Jinyoung oturup etrafa baktı. "Ne içersin?" Jackson gülümsedi. Jinyoung omuz silkti. "Sen ne içersen o." Jackson başını sağa sola salladı. "Sen ne istiyorsan onu içeceksin." Jinyoung güldü. "Bira, sadece bira istiyoru-" Gözlerini kıstı. "Arabayı kim sürecek?" Jackson omuz silkti. "Be-" Jinyoung kaşlarını çatınca durdu. "Taksiyle gideriz sevgilim." Jinyoung gülümsedi. "Taksiyle gideriz." Jackson siparişi vermek için gittiğinde Jinyoung etrafa baktı. Jackson geri döndü ve ona bardağını uzattı. Jinyoung gülümseyerek bardağı aldı. Biraz ileride küçük bir yükseklikte ışığın üstüne yansıdığı adam elindeki gitarı çalıp bir şarkı mırıldanıyordu. Jinyoung elini yanağına yasladı ve ona baktı. Jackson geri dönene kadar da onu dinlemeye devam etti.
Jackson önüne bardağı koyduğunda elini yanağından çekip doğruldu ve Jackson'a bakıp gülümsedi. "Hey, başkalarına bakıyorsun resmen!" Jinyoung güldü. "I-ı, yolunu gözlüyordum." Jackson gülümseyip yanına oturdu ve birasından bir yudum aldı. Jinyoung bir süre ona bakıp önüne döndü. Kıskanmıştı. Yanağını ısırıp etrafa baktı. Daha çok kıskansın istiyordu. "Jackson-ah, güzel söylüyor değil mi?" Jinyoung mırıldandı. Jackson ona baktı ve yavaşça başını salladı. "Pek dikkat etmedim." Jinyoung birasını aldı ve başını salladı. Jackson'ın elini sırtında hissediyordu. Bir yudum alıp dudaklarını yaladı. "Jinyoung-ah, çok beğendiysen gidip onunla konuş." Jackson gülümsedi. Jinyoung gözünün ucuyla ona baktı. Kıskanmıyor muydu? Jinyoung derin bir nefes aldı ve minikçe gülümsedi. "Hmm, gidip konuşayım." Yavaşça kalktı ve adamın yanına ilerledi.
"Merhaba." Adam ona bakıp suyundan bir yudum aldı. "Merhaba." Gülümsedi. "Ben Jinyoung, çok güzel söylüyorsun da." Karşısındaki adam güldü. "Numaramı isteyecek olamazsın. Parmağında yüzük var." Jinyoung güldü ve başını salladı. "Sadece nişanlımı kıskandırmaya çalışıyordum." Karşısındaki adam kahkaha attı. "Jinyoung, yüzüme yumruk yemek istemem." Jinyoung omuz silkti. "Yanş yolda yürürken de birinden yumruk yiyebilirsin." Adam kaşlarını kaldırıp yine güldü. "Rahatladığımı mı söylemem lazım?" Jinyoung sırıttı. "I-ı, adını." Adam elini uzattı. "Adım, Jaehyeong. Ama sen Jae de çünkü öyle istiyorum." Jinyoung elini hafifçe sıktı. "Ee anlaştık mı?" Jae güldü. "Anlaştık."
Jinyoung yerine geri döndüğünde Jackson ona gülümsedi. "Hey, nasıldı?" Jinyoung gülümsedi. "Harika! Eğlenceli birine benziyor." Yanına geri oturdu. Jackson ellerini kenetledi. "Keyifli olmana sevindim Jinnie." Gülümsedi. Jinyoung ağzını bir şey söylemek için açtı ama kendi adını duymasıyla geri kapadı. "Bu şarkı senin için Jinyoung-ah!" Jackson'ın gözleri sahnedeki gülümseyen adama ve sevgilisine döndü. Adam şarkı söylemeye başladığında Jinyoung elini yanağına dayadı. Jackson'ın kolunu belinde hissettiğinde gülümsedi ama gözlerini adamdan çekmedi. Jae bu işte iyiydi. Jinyoung'un gözlerinden gözlerini ayırmıyordu ve yüzünde küçük bir gülümseme vardı. Jinyoung, Jackson'ın derin bir nefes aldığını duydu.
Şarkı bittiğinde hafifçe Jinyoung'un omzuna vurup mırıldandı. "Sigara içeceğim." Jinyoung bir süre ona baktı. "Sigara içmeyi bıraktığını sanıyordum...yıllar önce." Jackson onun saçlarını karıştırıp ceketini aldı. "Ara sıra içiyorum Jinyoung." Jinyoung onu kolundan tuttu. "Otur, içmeni istem-" Jackson güldü ve ona doğru eğildi. "Niye, sevgilinle baş başa kalmak istemez misin?" Jinyoung onun kolundaki elini sıkılaştırdı, kalbi hızlanmıştı. "Jackson." Jackson uzanıp onu dudaklarının kenarından öptü ve mırıldandı. "Ne düşünüyordun ki?" Jinyoung dudaklarını yalayıp ona baktı. "Hey Jinyoung!" Jaehyeong'un sesini duyduğunda geri çekildi. Adama yalandan gülümseyip Jinyoung'a döndü. "Evde konuşuruz Jinnie şimdi sadece eğlenmene bak. Ben de bir sigara içip geleyim." Jaehyeong gülümsedi. "Siz gelene kadar ona göz kulak olurum." Jackson bir süre ona baktı ve kaşlarını kaldırdı. Yüzünde alaycı bir gülümseme vardı, başını salladı. "Sağol..." Çıktığında Jaehyeong ona baktı. "Bittin sen." Jinyoung bir süre ona bakıp omzuna hafifçe vurdu. "Düşündüğümden daha agresif..." Jae sırıttı. "Bir şey olmaz~ eğlenmene bak! Gerçi evde daha çok eğleneceks-" Koluna sertçe vurduğunda bağırdı ve güldü. "Sustum...tanrım."
Jackson içeri girdiğinde Jaehyeong yerine geçmişti. Eski yerine oturduğunda Jinyoung bardağındaki son yudumu içti. Jackson ona baktı. Jinyoung boş bardağı salladığında başını salladı. "Kalkalım. Sevgilinin numarasını almayacak m-" "Şöyle deyip durma." Jinyoung ona baktı. Jackson'ın pek umrunda değildi gerçi. Ceketini aldı. Cebindeki telefonu kontrol ederken derin bir nefes aldı. Numarasını zaten almıştı.
~
Uwuuuukaos
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my dad is always busy
FanficJinyoung babası hep geç gelen çocuk için fazladan birkaç saat mesaiye kalıyordu.