blushing because of wine

564 75 24
                                    

"Bir sevgilim vardı adı..." Derin bir nefes aldı ve kafasını çevirdi. "Adı Jaebum. O zamanlar biraz daha genç olduğumdan olayları kavrayabilecek halde değildim ve aşık olmuştum o yüzden...dikkatsizce davrandım işte. İlk birkaç ay iyiydik ama sonraki aylar...ilişkimiz değişti. O insanların sevgilim olduğunu bilmesini istiyordu ama benim umrumda değildi. Bilseler ne olacaktı ki diye düşünüp duruyordum, ki bilmelerini istemesi hala da bana anlamsız gelir. Zaten her şey kameralar önünde birkaç insan da bana özel olsun istiyorum. Çocuğumu bile çekip haber yapıyorlar..." Jackson derin bir nefes aldı. "Ona birkaç kez hayır dedim ama kafasına koymuştu. Durup dururken şirkete geliyor, beni günün ortasında arıyor...kısaca kendini ortaya çıkarmaya çalışıyordu ama ben aptal değildim. Onu nazikçe eve gönderiyordum ya da telefonumu sessize alıyordum. İlk başta surat assa da bir şey yapmayacağını biliyordum...sonra sorunlar büyüdü. Jaebum evlenmek istediğini söyleyip duruyordu ama ben daha üniversiteyi yeni bitirmiştim ve...evlenmek istemiyordum. Bunun için bir nedene ihtiyacım yoktu istemiyordum. Çok...büyük bir kavga ettik. Evi darmadağın etti ve çıkıp gitti. Şansına tam o an biri onu evimden çıkarken görmüş. Ağlarken, dağılmış halde. En çok istediği şey birinin onu fark etmesiydi, bu yüzden eve hep şık gelirdi. Evine gitmek için çıkarken parfüm falan sıkardı, başka biriyle mi buluşacaksın diye onu kızdırırdım hep...ama planladığı gibi olmadı. Hiçbir zaman olmaz." Jackson mırıldandı ve yere baktı. "Jaebum kameralara her zaman olan bakımlı, güzel ve sevecen haliyle değil sinirle ve dağılmış haliyle yansıdı. Herkes kim olduğunu sormaya başladı. Olay aniden bir çığ gibi büyüdü. Annem ve babam bile duymuş...beni aradılar ve kim olduğunu sordular. Jaebum'u çok kez aradım. Hala da bazen konuşuruz...herkese arkadaşım olduğunu söyledim. Kimse...bir şey bilmiyor. Bu yüzden rahatça konuşabiliyoruz. Sorun şu ki...onunla evlenmeyen ben, onun yarattığı skandalı örtmek için bir kadınla evlenmek zorunda kaldım." Derin bir nefes alıp alnına vurdu. "Ve ben kadınlardan hoşlanmıyorum bile." Jinyoung gözlerini kırpıştırdı. "Ha..." Jackson şarabından büyük bir yudum aldı. "Bu Jaebum'un o kadar zoruna gitti ki bir ay evden çıkmadı, beni aramadı. Kimseyi aramadı. Ama devam etmem gerekiyordu. İşim...için." Hyunjin kucağına kıpırdanınca Jinyoung yavaşça onu pışpışladı. Jackson onu izleyip derin bir nefes aldı. "Onu annesinden ayırmadım. Hiçbir zaman bir annesi olmadı zaten. Evlendiğim kadını annem bulmuş, oyuncu gibi bir şey, para karşılığında yani. İnsanlara evlenmem şüpheli gelmiş olacak, kadının bir oyuncu olabileceğini herkes düşündü. Bu yüzden..." Gözleri Hyunjin'in tombul yanaklarında geziyordu. "Bu yüzden meleğim geldi."İlk başta...çocuk fikri beni korkutuyordu. Ama Jinnie...geldiği an evi tamamen değiştirdi. O olmasa...her gün yine o boş eve gelsem hayatım bu kadar anlamlı olmazdı diye düşünüyorum."

Jinyoung yavaşça başını salladı. "Yaşadıklarınız normal insanların her gün yaşadığı şeyler değil bu yüzden aile içindeki bu karmaşayı anlayabiliyorum ama onun bir anne figürüne ihtiyacı var. Anneler ve babalar çocuklar için çok büyük bir örnek taşıyor. Siz...hep iştesiniz ve Hyunjin hafta sonları hariç sadece benimle. Arkadaş edinme konusunda iyi değil çünkü yaşıtları onun kadar gelişmiş değil, ama bu tek neden de değil. Onunla konuşmalarınız maksimum on beş dakika ve çoğunda onun dediklerini geçiştirecek tarzda cevaplar veriyorsunuz. Hyunjin arkadaşlarıyla bu tarz konuştuğu için asla diyalog yürütemiyor, üstüne normal bir aile dinamiği...yani bir anne babası, ya da babaları olmadığı için birlikte yemek yemeği bilmiyor, sofra kurallarını bilmiyor, başkalarına izin vermeyi bilmiyor, istediği olmazsa kızıyor çünkü siz hiçbir zaman onunla değilsiniz ve para ödediğiniz bakıcılar Hyunjin'e sert olup size şikayet edilmektense ona istediği her şeyi vermenin daha iyi bir karar olduğunu düşünüyor ve bu kadar...söylememe gerek var mı bilmiyorum ama yanlış.

Şu an Hyunjin'in hayatındaki tek kısıtlama koyan insan benim. Okulda yapamayacağı şeyler var ve nazik olmak zorunda. Tek kural kıyan kişi ben olduğum için ona farklı ve dokunulmaz geliyorum çünkü hayatında hiçkimse ona böyle bir muamele göstermedi. Ne isterse o an yapıldı. Ama benim okulumda böyle bir şey olamaz. Her zaman oturup onunla ilgilenemem, onunla kitap okuyamam ya da oynayamam. Bunu bildiği için sizin şu an fazladan mesai yapmanız ya da onunla az konuşmanız önemli değil çünkü siz iş için erken çıkıp geç döndüğünüzde, ya da onu almayı unuttuğunuzda Hyunjin'in size gösterdiği kırgınlık yalan. Benimle birlikte kitap okumak ve oyun oynamak istiyor. Tek yalnız kalabşldiğimiz zamanlar herlesin gittiği ve sizi geç kaldığınız zamanlar. Bu yüzden onu geç almanız onun için bir artı...diğer yandan sorun şu ki o sizi  de yanında istiyor. Yani sizi ve beni." Jinyoung derin bir nefes aldı. "Sınırlarımı aşmak istemem ama ikinci baba figürü olarak gördüğü kişi benim. Bu yaştaki çocuklarda bunun olması çok normal tabi...çocuk normal bir ebeveyn sistemine sahipse. Ancak değilse...bu tehlikeli olabilir. Hayatınıza Hyunjin'e babalık yapabilecek seviyede birini bulmanız gerekiyor. Bu anlattığınız Jaebum ya da tanıdığınız başka bir arkadaşınız olabilir. Sadece birini bulmalısınız. Paranız yüzünden kendi çocuğunuza zarar veriyorsunuz." Mırıldandı ve Hyunjin'in başını yastığına koydu. Eğilip alnını öptü.

"Ben kalkayım." Jackson başını salladı ve yavaşça ayağa kalktı. Adamdan gözlerini alamıyordu, başını sağa sola sallayıp öksürdü. "Geldiğiniz için teşekkür ederim, bana ulaşmanız bu kadar zor olmasın diye size kişisel numaramı vereyim. Böylece önemli bir şey olduğunda ne olursa olsun açabilirim." Jinyoung'un yüzüne küçük bir gülümseme yayıldı. Jackson nasıl da yumuşamıştı. "Pekala Bay Wang." Telefonu aldıktan sonra Jackson'ın şoförünün kullandığı pahalı siyah Mercedes'e bindi. Jackson kapıya yaslanmış onu gülümseyerek izliyordu. Kollarını göğsünde buluşturmuştu. Jinyoung yanaklarının hafifçe kızardığını hissetti ama umursamadı. Şarap yüzünden olduğuna emindi.

my dad is always busyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin