55.

6.8K 494 81
                                    

Öncelikle smut bulunan bir bölüm bu. Yazana kadar ablamdan on defa falan kaçtım herhalde. Kadın bunları yazdığımı görse kalpten gider yeminle. Neyse günah dolu sahneler olduğunu söylüyor ve kaçıyorum. Düzenlemedim bu arada, ikinci defa yazdığımı okumaya gücüm yetmiyor, yanaklar alev alev dıdjkfojfdfdpdp

Keyifle okuyun. Öpüldünüz...💜

🌿

Kollarını sardığı adamın yaydığı güven, yüzlerce insanın içinde görünmez olmak, adamın dudaklarından dökülen her bir kelimenin kulaklarının dibinde yankılanması yaşadığı en huzurlu anlardan biriydi.

Mutluydu, hayatında hiç hissetmediği kadarda huzurluydu aynı zamanda. Teoman'ın sahne arası vermesi ile yavaşça kalabalığın içinde sıyrıldılar. Tufan, fazlasıyla sabretmişti kalabalığa ve gürültüye.

"Eğlendin mi?" İnsan yığını geride kaldığında sadece arabaların olduğu yolda yürümeye başladılar.

"Güzeldi. Teoman dinlediğini bilmiyordum." Tufan'ın gözleri boş yoldan oğlanın üzerine düştü. Okyanuslarına bakmak kalbinde böyle bir his yaratması inanılmazdı. Birini böyle seveceğini hiç düşünmemişti. Hiçbir zaman aşkı kalıplara sığdıran bir adam olmamıştı. Bu yüzdende Baran'ı bu kadar kolay kabul etmişti.  Ama bedeninin, zihninin Baran için her zaman ilk kez aşkı hissediyormuş gibi tepki vereceğini biliyordu.

"Müzik listende gömüştüm bu şarkıyı." Baran'ın gözleri gecenin karanlığında daha da parladığında gülümseyerek saçlarına bastırdı dudaklarını. Birini böyle sevmek, hissetmek normal miydi? Onun için her şeye göğüs gerçeği, ateşe atlayacağını bilmesi bile şaşırtıyordu.

"Eve mi gidiyoruz?" Tufan bileğindeki saate baktı. On bire on vardı. Sabah erken uyanmalıydı. Bitirme tezinin teslim tarihine az zaman kalmıştı ayrıca ne olur ne olmaz diye evi yavaş yavaş toplamalıydı.

Dedesini şehre gelmeden ne kadar çabuk giderlerse o kadar iyiydi onlar için. "Gitmek istemiyor musun?"

"Hayır, hava güzel biraz dolanalım."

"Dolanalım." Elleri birbirine tutunduklarında boş sokakları dolanmaya başladırlar. Sessizlik içinde dolandılar. Bu sessizliği bile seviyorlardı, ayrı bir huzuru olduğunun ikisi de farkındaydı.

Aynı yolu yürüyüp arabayı park ettikleri ara sokağa saptılar. Müziğin sesi uzaktan duyulabiliyordu. Baran, birbirlerine dolanan ellerine baktı. Sokak lambasının altında parlayan arabaya giderken durdu.

Tufan, omuzunun üzerinden döndüğünde Baran, telefonunu çıkarmış bu anın fotoğrafını çekmişti. Birbirine tutunan ellerindeki teri de hissedebiliyordu.

"Hadi, geç oldu. Yarın erken kalkacaksın." Alnına dağılmış saçları boşta kalan eliyle itti. Baran başını göğsüne yasladığında huysuzca mırıldandı.

"Londra'da böyle huzurlu anılarımız olacak mı?"

"Dahası bile olacak. Buradayken her dakika birine yakalanma korkusu, linç edilme, nefrete maruz kalma endişemiz olmayacak."

"Orada vardır insanlar."

"Evet vardır ama Türkiye'de biri seni sokak ortasında öldürürse, öldüren haklı oluyor." Başını kaldırıp Tufan'a baktı. Adamın haklı olduğunun bilincindeydi. Konserdeki öpüşmelerindeki çekinikliği de hissetmişti ama herkes kendi anısında kaybolmuş, kimse onları görmemişti.

Arabaya doğru yeniden yürüdüklerinde konser alanından ayrılmaya başlayan insan yığının sesi duyuluyordu.

Bir süre arabayı çalıştırmadan bekledi Tufan. "Ne oldu?"

𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin