he doesn't want to see you

404 55 133
                                    

Yugyeom ertesi gün işten erken döndü. Hyunjin, Kunpimook'la oyun oynuyordu. Onları bir süre izledi. Kunpimook'un kendi çocuğu olsa nasıl davranacağını düşünüp derin bir nefes aldı. "Hey! Ben geldim."İşte böyle Jinnie. İyi uykular bebeğim." Yugyeom fısıldayıp alnını öptü. "Seni seviyorum." Kapı eşiğine yaslanmış duran Kunpimook ona baktı. "Beni?" Yugyeom onun üstünü örterken mırıldandı. "Eh işte birazcık." Kunpimook gülümsedi. "İyi misin?" Yugyeom başını salladı. "Çocuk uyuttum ya, mayıştım." Gülümsedi. Kunpimook kapıyı kapadı. "Üstünü değiştir, aşağıda bekliyorum." Yugyeom başını sallayıp dolabı açtı ve yatağa oturup bir süre yere baktı.

"Yugyeom! Ne istersin?" Yugyeom yere bakmaya devam ederken sessizce mırıldandı. "Çocuk." Kunpimook'un ayak seslerini duyunca ona baktı. "Bebeğim yemek yapacağım ne istersin?" Yugyeom yavaşça omuz silkti. "Sen ne istersen o. Jinnie de yiyecek ona göre yap." Kunpimook başını salladı. Yugyeom ellerini önünde birleştirip gözlerini kapadı. "Ee anlatacak mısın?" Yugyeom ayağa kalktı. "İstemiyorum." Kunpimook ocağa dönüp derin bir nefes aldı. Yugyeom, Hyunjin'in yanına yatıp sıkıca sarıldı. Hyunjin gözlerini açıp ona baktığında Yugyeom onu çabucak geri uyuttu. Neden Jackson gibi olamıyorlardı? Jackson'ın oğluna ondan çok baktıkları halde neden Kunpimook inat ediyordu? Gözlerini yavaşça kapadı Yugyeom, bunları düşünmek istemiyordu. Bunalmıştı.

Jackson kollarını önündeki bedene daha sıkı sardı. Jinyoung gözlerini yavaşça açarken gözüne vuran ışık onu rahatsız ediyordu. Jackson'a doğru dönüp gözlerini tekrar kapadı. Jackson kıpırdanmaya devam edince tek gözünü açtı. "Saat kaç?" Jackson eline yeni aldığı telefonundan saati kontrol etti. "On." Jinyoung başını salladı. "Yugyeom mesaj atmış." Mırıldandı ve doğruldu. Jinyoung zar zor açabildiği gözleri arasından arkası dönük Jackson'a baktı. Ne olduğunu sormadı, burnunu her şeye sokuyormuş gibi gözükmek istemiyordu. Gözlerini kapadı. "Jinyoung, işe gitmem lazım." Jinyoung onaylayan bir mırıltı çıkardı ve uyumaya devam etti. "Hyunjin gelse ve birlikte uyusanız olur mu?" Jinyoung tekrar aynı sesi çıkardığında Jackson yataktan kalktı ve dolabına gitti. Bir gömlek ve kumaş pantolon çıkardı. "Siyah kravat." Jinyoung gözlerini açmadan konuştu. Jackson gülümseyip elindeki lacivert kravatı bıraktı. Siyah kravatı takarken Jinyoung'un geri uykuya daldığını anlamıştı.

Kapı çaldığında Jackson alt kata inip kapıyı açtı. "Hey." Hyunjin Kunpimook'un arkasından ona el salladı. Yüzü düşmüştü. Jackson, Kunpimook'a bir süre bakıp yere çöktü ve Hyunjin'i kucağına aldı. "Yugyeom arabada bekliyor. Gidelim mi?" Jackson başını sallayıp Hyunjin'i yatağa yatırdı. Jinyoung kollarını sıkıca ona sardı. Jackson çıkarken onların konuştuklarını duydu. "Baba...kalk." "Jinnie, biraz daha uyuyalım bebeğim lütfen." Mırıldandı. Jackson gülümsedi.

Yugyeom ve Kunpimook birbirlerine bakmıyorlardı. Jackson arabayı çalıştırırken onlara baktı. Şirkete girip odasına girdiklerinde sonunda konuştu.  "Sorayım mı?" Kunpimook omuz silkti. Sinirli olduğu belliydi. "Yugyeom'a sorabilirsin, çünkü benlik hiçbir şey yok. Kendi kendine sinirlendi, bana bir şey anlatmadı. Ne bekliyor beynini mi okuyayım?" Yugyeom'un gözleri dolarken camdan dışarı baktı ama cevap vermedi. "Sonra beni sana soğuk olmakla suçluyorsun. Dengesiz gibi davranan sensin." Yugyeom gözlerini silip ona baktı. "Sorunu biliyorsun." "Hep aynı şey! Değil mi? Hep aynı şey!" Yugyeom başını sağa sola sallayıp yüzünü eliyle kapadı. "Zaten hep iştesin Kunpimook, senin için ne değişe-" Kunpimook başını sağa sola salladı. "Jackson hyungun önünde bunu yapmayacağız." "Daha önce yapmadık mı zaten?! Bu davranışların bizi mahvediyor Kunpimook. Evlatlık alacağız! Bir sevgilim olma-" Kunpimook onu yakasından tuttu. "Ben yanında olduğum sürece kime ihtiyacın var?" Jackson birkaç adım atıp Kunpimook'u geri çekti. Yugyeom geri çekilirken ona arkasını döndü. Kunpimook sinirle güldü. "Aynı şey değil, sen ve bir çocuk." Kunpimook bunu duyunca göz devirdi. "Sonra görüşürüz." "Yavaş sür." Jackson mırıldandı, Kunpimook odadan çıkınca Yugyeom ona göz ucuyla baktı. "İşte böyle." Güldü. Jackson onun sırtını sıvazladı. "Sorun değil." Yugyeom omuz silkti.

Jinyoung uyandığında Hyunjin'i kaldırdı ve ikisine kahvaltı hazırladı. Yedikten sonra üstünü değiştirmesi için onu odasına gönderdi. Telefonunu alıp Jackson'ı aradı. "Alo?" Jackson'ın sesini duyunca kaşlarını çattı. "Canın mı sıkkın?" Jackson onaylayan bir ses çıkardı. "Gelebiliriz, ben ve Hyunjin?" Jackson oyladı. "Evet...evet sanırım bu iyi olur."

Kunpimook eve girdiğinde Jackson'ın içeride olmasını beklemiyordu. "Siktir! Tanrım...haber versene." Oflayıp göz devirdi. Jackson omuz silkti. "İçip araba kullandığına inanamıyorum Kunpimook." Kunpimook ofladı. "Bugünkü halin neydi öyle? Uzun zamandır Böyle olduğunu görmemiştim? Bu tarz şeyleri bıraktığını sanıyordum. Yugyeom'u tuttuğundaki yüz ifadesi...gayet normaldi. Şaşırmış gibi değildi." Kunpimook ona baktı. "Benim nasıl olduğumu biliyor." Jackson güldü. "Kunpimook, Yugyeom senin en büyük şansın. Tamam mı? Onu kaybetmeyi göze alamazsı-" "Jackson o benim." Jackson bir süre ona baktı. "Aptal gibi konuşma." Mırıldandı. "Yugyeom senin sevgilin Kunpimook. Kendine gel." Kunpimook gözlerini devirip bir bira şişesi çıkardı. "Hyung, ne diyorsun?" Jackson göz devirdi. Büyük bir yudum aldıktan sonra ona baktı. "Onu buraya getiren benim, beni buraya getiren o, Yugyeom ve ben, birbirimize ihtiyacımız var. Davranışlarım sana aptalca gelebilir ama beni böyle kabul etmek zorund-"

"Yugyeom seni görmek istemiyor Kunpimook. Anne ve babasının yanına gitmek için yola çıktı."

~

mal kunpimook

Fikirlerinizi luffen soyler misiniz hikayeyle ilgili

my dad is always busyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin