35.

14K 850 73
                                    

Dikkat günah dolu sahneler içerir. :D 




Bedenini de ruhunu da her daim teslim ederdi. Kalbi kor bir ateşe atılsa, o ateş Tufan olurdu. Yanmak hiç bu kadar güzel, hiç bu kadar değerli olmamıştı.

Tanrının yarattığı en muazzam sanattı bu adam. Gözleri, burnu, dudakları... hayır, onu bunlar basit kılardı. O daha fazlasıydı. Dış görünüşüne bakıp sadece soğuk bir adam görürdünüz ama Tufan, bunlardan daha fazlasına sahipti.

Taşıdığı kalbi, ruhu ve Baran'ın içinde neler döndüğünü merak ettiği zihni. Bu birini güzel ve değerli kılardı. Biliyordu ki yıllar sonra o güzel surat solacaktı.

"Ne düşünüyorsun?" Gözlerini köpüklü sudan kaldırdı. Tufan hemen karşısında köpüklü suyun içinde oturuyordu. Geniş küvet ikisinin de bedenini almakta zorlanmamıştı.

"Hiç" omuz silkti. Su hafif dalgalandığında gözlerini adamın güzel yüzünde gezdirdi. Oldukları komun, olduğu kişi şu an onu şaşırtıyordu. Nasıl babasının pençelerinden kurtulmuş ve bu adamın yanında hiç aklına gelmeyecek bir yaşama sahip olmuştu?

"Hiç. O kadar derin bakıyorsun ki, hiç olduğuna inanmak zor." Başını yana eğdi. Yangınları taşıyan bakışları, okyanus mavisi gözlerinden, dudaklarına, ıslak omuzlarında dolaştı.

"Sadece, seninle karşılaşmak. Hayatımın bu kadar değişmesi" Tufan'ın baldırlarına değen parmak uçları yüzünden konuşmak zordu. Bedenin bir kısmı köpüklerin altında saklanmış olsa da daha önce gördükleri zihni ve bedeni net bir şekilde hatırlıyordu.

"Kırmızı iplik. Bu hikâyeyi bilir misin?" Başını salladı Baran. "Fatih, seninle ve benim karşılaşmamızı, bu kadar kısa sürede seni hayatıma almanın kader olduğunu söylüyor. Daha önceki hayatımızda kırmızı ipliklerle bağlanmışız." Gözleri kısıldı, küvetin kenarına yasladığı kolunu kaldırdı. Kol kasları gelirken gözünün önüne düşen saçlarını geriye yatırdı. "Eğer öyle bir hayatımız olmuşsa, umarım orada da bana aitsindir."

Kalbi bu kadar hızlı atmaya devam ederse, Türkiye'ye bir ölü olarak dönecekti.

"Bu yüzden Baran, bazı şeyleri çok düşünme, neden ya da nasıllara bakma. Geleceğin neler yaşatacağına da bakma, sadece içinde olduğun anı düşün. Geleceği siktir et demiyorum ama öyle bir yaşa ki geçmişte bıraktığın tüm o acılar mutluluğun toprakları altında can versin."

Gözleri sulandı. Böyle bir şeyi duymayı ne kadar beklemişti? Hayatı hep bir karmaşa ve yıkıma gebeydi ama bu adam o karmaşayı düzene sokmuş her bir yıkıma hazır şehirlerini güçlendirmişti.

Küvetin kenarından güç alıp Tufan'ın kucağına çıktı. Bedenindeki mutluluk o kadar saftı ki, altındaki erkekliği ya da bedeni gerilen adamı düşünmedi bile.

"Sen çok güzel bir adamsın. O gün için beni bulduğun için şükretmeden edemiyorum. Sen olmasaydın neler olurdu bilmiyorum." Başını omuzuna yasladı. Kokusu genzine dolduğunda dudağının boynuna bastırdı.

Saçlarını okşayan adama bakmak için geri çekildi. "Tufan, ben çok şanslıyım." Burnunu çekti.

"Sulu göz." Gülümsedi. Kızarmış dudaklara küçük bir öpücük bıraktı. Baran dudaklarını araladığında o masum öpücük cehennem çukurunun kapası oldu.

Dudaklarını çekiştirip öpen adamın inlemesiyle kendisini bastırdı altındaki iriliğe. Çıplak bedenlerinde gezinen şeytanın nefesi onları şehvetin kucağına itti.

Küvetin kenarından akan suyun sesi boş banyonun duvarlarında yankılandı. Ellerinden biri Tufan'ın saçlarına dalarken diğeri küvetin kenarından güç alıyordu. Çıplak bedeni altındaki iri erkekliği o kadar net hissediyordu şimdiden hazırdı içine almaya. 

"Tufan." Harfler esrarlı birer duman gibi çıktı dudaklarından. Adamın iri ve kabarmış erkekliğine sürtünürken kendi erkekliğinin de kabartısı onu zorluyordu. Tufan'ın ellerinden biri kalçasını avuçlarken daha sert  bastırdı oğlanın bedenini bedenine. 

Dudaklarının arasından çıkan inleme boğuktu. Baran, dudaklarının çekiştirilip, ısırılmasına dayanamıyordu. Deliğinin etrafında dolaşan parmak ise son sınır gibiydi. 

Geri çekildi, ona yukarıdan baktı. Kararmış gözlerini, sakallarıyla çevrelenmiş kemikli yüzü. Ne güzeldi böyle. 

"Lütfen, yap şunu!" Tufan'ın küvetin kenarını kavrayan elleri bel çukuruna düştüğünde kendini bastırdı adama. erkekliği ikisinin arasında ezilirken alnını adamın omuzuna yasladı. Tufan'ın dudakları omuzundan göğsüne kayarken adamın onu delirtmek için yavaş hareket ettiğini düşündü. "Tufan..." Arsız dudakları kabarmış göğüs ucunu bulduğunda dudaklarının arasından kaçan inlemeyi durduramadı. 

Tufan'ın deliğinin etrafını da dolanan parmaklarının yerine erkekliğini hissettiğinde beklentiyle kasıldı. Derin bir soluk alırken, adamın arsız dudakları boynunda gezinirken saçlarını daha sert çekiştirdi. 

Küvetin kaygan yüzeyinde olan eli Tufan'ın boynuna sarıldı. Adam yavaşça içine gömülürken dişlerini geçirdi boynuna. dişleri Tufan'ın ince derisine sertçe asılırken artık  tamamen içindeydi. Karnında binlerce fişeğin patladığını hissetti Tufan'ın belindeki eli erkekliğini sardığında. aklını kaybettiğini düşündü. Uçak yüzünden oluşan yorgunluğu uçup gitmişti. 

Suyun içinde böyle bir deneyim yaşamak, ısırdı yerin üzerinde gezdirdi dilini. Adamın inlemesini doldurdu kulaklarını. Öpücüklerini sıraladı boynuna usulca dudaklarına ilerlerken destek alarak hareketlendi adamın üzerinde.

Şeytan günahkar ruhlarını kendi kozasında saklarken, onlar dakikalarca birbirinin bedeninde kayboldu. 





Daha önce bu bölümde smut yoktu ama çoğu kişi yarım bırakmamdan hoşlanmamıştı bende neden düzenleme sırasında yeniden yazmamayım dedim. Umarım beğenmişsinizdir. 

Çünkü yanıklarım alev alıyor ve ikinci defa yazmayacağım kadar çok utanıyorum.


Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Öpüldünüz. 💜

𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin