verilecek, gelmem için her şeyi yapmaya hazırlar. Okul için hiçbir şeyi endişe etme. Her şeyi halledebilecek kadar iyi bir paraya sahibim."

"Yani senin sırtından geçineceğim?" Alayla sırttı, öfkelenmişti istemsizce. Bunu yapamazdı bir asalak gibi onun sırtında yaşayıp onun bin bir çabayla kazandığı parayı harcamazdı.

"Öyle demek istemedim." Oturduğu yerden kalkıp Baran'ın yanına oturdu. "Paranın asla sıkıntı olmasını istemiyorum. Bak yeteri kadar param var, zaten Berfin'in de okulunu oraya aldıracağım." Cümlesini toparlamaya çalıştı. Çünkü Baran'ın kaşları çatılmış, okyanuslarında fırtınalar başlamıştı. "Okulunu bitirene kadar benden burs alır gibi düşün. Sorasında bana ödemeye başlarsın, hmm?" Hevesle baktı oğlanın gözlerine.

𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin