a glimpse of the past

459 61 89
                                    

Jinyoung sabah kalktığında Jackson'ı koltukta görünce iç çekti. "Jackson, kalk hadi. Tutulmuştur her yerin." Jackson gözlerini açıp geri kapattı. Jinyoung derin bir nefes aldı. "Ağrıyor mu?" Jackson başını sallayıp gözlerini ovuşturdu. "Saat kaç?" Jinyoung kolundaki saate baktı. "Dokuz, sandalyeler için boya almaya gideceğim." Jackson başını sallayıp doğruldu. "Hyunjin odamda uyuyor sen de yat yanına. Uyu biraz daha." Jackson başını sağa sola salladı. "Tek başına gitme." Jinyoung göz devirdi. "Jackson beş yaşında mıyım alıp geleceğim işte yat sen oğlunun yanına." "Gerek yok, gidelim gelelim işte." Mırıldandı. "Beş dakika bekler misin?" "Wang Jackson, uyu diyorum. Hadi, yatağa." Onu yatak odasına itti. "Ben gelince zaten kalkmak zorunda kalacaksın." Jackson ona baktı ve gülümsedi. "Pekala..." Hyunjin gözlerini açıp gülümsedi. "Günaydın." Jinyoung başını sağa sola salladı. "Gün aymadı. Uyumaya devam!" Jackson örtünün altına girince Hyunjin ona baktı. "Merhaba." Jackson güldü. "Merhaba?" Hyunjin, Jinyoung'a baktı. "İyi uykular öpücüğü." Gözlerini kapatıp gülümsedi. Jinyoung ona eğilip alnını öptü. Sonra eğilip Jackson'ın da alnını öptü. "İyi uykular." Gülümsedi ve çıktı.

Yugyeom, Jackson'a bakıp iç çekti. "Ben...onu sevdiğini sanıyordum." Jackson eliyle yüzünü kapattı. "Yugyeom." "Hyung, bir kereliğine kendini düşün. Hyunjin senin oğlun ve onu çok seviyorsun. Bunu herkes biliyor. Geçmişte yaptığın hataları değiştiremezsin. Bunun yerine onlarla yaşamayı öğrenmek zorundasın. Bak bana, Bambam bir hataydı." Kunpimook mırıldandı. "Aşığım sana." Yugyeom gülümsedi ve ellerine baktı. Yanakları kırmızılaşıyordu. "Gerizekalı...sus bir şey anlatıyorum." Jackson gülüp göz devirdi. "Bence ona söyl-" Kapı çalınca Yugyeom sustu. "Gel." Jackson kapıya baktı. Jaebum içeri girince derin bir nefes aldı. "Biz...çıkalım." Yugyeom mırıldandı ve Kunpimook'un elini tuttu. Jaebum o giderken kolunu tuttu. "Uslu duruyor musun Yugyeom?" Kunpimook Yugyeom'un önüne geçip elini itti. "Ona sakın dokunma." Kaşlarını çatmıştı. Jackson ayağa kalktı. "Hadi...Kunpimook." Yugyeom'un gözleri doluyordu. Jackson'ın kaşları çatıldı. Onlar çıktığında Jaebum dönüp ona baktı. "Nasılsın Jackson? Sevgiline bıraktığım hediyeyi beğendin mi?" "İğrençsin." Jackson mırıldandı. Jaebum gülümsedi. "Jackson bunu nasıl dersin? Ben senin eski nişanlınım...hem daha yeni başladım~" Jackson onu yakasından tuttuğunda Jaebum bir tepki vermedi. "Jaebum ona dokunmayacaksın." Jaebum bir elini onunkinin üstüne koydu. "Yani onu seviyorsun?" Mırıldandı ve geri çekildi. "Anladım." Fısıldadı ve kapıya ilerledi. "Jae-" Ama Jackson bir şey diyemeden çıktı.

Yugyeom titreyen ellerini yerine soktu ve mırıldandı. "A-aptal." Kunpimook onu kendine çekti ve hafifçe saçlarını okşadı. "Sakin ol...tanrım. Bembeyaz oldun." Onun yanaklarını okşadı. "Yugyeom ben buradayım." Yugyeom'un gözleri doluyordu. "Jinyoung hyungun yanına gidelim mi?" Fısıldadı. Kunpimook başını salladı. "Sen sen istersen o bebeğim." Jinyoung telefonun çaldığını duyunca oraya koştu. "Hey!" Kunpimook gülümsedi. "Hyung müsaitsen Yugyeom birkaç saatliğine...seninle kalmak istiyor. Konuşmak için. Kendisi utandığı için arayamadı." Jinyoung güldü. "Tabi ki! Yapacak hiçbir şeyim yok, bekliyorum gelsin. Ne yer?" "Ahh Yuggy her şeyi yer hyung." Jinyoung gülümsedi. "Pekala!"

Yugyeom zile basıp Kunpimook'a öpücük attı. Kunpimook gülüp el salladı. Jinyoung kapıyı açınca Yugyeom ona sarıldı. "Merhaba!" Jinyoung güldü. "Merhaba." Yugyeom içeri girip üstünü çıkardı. "Ahh hyung yine o geldi...şirkete." "Jaebum?" Yugyeom başını salladı. "Nasıl ona karşı bu kadar tepkisizsin. Mahvetti okulunu!" Jinyoung derin bir nefes aldı. "Takıntılı olduğunu düşünüyorum." Mırıldandı. Yugyeom başını yavaşça salladı. "Kolumu nasıl tuttu baksana." Kolunu hafifçe sıyırdı ve bembeyaz tenindeki hafif morluk günyüzüne çıktı. "Yugyeom...buz koyalım..." Mırıldandı. "Kunpimook gördü mü bunu?" Yugyeom başını sağa sola salladı. "Delirir...tokat attığında Jackson'ı tehdit etmişti." Mırıldandı. Jinyoung aniden ona baktı. "Ne..?" Yugyeom yanaklarını şişirdi. "Bunun hakkında konuşacaktım, onun nasıl biri olduğunu sana iyice anlatmak için. Jackson hyungla bir şey yaşamak senin elinde hyung. Ama anlamsız bir şey yüzünden ikinci kez yanlış anlayıp kızmanı istemem. İlkinde amacına ulaştı çünkü." Mırıldandı. Jinyoung onun bileğine buzu koyup içecek bir şeyler hazırladı. "Acıktığında söyle Yugyeom." Mırıldandı. Yugyeom başını salladı ve anlatmaya başladı.

my dad is always busyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin