79

3K 316 157
                                    

Fuji Dağı'nın zirvesinde bağdaş kurmuş oturuyordu. Yalnızdı. Bu sefer babasıyla birlikte değil, tek başına gelmişti. Yanında getirdiği Kaymak Birasından bir yudum içti.

Soğuk havadan etkilenmemek için bir büyü yapabilirdi ancak... annesinin huzurunu bozmak istemiyordu. Bu nedenle ısınmak için yanında getirdiği Kaymak Birasını içiyordu.

Annesine geçen yıl boyunca olanları anlatmıştı. Üç Büyücü Turnuvası'nı, tüm görevleri ve planlarını...

Harry hafifçe kıkırdadı. "Her şey planıma göre ilerliyor anne, her şey...  Fudge bakanlığı birbirine katıp, kimsenin Dumbledore'la teması var mı diye kontrol ediyormuş." dedi. "Dumbledore bakanlığın gözünden düşmüş durumda, Lord Voldemort'un geri döndüğünü söyleyerek sadece sorun yaratmaya çalıştığını düşünüyorlar."

Hafif bir kahkaha attı. "Lucius diyor ki, Fudge, Dumbledore'la işbirliği halinde olan herkesin masasını boşaltabileceğini açıkça belirtmiş."

Yüksek sesle gülmesine engel olamadı. "Biliyor musun anne? Dumbledore'un yaratmaya çalıştığı trajik kahraman ayağına dolaştı, çok sevgili kuklasının ipleri parmaklarına dolanıyor. Gelecek Postası'nda her gün başka bir yazı çıkıyor. Eh işte, sanki büyük bir trajik kahraman ya da öyle bir şey olduğum hayalleri gören, ilgi peşinde biriymişim gibi şeyler yazıyorlar."

Hafifçe omuzlarını silkti. "Bundan daha iyisi olamazdı." diye mırıldandı ve birasından bir yudum daha içti. "Aslında bu durum hoşuma gitmiyor, yani, ünlü olmak ve bunu sürdürmek arzusuyla gülünç palavralar atmaya bayılan aptal bir çocuk olarak görülmek..."

Harry tamamen tek başına olmasına rağmen fısıltıyla söyledi. "Sana bir sır vereyim mi? Aslında planlarımda bu kadarı yoktu. Kendimi işin içine bu kadar sokmayı planlamıyordum ama... babam kızmasın diye hepsi planımın bir parçasıymış gibi davranıyorum. Aksi halde Gelecek Postası'nın yayın evini basacak."

Birasından bir yudum daha aldı. "Ne derler bilirsin, hayat sen planlar kurarken sana kıçıyla gülendir."

Hafif bir kahkaha attı. "Dumbledore'a hayran olmamak elde değil, bunca yıl, bu sonu belirsiz planlarla bizi parmağında oynattı."

Bira kutusu havaya kaldırdı. "Merak etme, başarılı olacağım anne. Düşmanımdan öğrendim ama babamın oğluyum. Yaptığım planları çayıra salıp mevlam kayıra demeyeceğim Dumbledore gibi. Önümüzdeki yıl, seni ziyaret ettiğimde Dumbledore'un ölümünü müjdeleyeceğim."

Harry birasından kalan son yudumu da içip bitirdi. Ayağa kalktı. "Görüşürüz anne." dedi ve cisimlendi.

**
Harry, Malfoy Malikanesinin ortasına cisimlendi. Ana salon oldukça kalabalıktı; Lucius, Narcissia, Draco, Bellatrix, Sirius.

"Genç efendi..." dediler hemen hemen hepsi aynı anda saygıyla.

"Ooo! Tüm Blackler bir araya gelmişiz." dedi Harry, kendini Draco'nun yanındaki küçük boşluğa atarken. "Alınmıyorsun değil mi Lucius'cuğum?" diye sorup neşeyle göz kırptı.

Tam Harry koltuğa otururken malikaneye cisimlenen Karanlık Lord tek kaşını havaya kaldırarak sordu. "Alexi..."

"Ehem... Elbette ben, mükemmel bir Riddle'ım."

Karanlık Lord oğluna eğlenen bir bakış attı. Bu sırada odadaki ölüm yiyenlerin hepsi oturdukları koltuktan kalkıp tek dizi üzerine diz çöktü.

"Lordum..." dedi bu sefer hepsi saygıyla.

Harry gösterişli karşılamaya göz devirdi. Burada biz bizeyiz diye düşündü. Babası da öyle düşünmüş olacak ki, "Kalkabilirsiniz, yerlerinize geçin." dedi ve oturma grubunun başı sayılabilecek tekli koltuğa oturdu.

Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin