𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁

4.

Buraları çok boşlamak istemediğim için kısa bir bölüm attım. Keyifle okuyun.
Multide Tufan 🤤

Tufan, mutfak masasına oturduğunda aynı saniyelerde Baran da içeri girmiş, mahcup bir ifadeyle kendisi için konulan yemeklerin başına geçmişti.

"Bana karşı şu ifadeyi sil." İşaret parmağıyla Baran'ın ifadesini gösterdi. "Yardım etmek istedim, ettim. Kim olsa seni orada, o durumda bırakmazdı. Bana karşı çok mahcupsan bir ara kahve ısmarla." Boş ifadeyle oğlana bakmaya devam etti.

"Başkalarından yardım almayı pek sevmem. Yanlış anlama sana özel değil."

"Dediğim gibi, eğer karşılığını ödemek istiyorsan bir kahve al yeter." Tabından ilk lokmayı alıp konuşmayı kendince sonlandırdı. Kahve umurunda değildi. Önemli olan çocuğun okyanus gözlerindeki mahcup ifadenin silinmesiydi.

Tufan tabağındaki son lokmayı aldıktan sonra bakışlarını kaldırdı.  Baran, patlamış dudağı yüzünden çok rahat yemek yemese de acıktığı için lokmaları düşünmeden ağzına atıyordu.

"Seni neden dövdüler?" Bardağından bir yudum su aldı. Kendisine bakan içi yaşam dolu okyanus mavisine baktı. Bir göz rengi nasıl bu kadar görkemli olurdu?

"Pek sevenim yok diyelim." Tavuk parçasını ağzına attı. Bu bir yandan da kaçmak demekti.

"Bizim üniversitedensin?" Bir soru değil de onaylamaydı. Telefonunu aldığında fark etmişti bunu.

"Evet, ilk yılım." Başını salladı Tufan boşalan tabağını lavaboya koyarken.

"İstersen burada kalabilirsin. Solondaki koltuk eski olsa da rahat ve geniş." Su bardağını da alıp lavaboya bıraktı.

"Eve gitsem iyi olur" Gözlerinde kararsızlık okunuyordu. Eve gitmek istemediği belliydi.

"Buralı mısın?" Sırtını tezgâha yasladı.

"Evet, ailem hiçbir şekilde dışarda okumama izin vermedi. Sen?"

"Değilim. Aslen Urfalıyım ama yıllardır gitmedim." Başını salladı Baran. "Salona senin için temiz çarşaf bırakacağım. Mutfak ve banyoyu dilediğince kullan ben uyuyorum."

"Sağ ol." Minnettarlığı okyanus dalgalarının çarpıştığı gözlerinde görülebiliyordu.

"Önemli değil." Kendi odasına girdi. Dolaptan temiz bir çarşaf ve battaniye çıkardı. Yatağın üzerindeki üç yastıktan bir tanesini alıp salona bıraktı. Salonu boş görse de üstünde durmadı. Kendi odasına girip üzerinde sadece eşofman altı kalacak şekilde yatağa attı iri bedenini. Yemekten sonra hemen uyumayan  bir adamdı ama şu sınav haftası canını okumuştu, bu yüzden güzel bir uykuyu hak ediyordu.

Gözkapaklarında asılı kalan okyanus mavisi gözlerle ve çatılı kaşlarla uykuya daldı.

Tufan aşkım, bayılıyorum sana.