Marvolo Riddle

45

Dumbledore'un sözleri salona bomba düşürmüştü, sessizlik bombası. Şimdiye kadar yapılan konuşmalar odada bulunan herkes tarafından bilinen şeylerdi. Kehanet... Harry'nin mugglelar tarafından büyütülmesi...  Harry'nin bir çatal ağız olması... Çoğunlukla çarpıtılmış bir şekilde anlatılsa da, bildikleri şeylerdi. Bu nedenle sessizce ve merakla dinlemişlerdi. Ancak Sirius Black'in Azkaban'dan kaçması...

"Sirius... kaçmış mı? Nasıl?" diye sordu Narcissia sesi titreyerek. Karanlık Lord'un Sirius'u sorgulayabilmek için onu Azkaban'dan kaçırdığından habersizdi.

Karanlık Lord, Sirius'u Azkaban'dan kaçırmış diye düşündü aynı anda Lucius ve Severus.

"Bu bilgi henüz gazetelere yansımadı ancak bakanlığın uzun süre saklayabileceği bir sır değil." dedi Dumbledore.

"Sen böylesine gizli bir bilgiyi nasıl biliyorsun diye sormak isterdim ancak elbette böyle önemli bir konuda ne yapacaklarını sana danıştılar." dedi Lucius, bakanlığı, daha çok sihir bakanını kastederek.

Harry hiç bilmiyormuşcasına sordu. "Affedersiniz? Sirius Black kim?"

"10 yıl önce..." dedi Dumbledore. "Karanlık Lord'un düşüşünün ardından Karanlık Lord'un bazı fanatik mühritleri katliam yaptı. Sirius Black onlardan biriydi. 13 muggle'ı öldürdükten sonra yakalandı ve Azkaban'a atıldı. Voldemort'un en sadık ölüm yiyenlerinden biri olarak görülüyor."

"Değildi!" diye bağırdı Narcissia kendini tutamayıp.

"Öyle mi?" diye sordu Dumbledore. "Bundan oldukça emin görünüyorsunuz, nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Ben bile emin olamazken..."

"Çünkü... çünkü..."

"Ne olmuş yani bir ölüm yiyense?" diye sordu Harry, Narcissia'nın sözünü keserek.

"Senin peşine düşecektir Harry. Sen onun Lord'unun düşüşüne sebep oldun. İntikam duygularıyla sana saldırmak isteyecektir. Güvenli bir yere gitmelisin. Korkarım ki, burası güvenli değil. Bayan Malfoy'un da tepkisinden anlayacağın üzere ikili birbirine oldukça yakındı. Narcissia Black, Sirus Black'in kuzeni. Sirius Black buraya gelmek isterse tehlikede olacaksın."

"Peki, buradan çıkıp nereye gideceğim?" diye sordu Harry. "Hayatta kalan son akrabalarım da öldü."

"Bu nedenle Remus Lupin'e mektup yazdım."

Harry bu sefer gerçekten şaşırdı. Remus Lupin ismini ilk kez duyuyordu. "Remus Lupin de kim?" diye sordu şaşkınlıkla.

"Babamın okuldayken en yakın arkadaşlarından biriydi."

"Peki...." dedi Harry. "Şimdiye kadar neredeydi?"

"Ona verdiğim bir görevi yerine getiriyordu. Karanlık Lord bir gün geri dönecek. Dönüşüne hazırlıklı olmalıyız."

Severus ayağa kalktı. "Potter'ı bir kurt adama emanet edemezsin Dumbledore!" diye bağırdı.

Harry tek kaşını havaya kaldırdı düşünceyle. Bir kurt adam ha! James Potter'ın oldukça ilginç arkadaşları vardı. Bir kurt adam, bir ölüm yiyen, bir ölüm yiyen olmakla suçlanan Azkaban tutsağı... Ah, Azkaban kaçağı...

"Remus, tehlikeli biri değil." dedi Dumbledore. "Harry için Sirius daha tehlikeli. Azkaban'da on yıl Severus... Aklını kaçırmış olmalı."

"Black'in gerçek bir ölüm yiyen olduğu bile şüpheli." dedi Severus dişlerinin arasından. "Sorgusuz sualsiz Azkaban'a atıldı."

"13 muggle'ı ve beraberinde bir büyücüyü öldürdüğü bir gerçek."

"Bir hain ve beraberinde 13 değersiz muggle."