was it better when it was just the two of us

408 57 43
                                    

Hyunjin Jinyoung'un babasına bakarken iç çekti ve mırıldandı. "Kaşlarınız ne kadar kalın." Annesi gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı ama Hyunjin'in yüzünde dalga geçtiğine dair en ufak bir mimik yoktu. Gerçekten hayranlıkla izliyordu. Hyunjin babası ona bakınca kocaman gülümsedi. "Sizi sevdim efendim!" Gidip Jinyoung'un yanına oturdu ve onun ellerinden birini kendi küçük elleri arasına alıp sıkıca tuttu. Annesi sessizce olanları izlerken minikçe kenetli ellere bakıp gülümsedi. "Ee baban nerede bakalım?" Babası Hyunjin'e sorunca Hyunjin gülümsedi. "Burada." Jinyoung minikçe gülümsedi.  "Dalga geçme." Mırıldandı. Hyunjin başını salladı. "Babam hep telefonla konuşur! İş ile ilgili! Hep çalışır! Ben geç saatlere kadar Jinyoung hyungla kalıp babamı beklerim. Sonra babam gelemez ve Bambam hyungu gönderir." Babası başını salladı. "Sonra Bambam hyung beni alır ve dondurma yeriz, kışsa tatlı herhangi bir şey. Sonra eve gideriz ve ben istersem uyurum, istersem de televizyon izlerim." Jinyoung kaşlarını kaldırıp ona baktığında Hyunjin hızlıca ellerini salladı. "Okul günleri hariç! O-okul günleri hep erken yatıyorum." Babası gülümsedi. "Bu iyi, uslu bir çocuk olduğundan eminim." Hyunjin'in yanakları kızarırken başını salladı. Ablası Hyunjin'i kucağına çağırınca Hyunjin oraya koştu. Şimdiye kadar onunla hiç konuşmayan annesine eğildi. "Merhaba efendim ben Wang Hyunjin!" Annesi yavaşça gülümsedi. "Memnun oldum Hyunjin."  Hyunjin gülümsedi. "Eğer bir yaramazlık yapıp sizi üzdüysem üzgünüm! Bana geldiğinizden beri bir kere falan baktınız." Jinyoung annesine baktı ve derin bir nefes aldı. Annesinin neden Jackson'a bu kadar önyargılı davrandığını bilmiyordu. Jackson içeri girince herkese selam verdi ve gülümsedi. "Merhaba efendim. Wang Jackson." Babası, Hyunjin'ın aksanının, Jackson'ın aksanının aynısı olduğunu fark etti. "Memnun oldum Jackson...sonunda tanışabildik. Daha önce hep Bay Bhawakul ya da Bay Kim ile görüşmüştüm." Jackson başını salladı. "Tekstil ile ilgili kişilerle görüşmemizin daha rahat olabileceğini düşünmüştüm. Benimle konuşmak bir duvarla konuşmaktan farksız olabileceği için..." Babası gülümseyip başını salladı. "Bunlar karım ve kızlarım." Jackson hepsiyle tanıştıktan sonra ablasının yüzüne bir süre baktı. "Bambam'in dediği kadın bu ablan..." Jinyoung başını sallayınca Jackson alnına vurdu. "Pazartesiye göz randevusu almam gerek..."

Jackson aç olup olmadıklarını sorduğunda Jinyoung'un ablaları kalkıp marketler kapanmadan önce alabilecekleri hızlıca hazırlanan bir şeyler var mı diye bakmaya gittiler. Jinyoung'un babası önemli bir telefon konuşması için balkona çıktı. Jinyoung'un annesi yerde resim yapan Hyunjin'e baktı. "Oğluna da sen mi bakıyorsun?" Jinyoung kaşlarını çattı. "Anne." "Çocuk kendi ağzıyla söyledi, onunla gece kaça kadar bekliyorsun? Hadi seviyorum onu falan deyip bir şekilde evlendin onunl-" Jinyoung onu kesti. "Evlenmek gibi bir planımız yo-" Annesi sinirle güldü. "Seni de bekletecek! Kendi oğlunu bekletiyor!" Jinyoung yerde sessizce oynayan Hyunjin'e baktı. "Oğluna gayet iyi bakıyor, onun yanında babası hakkında böyle konuşmamalısın." Kaşlarını çattı.

"Seni üzecek, kendi oğluna bakamayan biri sana nasıl zaman ayıracak? Kendi oğlunu sevmeyi bile bil-" Hyunjin aniden kafasını kaldırdı. "Bayan Park, yanılıyorsunuz." Hyunjin konuşunca Jinyoung durdu. Annesinin gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Babamın çok çalışması beni sevmediği anlamına gelmiyor. Babam benimle her zaman ilgilendi. Bir annem yok, ama yokluğunu hiç hissetmedim." Ayağa kalktı. "Babam Jinyoung hyungu seviyor, Jinyoung hyung da onu ama eğer...o-onlar sevgili o-olunca siz babamı üzecekseniz. Bunu istemiyorum." Ayağa kalktı.

Jackson odaya girince Hyunjin hızlıca ona koşup sıkıca sarıldı. "Gidelim." Kulağına fısıldadığında Jackson'ın kaşları çatıldı. "Bakayım sana?" Biraz geri çekildiğinde Hyunjin'in yüzüne baktı. Gözlerinden akan yaşları görünce olduğu yerde kaldı. Gözleri endişeyle büyürken Jinyoung'a baktı. Jinyoung'un elleri hafifçe titriyordu. "Ahh tanrım..." Jackson hızlıca konuştu. "Ne oldu? Karanlığa falan mı gitti?" Fısıldadı. Jinyoung başını sağa sola salladı. "G-gidelim!" Hyunjin mızmızlanmaya başlayınca Jackson onunla yatak odasına gitti.

Jinyoung annesine baktı. "Ben, yaptıklarına inanamıyorum. Bunu onun yanında yaptığına inanamıyorum." Babası onlara baktı. "Ne oluyor?" Jinyoung başını sağa sola sallayıp annesine baktı. "Anlatsana."

Jackson odadan çıktı. "Jinyoung...şey Hyunjin gitmek istiyor." Mırıldandı. Hyunjin'in gözlerinden yaşlar akıyordu. Jinyoung yavaşça yere çöktü. "Jinnie? Gel bebeğim...lütfen ağlama artık Hm?" Hyunjin sessizce babasının arkasında durmaya devam etti. Bir süre sonra gözleri arkasındaki kadını buldu ve babasını gitmek için tekrar dürttü. Jinyoung'un yüzü düşerken derin bir nefes aldı. "Hasta sanırım...kusuruna bakma lütfen. Yoksa senden çok sevdiği kim var ki?" Jackson, Jinyoung'un yüzüne baktı. Hyunjin'i nazikçe giydirdi ve kucağına aldı. "Yemeğe kalamadığımız için özür dileriz, Jinnie bunu telafi edip sizi yemeğe çağıracaktır." Jackson gülümsedi. Jinyoung onu geçirmek için kapıya ilerlerken annesine bakmadı bile. Jackson ona dönünce Jinyoung uzanıp onun dudağının kenarını öptü. "Sizi seviyorum." Mırıldandı. "Biz de seni seviyoruz Jinyoung." Jackson gülümsedi. "Sabaha düzelecek merak etme." Jinyoung başını salladı. Buna inanmak istiyordu.

Hyunjin eve gittiklerinde babasına sıkıca sarılmayı bırakmadı. Yatakta Jackson'ın karnının üstünde yatarken mırıldandı. "İşe git." Jackson ona baktı. "Hm?" "İşe git, işini kimse için aksatma." Jackson kaşlarını çattı. "Hyunjin, senin için her şeyi aksatab-" Hyunjin onu susturdu. "Hayır, kimse sana laf edecek diye korkma." Gözleri doluyordu. "B-ben seni herkese karşı korurum! Herkese! S-sen orada olmasan bile sana hiç kimsenin bir şey söylemesine izin vermem baba." Jackson onun gözlerini sildi. "Hyunjin, bebeğim ne olduğunu bana söyler misin? Lütfen...ağlamanı istemiyorum..." Hyunjin ona sıkıca sarıldı. "S-sadece ikimizken d-daha mı iyiydi?" Jackson bu soruyla donup kaldı. "Seni...ihmal mi ettim bebeğim?" Hyunjin başını sağa sola salladı. "Sadece üzülmeni istemiyorum..." fısıldadı. Jackson onun sırtını sıvazlarken Jinyoung'a sorması gereken şeyler olduğunu fark etti.

~

Hyunjin snapped AFERIN kocuma benim koru babani

my dad is always busyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin