19.

22.7K 1.5K 314
                                    

Filmden gözlerini ayırıp, Tufan'a döndü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Filmden gözlerini ayırıp, Tufan'a döndü. Onun da filme olan ilgisi çoktan sönmüş olduğunu gördü. Geriye yaslanmış, ellerinden birini başına dayamış ve boş gözlerle korku filmini izliyordu. Baran, onun ekranda dönüp duranları görmediğine emindi. Az önce çıkan yaratığa herkes tepki verirken o boş gözlerle bakmıştı. Acaba ne düşünüyordu? Hala Öykü'yü düşünüyor olabilir miydi?

Baran'da sevmemişti filmi. Korku olduğu için değil de yanındaki adam yüzündendi. Ona dokunmak için içinde durduramadığı bir istek vardı şu anda. Bacakları birbirine değiyor, birbirinin sıcaklığını paylaşıyorlardı. Derin bir soluk alıp önüne döndü. Eymen, halıda sızıp kalmış, Fatih uzandığı koltukta, bacaklarını Semih'in üzerinden sallandırmıştı.

Üçlü koltukta ikisi vardı sadece, gözünde büyüyordu koltuk. Kendisini oğlana doğru döndürmemek, bedenini iri bedenine yapıştırmamak için zor tutuyordu.

Derin bir nefes daha çekti içine. Farkında olmadan oğlanın dikkatini çekmişti. Tufan, kaskatı kesilmiş oğlana döndü.

"İyi misin?" Eğilip hafif kulağına fısıldamıştı. Baran bir an irkildi. Bedeninden geçen elektrikle vücudunu titremişti.

"İ-iyim" kekelemiş olsa da kelimeyi dudaklarından salmıştı. Başını çevirip dibine kadar girmiş Tufana baktı. Bu adam tehlikenin farkında değil miydi? Her an üzerine atlayabilirdi. Zaten Rehaya karşı sarsılmaz duruşu, kelimelerine hâkimiyetini düşündükçe kendinden geçiyordu.

Gözlerini Tufan'ın yüzünde gezdirdi. Televizyondan gelen ışık yüzünün yarısını aydınlatıyordu. Esmer teni ışıkla altında parlarken, gözleri siyah gibiydi. Başını çevirdi.

"Ben bir lavaboya gideyim" Ağzından lafı geveleyip bir anda salondan çıktığında arkasında şaşkınlıkla bakan bir Tufan bırakmıştı.

Bir sorun olduğu belliydi ama ne olduğunu çözemedi. Ayağa kalkıp o da salondan çıktığında arkasından imayla bakan ikiliyi görmemişti. Fatih, Semihe sırıtırken filme geri dönmüşlerdi. 

"Baran'ın bakışlarındaki yangını gördün mü?" Semih, gülerek onayladı. Tufan, nasıl hala fark etmemişti o yangını acaba?

Tufan, banyoda değil de Mutfak balkonunda olan Baranı fark ettiğinde kaşları daha da çatıldı. Neydi derdi? Ortamı sevmemiş miydi? Hala Rehanın salaklığını mı düşünüyordu?

Kapalı balon kapısını açtı. Baran ona döndüğünde yüzünde sert bir ifade vardı.
Soğuk hava ince kazağından içeri girerken içeri giren Tufana baktı. Kaşları çatılmış, kemikli yüzü sertleşmişti. Baran, ondan uzak durdukça daha da dibine girmesine dayanamıyordu artık.

"Bir derdin mi var?" Birçok derdi vardı. Annesi Muğla'daydı ve babasından boşanacağını söylemişti. Yeni bir eve taşınmalıydı. Okul için bir işe daha girmeliydi. Ve sen dibime girdikçe deliriyorum diye geçirdi içinden.

"Evet, çözülmeyecek bir dert değildi" Onun için şu an düğüm gibiydi.

"Neymiş o?" Baran sandalyeye çöken adama baktı. Hareketleri iri bedenine göre oldukça yumuşacıktı.  Duvara yaslanıp gecenin çöktüğü mahalleye baktı.

"Evden ayrılıp başka yere taşınıyorum."

"Nereye taşınacaksın? Dönemin ortasındayız, ev bulmak o kadar kolay değil." Biliyordu ve daha ev bulamamıştı.

"Önemli değil. Bir iki kişiyle daha önce anlaşmıştım ama şu fotoğraf muhabbetinden sonra istemediler." Canı sıkılmıştı. Başkasının gözünde kendi yönelimi, yaşamasından daha önemliydi.

"Ee, ne yapacaksın şimdi?"

"O evde kalmayacağım kesin. Bir arkadaşım var. Birkaç gün onda kalacağım" Berkay'a gitmeyi düşünmeliydi belki de.

"Bende sorarım. Bulunur yakında." Cebinden telefonunu çıkarıp birkaç numaraya mesaj attı. Ardından başını kaldırıp onu izleyen oğlana baktı. "Otursana"

Baran onun oturduğu sandalyeye baktı. Balkonda onun dışında oturacak başka bir şey yoktu. Bedeni titredi. Üşüyordu ama içeri girmek istemiyordu. "Yer mi var?"

Sırıttı Tufan. Tek hareketle elinden tutup üzerine çekti. Baran oğlanın kucağına düşmenin verdiği şaşkınlıkla inledi.

"Ne yapıyorsun? Bırak beni" Bırakmasını istemiyordu ama dünden razı gibi de davranmak istemiyordu.

"Biraz oturalım. Sonra geçeriz içeri."

"Doğru değil bu." Kalmak için yeltendiğinde belinin etrafındaki kollar sıklaştı. Sırtı adamın geniş göğsündeydi.

"Neden? Yanlış mı hissettiriyor." Kolları gevşemişti. Baran, yüzünü görmek için kucağında döndü.  Şimdi yüzünü net görebiliyordu. Ona yukarıdan bakmak daha güzeldi. Bu güzelliği izlemek için günlerini harcardı.

"Hayır." Karnındaki hissi nasıl tanımlayacağını bilemedi. Sanki bir volkan vardı ve bir anda patlayacaktı.

"O zaman sorun yok. Bazı şeylerin tadını çıkar." Kucağında oturan oğlanın omuzuna yasladı alnını. Onu bu kadar sahiplenmesi yanlış değildi, istediği an dokunmak istediği yanlış değildi.

Yanlış olan başkasının bunun doğru olmadığını söyleyip hayatlarına karışılmasıydı.
Dakikalar birbirinin üzerine devrilirken Tufan, kucağındaki oğlanın gerginliğini attığını hissediyordu. Baran'ın parmakları ufak hareketlerle saçlarını çekiştiriyor, bazen de okşuyordu.

Sokak lambasının ışığı zor olsa da bulundukları balkonu aydınlatıyordu. Baran huzur dolu dakikaların keyfini çıkardı. Aklına dönüp dolaşan birkaç soru vardı. Onları sormak istiyordu bu huzur dolu dakikaları da bölmek istemiyordu.

"Fotoğraf" Alnını omuzuna yaslayan oğlanın başını kaldırışını izledi. Bu sefer o başını Tufan'ın omuzuna yasladı. Belinin etrafını saran kollarda rahattı.  "Fotoğrafı kim paylaştı? Öğrenmeye çalıştım ama" Omuz silkti sonra. Böyle küçük bir çocuk gibi göründüğünün farkında değildi.

"Öykü. Fotoğrafı öykü paylaşmış." Omuzuna yaslanan oğlanın alnına bastırdı dudaklarını "Kaldırttım. Benim için sıkıntı olmaz ama senin için sorun çıkmasını istemiyorum."

"Neden yaptı?" Hala Tufanı seviyor muydu? Peki Tufan onu seviyor muydu?

"Bazı hatalar yaptı. O hatalar karşısında büyük tepki topladı. Şimdi ise insanların nefretini ondan uzak tutmamı istiyor." Oğlanın okyanus mavisine baktı. "Bu olay çok basitti. Kimse ses çıkarmadı ya da olay." Alnına düşen saçlara dokundu. "Ama zamanı gelecek, her şeyi senin aleyhine kullanacaklar. Masada oturuşumuzdan tut yan yana durmamıza kadar. Okul içinde biraz fazla ünlüyüm." Sırttı. Baran burun kıvırdı. Bunu zaten biliyordu. Kızların Tufan'a nasıl deli olduğunu, sevgilisinden ayrıldıkları içinde fırsat kolladıklarını.

Akıllı olan hiçbir kız tufan gibi bir adamı kaçırmazdı. Başarılıydı, yakışıklıydı, çalışkandı da. Kaşlarını çattı. Neden bu kadar iyi olmak zorundaydı ki?

"Şunu iyi öğren, ben yanında olduğum sürece hiç kimse bir şey yapamaz. Anladın mı?"
Gözlerine bakan oğlanla başını salladı. "Anladım."

"Aferin sana." Küçük bir erkek çocuğu gibi saçlarının karıştırılmasına kaş çattı. Tufan ise onun bu sevimliliğine gülümsemişti sadece.




Şunu fark ettim ben bunları üzemiyorum . Kaos yaratayım dedim, aralarını yaptım iki bölümde ksdnxkskskkdkdks

Neyse ya çıkar bir şeylerden kaos. Ülke şerefsiz dolu illa biri sıkar Tufan'ımın canını ıejdırjdkdkskdkafaf

Diğer hikayelerime bakmayı unutmayın. Öpüldünüz 💜

𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin