33.

15.4K 920 59
                                    

Normalde işin sonu günah dolu bitmesi gereken bir bölüm yazacaktım ama vazgeçtim. Ksxkdldlxldldl


Baran oturduğu tabureden kalkmadan Tufan'a döndü. Adam başında dikiliyordu. Sacını keseceğini tutturmuştu. Nerden çıktığını anlamamıştı ama parmaklarının saçlarını arasında olmasını seviyordu.

"Tamam. Sadece kısaltacağım." Oğlanı yeniden döndürdü. "Bir daha dönersen seni oturduğun yere bantlayacağım" Başını salladı sadece. Onu izlemeyi seviyordu.

Üzerindeki kazağın kollarını avuçlarının içine aldı. Tufan'ın kazakları ona uzun ve büyük geliyordu ama bunu seviyordu.

"Kıpırdama. Kulak giderse sorumlu olmam." Baran'ın saçlarını taradı. Yumuşak tutamlar, tarağın parmaklarının arasından kayıp gidiyordu.

"Çok kesme, hatta hiç kesme."

"Yüzünü göremeyeceğim yakında, gözlerin kapandı." Öyleydi ama bunu seviyordu. "Çok kesmeyeceğim." İlk makas darbesini vurdu. Ardından art arda gelen darbelerin sonunda saçları kesilmişti. Tufan'ın usta elleri her bir saç tutamını parmaklarının arasına alıyor makası vuruyor sonra yeni bir tutam daha alıyordu. 

İçine yerleşen huzurun tarifi yoktu. Annesinden sonra başkasından şefkat ve sevgi görmek yaralı ruhuna ilaçtı.

"Tamamdır." Saçlarını karıştırdı. Birkaç kez taradı gözüne fazla gelen kısımları alıp son defa tarayıp elleriyle şekil verdi. Ardından tepesine bir öpücük kondurdu. "Bak bakalım." Omuzlarındaki havluyu aldı. Baran, aynanın karşısına geçti. Saçları çok iyi olmuştu. Beklediğinden daha düzgün ve iyi şekil vermişti. Bu adam hiç mi kötü iş yapmazdı?

Saçlarının kenarları kısaltılmış, önü uzun bırakılmıştı. Tıpkı istediği gibiydi. "Beğendin mi?"

"Bayıldım. Ellerine sağlık." Arkasını dönüp oğlana sarıldı. Tufan ile olduğu konumu seviyordu. Belirsizliği seviyordu. İsimsizliği ve etiketlerin dışında olmayı seviyordu.

"Şimdi bavulunu hazırla, sabah erken çıkacağız." Kollarını beline saran Baran'ın saçlarını okşadı. Yüzüne bir tazelik gelmişti. Saçları kısa kesildiğinden yüzü daha ortaya çıkmıştı. 

"Önce duş alacağım. Sonra hazırlarım."


"Tamam, nasıl rahat edeceksen. Yarıyıl tatiline denk geldiği için bir hafta kalırız."  Yanaklarını okşadı. Okyanus mavileri huzurlu, dingin bir ifade taşıyordu.

Onun bu huzurlu hali mutlu ediyordu. Yüzünde ve bedeninde izler yoktu. Güvendeydi. Sabahki olaydan haberi yoktu, olmayacaktı da.

Bin bir zorlukla banyodan çıktı. Ardından kendi odasına girip bavul hazırlanmaya koyuldu. Aslında ikisi tek bavulla bile gidebilirdi. Bu mantıklı gelmiş olacak ki dolabın üzerindeki büyük bavulu indirdi. Bir kısmına kendi giysilerini yerleştirdi. Kalın yün kazak, pantolon ve diğer ihtiyaçlarını da yerleştirdi. Birkaç gün için yeterde artardı bile. Eksileri olursa da satın alırdı. 

Kız kardeşi ile Rusya'da buluşacaktı. Onu çok özlemişti ama babasının ölümünden sonra hiç gitmemişti memlekete. Omuzlarına yüklenen zorunluluklar yüzünden uzak kalıyordu oradan. Kendisi olamıyordu ailesinin yanında.

Telefonunu şarja taktığında yatağına uzandı. Aklında bir karmaşa vardı. Düzen sağlamak zordu ama eskisi gibi susturulması zor değildi. Okyanus mavileri düşündüğü an kaos, düzene karşı koyamıyordu.

Baran, banyodan çıktığında yeni saçlarında adamın izlerini mutlukla izledi. Birini sevmek böyle bir şey miydi? Dokunduğu her şey anlam mı kazanıyordu? Her bir yarasına dokunan parmaklar gerçekten de iyileştiriyor muydu?

Odaya girdiğinde yerdeki bavula takıldı gözü. Bir kısmı dolu bir kısmı ise boştu. Belindeki havluyu biraz daha sıkıştırdı. "Tek bavulla mı gideceğiz?"

Yatağa sırt üstü uzanmış adama kısa bakış attı. "Evet. Eksiğimiz olursa orada hallederiz."

"Kız kardeşin, o nasıl gidecek?"

"O bu akşam yola çıkacak bizden erken varır. Önce İstanbul'a gidecek, sonra da Moskova. Daha önce gittiği için sorun olmaz." Gözleri Baran'ın çıplak pürüzsüz göğsünde dolaştı.

Dili damağı kuruduğunda gözlerini kaçırdı. Tavanda bile onu görüyordu. Dudaklarının arasından bir soluk bıraktı.

Bu çocuk kalbi için iyi değildi. Baran üzerini giyindiğinde bir an bile Tufan'dan utanmamıştı. Her şeyi görmüştü sonuçta saklayacak başka bir şeyi yoktu.

Üzerine bir tişört geçirdi. Aynı zamanda da ihtiyacı olanı bavula yerleştiriyordu. Hızla işlerini bitirip Tufan'ın yanına ilişti.

"Şey, ikimizin bir fotoğrafını paylaşsam?" Gözlerini kaçırdı. Okyanus mavilerine utanç bulaşmıştı.
"Sorun olmaz. Paylaş."

Hızla telefonu eline aldı. Heyecanla paylaşacağı seçmeye koyuldu. Çok samimi olmayacaktı ama çok mesafeli de olmayacaktı. Gereken mesajı verecekti.

Yılbaşı gecesi Fatih tarafından çekilen fotoğrafı seçti. İkiside mutluydular. Önlerindeki oyuna odaklandıkları için fotoğrafın farkında bile değildi İkiside. Tufan, hemen koltukta oyuna bakarken, Baran'da yerde oturmuştu.

Fotoğrafı Tufan'a çevirdi. Birkaç saniye bakmış ardından da onaylamıştı. "Paylaşmak istediğinde emin misin? İki dakikaya kalmaz okul o fotoğrafı dedikoduya çevirir. Yaşadığımız ülke ne bize ne de yaşamlarımıza saygı duyuyor."

"İstiyorum." İstemesinin en büyük sebebi Tufan'a deli gibi bakan ve mesaj atanlardı. Hızla fotoğrafı paylaştı.

 Hızla fotoğrafı paylaştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baranzorlu : 🎉






Fotoğraf bulmak kadar canımı sıkan bir şey yok. Hiç biri istediğime uymuyor böylece yeniden yazmak zorunda kalıyorum 🙄


𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin