so you're coming to china with me, right?

359 48 71
                                    

"Havuza gidelim!" Jackson bir süre Hyunjin'e baktı. "Ocak ayınday-" "Havuza gidelim!" Jinyoung, Jackson'ın ifadesine gülerken ağzına bir lokma attı. "Yugyeom hyungu alıp havuza gidelim!" Jinyoung'un gülmesi şiddetlenirken Jackson derin bir nefes aldı. "Her şey çok tuhaf..." Hyunjin onun telefonunu masadan kapıp koştu. "Hyunjin!" Jinyoung onu kolundan tutup geri çekti. "Sen kaç Hyunjin, ben babanı tutarım bebeğim." Jackson tek kaşını kaldırdı. "Su yerine vodka falan mı içirdim size ben?" Jinyoung güldü. "Yugyeom da gelsin, en son olan olaydan sonra neler oldu merak ediyorum, onlar için endişeleniyorum." Jackson başını salladı. "Onu aramadım, o beni arasın diye. Gerçi şimdi Hyunjin...arayacak." Jinyoung gülümsedi. "Onun sesini duyunca moralinin düzeleceğinden eminim. Hep düzelir." Jackson derin bir nefes alırken yerine oturdu. Bir süre sessiz kaldığında Jinyoung bir şey düşündüğünü anlamıştı. "Haftaya Çin'e gitmem lazım." Jinyoung başını salladı. "Büyükbabam ve büyükannem hala Çin'de. Annem ve babam da gelecek. Ben iş için gideceğim ama gelmek istediklerini söylediklerinde hayır diyemedim." Jinyoung lokmasını yutarken Jackson'a baktı. "Jackson eğer bu kadar lafı benden Hyunjin'e bakmamı rica etmek için diziyorsan çok gereksiz. Sorman yeter. Onunla çok rahatım." Gülümsedi ve kahvesinden büyük bir yudum aldı. Jackson'ın başını sağa sola salladığını gördüğünde duraksadı. "Ha...ne oldu o zaman?" Jackson gülümsedi. "Sen de gel istiyorum. Hyunjin'e, Yugyeom bakar."

"Yugyeom hyung!" Yugyeom güldü. "Hyunjin!" "Bak şimdi! Sen, ben, babam ve Jinyoung hyung havuza gideceğiz tamam mı?" Yugyeom güldü. "Kunpimook gelmesin mi? Yani bence gelmesin." Kunpimook bacağını ısırınca bağırdı. "Aptalsın sen. Konuşma benimle." Hyunjin kahkaha attı. "O da gelsin. Onunla dövüşürüm." Yugyeom güldü. "Anlaştık. Ha...Hyunjin babanın haberi var değil mi?" Hyunjin bir süre durdu. "Hangisinin?" Yugyeom'un gözleri hafifçe büyürken öksürdü. "H-herhangi birinin?" Hyunjin gülümsedi. "Hmm, ikisi de biliyor. Orada görüşürüz!" Hyunjin telefonu kapatınca Kunpimook, Yugyeom'u dürttü. "Ne olmuş?" Yugyeom gülümsedi. "Hiç."

"Çin'e gelmiyorum." Jackson gülümsedi. "Ahh ama geliyorsun." Jinyoung ofladı. "Jackson oradaki kimseyi bilmiyorum, ortamı bilmiyorum, tamam, sevgiliyiz ama yine d-" "Bir daha sevgiliyiz desene." Jinyoung yüzünü ekşitti. "İğrençsin." Hyunjin güldü. "Neyse, geliyorsun." Jinyoung bir süre ona baktı. "Gele-" "Biletini aldım." Jinyoung donup kalmıştı. "Aman tanrım! Yani sen cidden...tanrım, cidden inanılmazsın Jackson." Mırıldandı. Jackson gülümsedi.

"Yugyeom suya bacaklarını sok bari." Yugyeom oturduğu yerden el salladı. "Ben iyiyim!" Kunpimook derin bir nefes aldı. "Pekala..." Hyunjin sırtına atlayınca güldü. Jackson havuzun kenarında duran Yugyeom'a baktı. "Nasıl geçti?" Yugyeom bir süre Jackson'a baktı. "Aile tatilin." "Ha...iyi, sanırım. Çok tuhaf şeyler oldu. Size anlatırım." Jackson başını salladı. Jinyoung tişörtünü yavaşça vücudundan sıyırıp gerindi. Jackson gözlerini onun var olduğundan bile haberi olmadığı karın kaslarında gezdirdi. Jinyoung suyu girerken hafif soğuk su yüzünden kasılıyordu. "Yok artık..." Etrafın sessizleştiğini duyunca Yugyeom'a baktı. Yugyeom ağzı açık Jinyoung'a bakıyordu. Jinyoung kafasını suya soktuktan sonra saçlarını geriye atıp gözlerini yavaşça açtı. Gözleri Yugyeom'u bulduğunda gülümsedi. "Gelmek istemediğinde emin misin Yugyeom?" Yugyeom bir süre daha ona baktıktan sonra mırıldandı. "Y-yok, g-gelirsem boğulurum ben." Jackson seslendi. "Hey!" Yugyeom ellerini havaya kaldırdı. "Gözümün önündekine bakıyorum diye suçlanamam!" Kunpimook güldü. "Ben de baktım." Jackson ofladı. Jinyoung sırıttı. "Gel Hyunjin. Yüzelim bebeğim." Jackson kaşlarını kaldırınca Yugyeom gülmeye başladı. "Şimdi kimi kimden kıskanacağını şaşırdı." Jinyoung güldü. Şimdiye kadar Jackson'ın kıskanç bir hareketini hiç görmediğinden böyle demeleri ona tuhaf gelmişti. Onu hiç kıskanmamıştı ki. 

Kunpimook havuzdan çıkıp Yugyeom'un yanına oturdu. "Üşümüyor musun?" Kunpimook başını sağa sola sallayıp başını onun omzuna yasladı. "Ahh soğuk! Sırılsıklam yaptın beni Kunpimook!" Kunpimook güldü. "Çok yanlış anlaşılabil-" "IYYY!" Kunpimook kahkaha attı. "Kimse duymamıştı bile! Şimdi senin yüzünden merak edecekler." Yugyeom omuz silkti. "Midem kalktı." "Yok artık." Kunpimook güldü.

"Hyunjin yemek almaya gidelim mi?" Hyunjin havuzdan hızlıca çıktı. Kunpimook'un kucağına çıktığında Jackson güldü. Yugyeom ayağa kalktı. "Siz ne istersiniz?" Jinyoung omuz silkti. "Siz ne alırsanız bana uyar." Jackson da başını salladı. Yugyeom beş parmağını kaldırıp cüzdanını aldı ve havuzun olduğu odadan çıktı. Jinyoung gülümsedi. "Ahh bu iyi bir fikirdi." Jackson'a bakıp gülümsedi. Jackson gülümseyip başını salladı. Jinyoung beline kolların sarıldığını hissedince gülmeye başladı. "Jackson..." "Hiç vücut çalıştığını söylememiştin." Jackson mırıldandı. Jinyoung güldü. "Sormadın ki." Jackson göz devirip onu kendine çevirdi ve dudaklarını birleştirdi. Jinyoung gülümseyerek ona karşılık verdi. Bir elini onun yanağına koymuştu. Jackson belindeki kollarını sıkılaştırıp onu daha da yakına çekince Jinyoung'un ağzından şaşırdığını belirten bir ses çıktı. Yanağında olan elini çekip kollarını boynuna sardı. Jackson bir süre sonra yavaşça geri çekildiğinde gözlerini yavaşça açtı. "Yani Çin'e geliyorsun?" Mırıldandı. Jinyoung göz devirdi. "Kapa çeneni ve birkaç kez daha öp, belki o zaman fikrim değişir."

~

BU ARADA BUNU YAZARKEN SEY DUSUNDUÖ BOYLE OLIMPIK HAVUZ FALAN DEGIL KUCUK ICINDE ORAYA BURAYA YUZEBILCEGINIZ VE SEY HAVYZUN YANINDA OTURMA YERLERİ VAR FALAN BOYLE MASA VAR İKİ TANE FALAN BAYA HOŞTU ODA SEKLİNDEYDİ YANİ O KOCA KAPALI HAVUZLARI DUSUNDUYSENIZ.....UZGUNUM

my dad is always busyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin