6.

29.7K 1.9K 655
                                    

Keyifle okuyun ❣️




Baran, sıradan hayatına devam ederken aklı iri yarı bir adamdaydı. Kendi bölümünden uzakta olan mühendislik fakültesine gitmek için hiç bir bahanesi olmuyordu.

Tufan, kahve için aramamış, mesaj bile atmamıştı. En son sınav için mesaj atmış bir daha da sesi çıkmamıştı. Kendisi mi mesaj atsaydı?

Başını iki yana sallayıp oturduğu sandalyeden dik konuma geldi.
Masada dönen muhabbete kafa veremiyordu. Herkes açıklanan derslerin notlarını konuşuyor ya da akşam olacak partiyi düşünüyordu.

Partinin kimin yaptığı belli olmasa da herkes davetli gibiydi. Derin bir iç çekip mühendislik fakültesine giden yola baktı. Bir anlık deli cesaretiyle sandalyesinden kalktı, arkadaşlarına bir şey demeden ağaçlı yola girdi. Onu rüyası dışında görmesi gerekiyordu. Zaten neden onu rüyasında görüyordu anlamamıştı.

Çimlerde oturan öğrenciler ya uzanıyor ya da kendilerince eğleniyordu. Mimarlık fakültesini geçip, mühendislik fakültesinin önüne doğru ilerledi. Kampüsün bu kadar büyük olmasından ilk defa nefret etti.

Mühendislik fakültesinin önünde durduğunda gözleri etrafta dolaştı. Öğrenciler kantin masalarında ya da köşedeki kafede yığılmış sohbet ediyorlardı.

O neredeydi acaba? Dersi var mıydı ?
Derin nefes alıp bir anlık hisle daha az öğrenci olan kafeye girdi. Onu görse ne diyecekti ? Onu görebilecek miydi ? Onu arasa mıydı?

'Yine delirdin Baran. Az sakin ol oğlum, görende aşığını göreceksin sanır.'

Okyanus mavisi gözleri heyecanla dalgalarını kıyıya vururken içeri girmiş ve sipariş için sıraya girmişti. İri yarı bir beden görmek için etrafa baktı. Sıra kendisine geldiğinde sade bir kahve alıp boş masalardan birine geçti. Dersinin başlamasına daha vardı. En azından biraz burada vakit geçirebilir ve onu görme şansını arttırabilirdi.

Göğsünde heyecanla atan kalbini görmezden geldi. İlk defa bir erkeğe ilgi duymuyordu. Ama bu çocuk farklı hissettiriyordu. 
Avuç içlerini terletiyor, bedenini titretiyor, göğsüne ateş düşürüyordu. Böyle düşünmedi ve hissetmesi aptalca değil miydi? Adamı sadece bir defa görmüştü.

Derin nefes alıp kahverengi gözleri düşündü. Tufan, acaba bir erkeğin ondan hoşlanmasını kabul eder miydi?

Ya ondan nefret ederse? Bu düşünce canını sıktı, o gözlerin nefretle bakmasını istemiyordu.

Gözlerini camdan dışarıya çevirdiğinde nefesi tökezledi. Üç gün önce gördüğü iri yarı beden biraz ileride arkadaşıyla konuşursak kafeye doğru geliyordu. Üstünde grinin koyu tonlarında balıkçı yaka bir kazak. Üstünde deri ceket altındaysa siyah bir kot pantolon vardı. Heybetli bedeni tüm güzelliğiyle göz dolduruyordu.
Elini kalbine koyup gözlerini masada dolaştırdı. Düzensizleşen nefesi ve bedenine düşen ateşi dindirmek için kendisine odaklandı.

Ne oluyor oğlum sana, aptal mısın? Kendine gel! Sen bir erkeksin. Senden hoşlanmayabilir, bunu unutma.

Bir süre kendi kendine yaptığı telkinlerle sakinleşirken çekilen sandalyeyle dikkati dağıldı. Okyanus mavisi gözleri masaya oturan kişiye döndüğünde az önce söndürdüğünü düşündüğü ateşine çıra olan adam karşısında duruyordu.

"Seni görmeyi beklemiyordum." Tufan, oturduğu sandalyeden biraz daha kaydığında gözleri okyanus mavisi gözlere boş ifadeyle bakıyordu.

"Bir arkadaşımla buluştum." Ne çabuk yalan söylemişti öyle, dudakları sinsice kıvrılan Tufan'ın ifadesi karnında karınca ordusunun istilasını başlatmıştı.

𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin