99

2.7K 286 72
                                    

Draco'nun odası, yatak, -Harry hemen her gece Malfoy Malikanesine geldiği için yakın zamanda çift kişiliğe değiştirilmişti- dolaptan ziyade genişçe bir giyinme odası, kişisel banyo, boydan boya duvarı kaplayan kitaplık rafı, çalışma masası ve küçük bir oturma grubundan oluşuyordu.

Draco, yemekler istisnalar dışında birlikte yenecek kuralı olmasa, günlerce hatta aylarca odasından çıkmayabilirdi bile.

Şimdi, bu geniş odayı Harry ile birlikte paylaşıyordu. İlk başta, onsuz uyuyamadığı bahanesiyle geceleri geliyordu. Şimdi ise, onu yalnız bırakmamak için her an yanındaydı. Zira Draco'nun çekirdek değişimi oldukça zorlu olmuştu.

Yeni çekirdek arayışında ölümün bile hesaba katmadığı bir şey gerçekleşmişti. Harry çekirdek ararken zaman çok çabuk geçmişti. Bu sırada Draco bir yaş daha almıştı. Çekirdek 15 yaşındaki Draco'dan alınmıştı ancak Draco şimdi 16 yaşındaydı.

Değişim işlemini ölümün kendisi gerçekleştirmişti. Harry bunun için bir ormana cisimlenip tavşan avlamak zorunda kalmıştı. Ölümü görebilmek için ölüme şahit olması gerekiyordu zira. Ölümün gücü ve Draco'nun Harry'nin ruh eşi olarak ölümsüzlüğü sayesinde değişim başarılı geçmişti. Ancak bu Draco'nun bitkin düştüğü gerçeğini değiştirmiyordu.

Draco yatağa düşecek kadar yorgun ve kötü durumdaydı. Fakat zamanla hem sağlığına hem sihir gücüne kavuşacaktı. Sadece biraz sabır gerekiyordu.

"Alex..." diye fısıldadı Draco. Zira sesi istese de yüksek çıkmıyordu. Ancak Harry onu mükemmel bir şekilde duymuştu.

"Efendim canım?" dedi hafif bir gülümsemeyle. Yatakta hemen yanında yatıyordu. Saçlarını okşadı hafifçe.

"Bana biraz su verir misin?"

Harry hemen doğrulup yatağın yanındaki komidinin üstünde duran sürahiye uzandı. Sürahinin yanında duran bardağa suyu boşalttı.

Draco kendi başına doğrulmuş sırtını yatak başlığına dayamıştı. Harry'nin uzattığı bardağı alıp içti.

"Yatmaktan çok sıkıldım." diye mızmızlandı, bardağı geri uzatırken.

Harry bardağı yerine geri koydu ve Draco'ya döndü hemen. Eline uzanıp dudaklarına götürdü. İnce, uzun parmaklarına ufak bir buse kondurdu.

"Az kaldı canım. Az daha sabır. Yakında istediğin her şeyi yapabileceksin. Hem de her şeyi... İstersen Quidditch bile oynayabilirsin."

Draco gülümsedi. "En çok Quidditch oynamayı özledim. Sonra seninle düello yapmayı." Hafifçe güldü ama gülüşü bile sessizdi. "Küçük hileler yapıp seni yenmeyi..."

Harry de gülümsedi. "Kalbim sana yenik düştü. Daha ne istiyorsun?"

Draco'nun kalp atışları hazırlanırken devam etti. "Ben... Alexander Marvolo Riddle, hem bu yaşamımı hem ölümden sonraki yaşamı sana adadım. Aldığım nefes bile senin için..."

"Alex..." dedi Draco. Gözleri yaşardığı için yağmur bulutlarını andırıyordu. Draco söyleyecek söz bulamadı. Onun yerine elini Harry'nin yanağına koyup hafifçe okşadı. Yavaşça birbirlerine yaklaşıp yavaş ve dugusal bir öpücük paylaştılar.

Öpücüklerini bitirdiklerinde bir gülümsemeyle geri çekildiler. O anda ev cini Mart, odada belirdi.

"Genç efendi, babanız, Karanlık Lord, malikaneye teşrif ettiler. Sizi taht odasında bekliyorlar."

Harry ayağa kalktı. "Dobby'e söyle, buraya gelsin. Dracoyla birlikte kalsın."

Draco gözlerini devirdi. "Tek kalabilirim."

Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin