17

3.7K 296 206
                                    

Yıl:1981

Yeni okul dönemi açılmak üzereydi. Hogwarts Okul Müdürü Albus Dumbledore boştaki dersler için gelen başvuru mektuplarını inceliyordu. Bu yıl Hogwarts'da iki ders boştaydı. Kehanet ve her yıl olduğu gibi KSKS. Her iki ders için de başvuru mektupları olmasına rağmen KSKS için olan başvurular birkaç taneden fazla değildi. Dersin kötü ünü yüzünden her yıl başvuran sayısı biraz daha azalıyordu. Eh, her yıl profesörlerin bir şekilde dersi bırakmak zorunda kalması dersin kötü ününü büyütmeye devam ediyordu. Korkuyordu ki, derse hiç başvuru yapılmadığı zamanlar da gelecek ve ders için özellikle öğretmen arayışına çıkacaktı.

Elbette, okul müdürü olarak boş kadroları doldurmak görevlerinden biriydi. Ancak o sadece bir okul müdürü değildi. Büyü dünyasının umudu, Aydınlığın Lordu, Albus Dumbledore'du. Artan karanlıkla savaşmak onun esas göreviydi. Tom, Eleanor Black ve varisinin ölümüne beklediğinden fazlasıyla tepki vermişti. Sanki Tom aynı Tom değildi. Her adımını planlayan, onun planlarının önüne geçen Tom kaybolmuş, yerine amaçsızca tüm dünyaya saldıran bir Tom gelmişti. Sanki tüm dünyayı yok etmek istiyordu.

Tom'un bu saldırgan hali insanları daha çok korkutmuş ve korku içinde evlerine sinmelerini sağlamıştı. Diagon Yolu'nun sokakları boşalmıştı. Dükkanlar artık eskisi kadar müşteri ağırlamıyordu. O, okul müdürü olmasa, büyücüler çocuklarını Hogwarts'a göndermekten bile korkardı. Neyse ki, o buradaydı, çocuklar güvendeydi. Tom'un bu saldırganlığının aydınlık tarafa faydası da olmuştu. Ona hizmet etmeseler bile onu sessizce destekleyen safkanların bile gözü korkmuştu. Tom artık tüm dünya tarafından sadece bir yıkım aracı olarak görülüyordu.

Tom'a saldırmanın tam sırasıydı. İnsanlar onu kelimenin tam anlamıyla kötülüğün ve vahşetin sembolü olarak görüyordu. Tam anlamıyla bir canavar ve Adı-Anılmaması-Gereken-Kişi olmuştu. Şu anda düşerse takipçilerinin onun ardından gidebilecek yüzü olmazdı. Üstelik savaş başladığından beri Tom hiç bu kadar zayıf olmamıştı. Mantıklı düşünemiyordu, adeta çıldırmıştı. Eleanor Black ve bebeğin ölümünün ona böylesine bir avantaj kazandıracağını tahmin bile edemezdi. Ancak Tom'u yenmek için bu kadarı yeterli değildi. Mürver asa avantajına rağmen onunla yaptığı düellolarda onu yenememişti. Tom, mürver asayla eşit bir şekilde düello edebilen tek kişiydi. Bir şeyler yapmalıydı ama ne?

Gözü masasında duran başvuru mektuplarına takıldı. Daha doğrusu zarflardan birinin üzerindeki isme; Sybill Trelawney. Gülümsedi. Bulmuştu.

**

Dumbledore, eski öğrencilerinden Severus Snape'in bir süredir peşinde olduğunu biliyordu. Snape bir Slytherin'di. Slytherin Tom'un binasıydı, bunca yıl sonra bile onlara daha kolay ulaşıyordu. Tüm Slytherin mezunları potansiyel bir Ölüm Yiyendi. Elbette, peşinden ayrılmayan bir Slytherin mezunu dikkatini çekmişti. Muhtemelen onun hareketlerini Tom'a raporluyordu.

Dumbledore tahmininde yanılmamıştı. Karanlık Lord, artık Dumbledore'un varlığına katlanamıyordu. Onun düzenli gittiği yerleri öğrenerek, onu toplum içinde pusuya düşürmeyi planlıyordu. Böylece aydınlığın umudunu herkesin içinde düşürebilecekti. Severus'u bu amaçla peşine takmıştı. Bunun onu yeni bir felakete sürükleyeceğini nereden bilebilirdi.

Karanlık Lord haklıydı. O bir Tanrı değildi. Her şeyi planlayamazdı. Elde ettiği başarıların bazılarını zekası kadar şansıyla elde etmişti. Kader onun yanında olduğu için... Fakat bu günlerde kader onun yanında değildi.

Dumbledore, Severus Snape'in kehaneti duyabilmesi için bilerek Domuz Kafası gibi sık ziyaret edilmeyen bir yeri seçmişti. Diğer dükkanlarda o günlerde bile birkaç müşteri olurdu. Kehaneti Severus Snape'den başka kimsenin duymadığından emin olmalıydı.

Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin