57

3.3K 326 219
                                    

Okulun ilk haftasını geride bırakmışlardı. Hafta sonu gelmişti. Günün geri kalanında ne yapacağına dair planı yoktu ancak kahvaltıyı uzun uzadıya yapmıştı. Derse yetişme telaşı olmadan kahvaltının tadını çıkarmıştı. Tam yemek yemeği bitirip doğrulduğu sırada bir flash sesi duydu. Sese döndüğünde, minicik, kurşuni saçlı oğlanın donup kalmış gibi gözlerini dikmiş, kendisine baktığını gördü. Normal bir Muggle fotoğraf makinesini andıran bir şeye sıkı sıkı sarılmıştı. Harry ona baktığı an yüzü parlak kırmızı bir renk aldı.

"Ben... ben Colin Creevey'yim." dedi nefes nefese. İleri doğru da ürkek bir adım attı. Kamerayı umutla havaya kaldırarak, "Sence -yani sakıncası yoksa- bir fotoğraf çekebilir miyiz?" diye sordu.

Harry kaşlarını çattı. "Fotoğraf mı?" diye sordu.  Daha önce elini sıkmak isteyen olmuştu ama fotoğraf çektirmek isteyeni ilk kez görüyordu.

Colin Creevey hevesle daha da öne gelerek, "Seninle tanıştığımı kanıtlamak için." dedi. "Hakkındaki her şeyi biliyorum. Herkes bana anlattı. Kim Olduğunu Bilirsin Sen seni öldürmeye kalkınca nasıl hayatta kaldığını, onun nasıl yok olduğunu falan ve başında hala şimşek şeklinde bir yara izi olduğunu..." bakışları Harry'nin saçlarının başladığı yeri taradı. "ve yatakhanemdeki bir çocuk diyor ki, eğer doğru iksirde banyo edersem, fotoğraflar hareket edermiş." Colin büyük, ürpertili bir heyecan soluğu aldı ve, "Burası müthiş ama, değil mi?" dedi. "Hogwarts'tan mektup gelene kadar bir büyücü olduğumu bilmiyordum. Babam sütçüdür, o da inanamadı. Ben de bir sürü fotoğraf çekip eve, ona yolluyorum. Ve senin de bir fotoğrafını çekersem iyi olacak." yalvarırcasına Harry'ye baktı. "Belki arkadaşın çeker, ben de senin yanında dururum, ha? Ve sonra, imzalayabilir misin?"

"İmzalı fotoğraf mı? İmzalı fotoğraflar mı dağıtıyorsun, Potter?"

Harry sorunun sahibine keskin bir bakış attı. Theodore Nott, Büyük Salonda oluşlarına güvenerek ona laf atıyordu. Oysa Slytherin ortak salonunda gıkını bile çıkarmaya cesaret edemezdi.

Nott alayla güldü, kalabalığa doğru, "Herkes sıraya girsin!" diye bağırdı. "Harry Potter imzalı fotoğraf dağıtıyor!" Crabbe ve Goyle her zaman olduğu gibi yanındaydı ve Nott'un söylediklerine anırarak güldüler. 

Harry onlara ters bir bakış attığında anında gülmeyi kestiler ve yüzleri soldu. Harry alayla hafifçe güldü. "Kes sesini Nott." diye tısladı. "Sesini kes ya da senin için ben keserim. İnan bana, bunu istemezsin." Bakışları tehdit değil, uyarı taşıyordu. Nott sustu ve hafifçe yutkundu.

Harry,  Colin Creevey denen çocuğa döndü. "Sen." dedi keskin bir şekilde. "Kaybol. Bir daha beni rahatsız etme."

İnsanların içinde en sevmedikleri ona büyük bir hayranlıkla bakanlardı. Sırf o gece hayatta kaldı diye onu kahraman ilan edenlerdi çünkü Dumbledore ne istiyorsa tam olarak onu yapıyorlardı. Harry ayağa kalktı.

"Harry?" dedi Draco sorarcasına.

"Sen kal, biraz dolaşmaya çıkacağım."

Draco'nun onu onaylamasıyla birlikte büyük salondan çıktı. Şato pencerelerinde kurşun büyüklüğünde yağmur damlaları trampet çalıyordu. Dışarıda bir fırtına varken dışarı çıkmak delilik olurdu. Adımlarını babasının odasına çevirdi. Adamı kahvaltıda görememişti. Lockhart, ilginç bir şekilde, bir Gryffindor olduğu için odası Gryffindor kulesine yakındı. 

Harry ıssız koridorda yürürken kendisi kadar dalgın görünen birine rastladı. Gryffindor Kulesi'nin hayaleti Neredeyse Kafasız Nick, mutsuzluk içinde bir pencereden dışarı bakarak kendi kendine söyleniyordu. "... istenilen özelliklere uymuyormuş... bir santimcik daha olaydı... "

Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin