7.

27.2K 1.8K 266
                                    


Büyük salonda etrafına bakıp yürürken, gözleri hayranlıkla aralanmıştı.
Salon beklediğinden de güzel ve gösterişsizdi.  Ortada iki tane ring, etrafta asılı birkaç tane kum torbası, duvar dibine konulmuş ağırlıklar, duvarlarda asılı onlarca poster ve daha sayamadığı onlarca şey vardı etrafta.

"Beğendin mi?" Arkasından gelen sesle döndü. Tufan tam arkasında durmuş ve tüm ilgisiyle ona bakıyordu. Üzerinde gri bir tişört , altında siyah bir eşofman vardı. Geniş omuzları ve iri bedeni tişörtü doldurmuş, bedeninin güzelliğini sermişti ortaya. Adamın iri bedeni çirkin değildi. Aksine o kadar güzel ve orantılıydı ki kendini bakmaktan alamıyordu.

"Evet, oldukça güzel" Tufan, başını sallayıp, sanki yeni görüyormuş gibi salona göz gezdirdi.

"Antrenmanları hep burada yaparım. Sende burada çalışacaksın." Gözleri genç adamın, bedeninde gezindi. Zayıf değildi ama yapılı da değildi. "Üzerini de değiştir, başlayalım."

Tufan, soyunma odasının yerini tarif edip onu yollarken hala etrafı inceliyordu. Koridor boyu sıra sıra dizilmiş odalarda, onlarca spor malzemesi ve idman eşyası bulunuyordu.

Geniş soyunma odasına girip kendisi için verilen dolaba yöneldi. Üzerini değiştirip tekrar salona döndüğünde, Tufan'ın yaşlı bir adamla sohbete girdiğini gördü. Geldiğini hissetmiş gibi dönen adama ilerledi.

"Sana bahsettiğim arkadaşım. Bir süre burada benimle antrenman yapacak." Tufan yanında duran Baran'a bakıp tekrar yaşlı adama dönmüştü.

"Tamam oğlum, sen yine de kaydını yaptır, ne olur ne olmaz. Polis denetimleri sıklaştı son zamanlarda. Sende hoş geldin oğlum."

"Hoş buldum."

"Tamam, Amca" Baran'ın ürerinde gezdirdi keskin gözlerini ."Hazır mısın?" Başını salladı. Heyecanlıydı. Daha önce hiç boks yapmamış, yapmak içinde çaba harcamamıştı. Şimdi ise Tufan tüm güzelliğiyle ona ders verecek kendisini korumasını sağlayacaktı.

"Size iyi çalışmalar." Adam onlara son bakış atıp koridora ilerlerken, Tufan'da kum torbasına yönelmişti.

"Öncelikle duruşunu ve nasıl daha iyi yumruk atarsın onu göstereceğim. Sonra ise birkaç savunma tekniği." Köşe de duran ahşap bankın üzerinden el bandajlarını aldı. "Önce ellerini saralım. Sana nasıl sarıldığını göstereceğim. Zamanla tek başına sarmayı öğrenirsin." İyi bir öğretmendi Tufan. Anlattığı her şeyi oğlanın anlayacağı sadelikte anlatıyor, o istemese bile bazı yerlerde tekrar üstünden geçiriyordu.

Geçen saatlerin ardından, Baran iyi bir yumruğu nasıl kolayca atabileceğini öğrenmişti.  Dahası yanında bulunan Tufan, sürekli kollarına ve duruş açısı için beline dokunuyordu. Her dokunulduğun da yayılan kıvılcımları hissetmemek imkânsızdı.

İkisinin de etrafını saran elektriklenme sınırlarını zorluyordu ki Tufan artık daha fazla dayanmadı. İçini saran tuhaf hissetten ve bu durumdan kurtulmalıydı.

"Bugün burada bırakalım." Genç adamdan uzaklaşıp derin soluk aldı. Kendisi çok hareket etmediği için rahattı ama iki saate Baran'ı çok zorlamıştı, genç adamın kolsuz tişörtündeki ıslanmadan bu anlaşılıyordu "Hafta sonu, öğleden sonra gelirsen devam ederiz. Diğer günlerde burada olmuyorum ama kendi başına da çalışmak için de gelebilirsin."

Baran'ın bütün süre boyunca konuşmaması, canını sıkmıştı. Belli ki sessiz bir çocuktu ama yine de bir iki kelime sarf edip sohbet edebilirdi ama o bütün süre boyunca, o okyanus mavisi gözleri ile Tufan'ın en ufak hareketini izlemiş ve tekrar etmişti.

"Sağ ol." Gülümseyip elindeki bandajı çıkarmaya başlattı. Okyanus mavisi gözleri açık bir renge bürünmüştü, saçları terden nemlenmiş alnına dökülmüştü. Yüzü pürüzsüz ve temizdi.

"Hafta sonu akşam üzeri gelsem? Çalışıyorum ve mesaim öğleden sonra bitiyor." Tufan, yerden aldığı suyu genç adama uzattı. Kendisi içmişti ama nedense rahatsız olmayacakmış gibi hissediyordu.

"Olur. Bende çalışıyorum zaten." Uzatılan suyu kafasına dikti. Karnını saran karıncalanmayı umursamadı ama Tufan'ın etli dudaklarının dokunduğu plastik kendi dudaklarının arasında olduğunu düşünmek garipti.

"Duş al. Sonra da çıkarız." Oğlanın uzattığı bandajlara baktı. "Sende kalsın, bende yeterince var."
"Yanımda şampuan falan getirmedim." Nedense Tufan'a ait olan şeylerin onda bulunması gülümsetmişti onu.

"Benimkileri kullanırsın." Oğlanın omuzlarından tutup koridora yönlendirdi. İkisi de sanki yıllarca arkadaşmış gibi rahatlıkla konuşuyor ve birbirine dokunuyordu ki bu onları izleyen yaşlı adamı gülümsetmişti.

Tufan'ı birine güvenip ona ders verdiği görülmemiş bir şeydi, herkesi bu kadar kolay kolay hayatına kabul etmezdi. Öykü'den sonra birine güveneceğini bile düşünmemişti ama o gözlerde yanan kıvılcımları ilk defa görüyordu. Belli ki genç adama ilgi duyuyordu.

Rıfkı bu işin iyi bitmesi ve hayırlı olması için dua edecekti.



Bu ikisi beni çok zorluyor. Hele Tufan. Zor adam ama olsun, kimse benim okyanus gözlüme karşı koyamaz kzmxodmdodkdlld

𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin