24

3.3K 267 124
                                    

Harry'nin Dursley'lerle son ayı fena geçmedi. Dudley öyle korkuyordu ki Harry'den, onunla aynı odada kalmayı göze alamıyordu. Petunia Teyze ile Vernon Enişte de onu dolaba kapatmıyor, bir şey yapmaya zorlamıyor, ona bağırmıyordu. Aslına bakılırsa, ağızlarını bile açmıyorlardı. Yarı korku, yarı öfkeyle, Harry'nin oturduğu koltukta sanki kimse yokmuş gibi boş boş bakıyorlardı. Birçok açıdan bir gelişmeydi bu.

Pek çıkmadığı odasında Harry'ye yeni baykuşu arkadaşlık ediyordu. Hedwig açık pencereden dilediği gibi uçup gidiyor, canı isteyince de dönüyordu. Getirdiği ölü farelerle besleniyordu. Harry ise zamanını ders kitaplarını okuyarak geçiriyordu, genellikle kitaplarını okurken günü akşam ediyordu. Harry, fark etmişti ki, kitaptaki adımları uygulayınca daha hızlı büyü yapabiliyordu.

Normalde, Harry büyü yaparken, içindeki gücüne –sihrine- odaklanır. Onu hisseder ve çağırırdı. Ancak kitaptaki sihirli kelimeleri söylemek işleri hızlandırıyordu. Sanki sihir kendiliğinden dışarı taşıyordu. Bir de asayla sihir yaptığını hayal edemiyordu? Asayla sihir denemesi yapmaktan kaçınmıştı çünkü Hagrid özellikle tatillerde ve muggle dünyasında sihir yapmalarının yasak olduğunu söylemişti.

Sihir bakanlığı nerede ve ne zaman büyü yaptıklarını nasıl biliyordu? Sonra tüm büyücülerin ve cadıların birer asası olduğunu hatırladı. Hagrid, asasız büyü yapılamadığını söylemişti. Onları asa üzerinden takip ediyor olabilirlerdi. O zamana dek kimse büyü yaptığı için onu uyarmaya ya da cezalandırmaya gelmemişti. Demek ki, onun büyü yaptığını bilmiyorlardı çünkü o asasız büyü yapıyordu.

Harry, zamanını sadece büyü denemeleri yaparak geçirmedi. Ders kitaplarının arasına katarak satın aldığı tarih kitaplarını da okudu. Sırf gideceği büyü toplumu hakkında bilgi edinebilmek için almıştı kitapları. Ancak bazılarında adı geçiyordu. Voldemort'u –Onların değimiyle, Adı-Anılmaması-Gereken-Kişi'yi- yenen bir kahramandı. Harry, daha bir yaşında efsanevi bir düellodan sağ çıktığı için ona "Sağ Kalan Çocuk" deniliğini okuyunca kendini kitabın kapağına tekrar bakmak zorunda hissetmişti. Bir çizgi roman okumuyordu, öyle değil mi?

Gerçekten kimse o gece ne olduğunu bilmiyor muydu? Tam bir gizem... Gerçeği sadece Voldemort bilebilirdi ve o kayıplara karışmıştı. O gece neler olduğunu öğrenmeliydi. Bir yaşında, ölen annesinin asasını alarak, Voldemortla düello ettiği saçmalığına inanmayı reddediyordu. Gerçeği öğrenmek için ise Voldemort'u bulmalıydı. Ona bulup somalıydı, ailesini neden öldürdüğünü, neden onu yetim bıraktığını.... Ve intikamını almalıydı. Onu gerçekten yenebilir miydi? Bilmiyordu. En azından denerken ölürdü.

Ayrıca gideceği okulun tarihini anlatan bir kitap daha vardı, kitapları arasında. Hogwarts: Bir Tarih Kitabın sayfalarını açarak okul hakkında bilgi edindi. Terzi dükkanındaki çocukla karşılaştıktan sonra anlamıştı ki, büyücü çocukları Hogwarts'ın nasıl bir yer olacağını biliyordu çünkü aileleri de Hogwarts'a gitmişti. Onun da aynı şekilde olmasına rağmen, o Hogwarts hakkında neredeyse hiç bir şey bilmiyordu.

Böylece kitap sayfalarını karıştırırken çocuğun bahsettiği bina olayının ne olduğunu öğrendi. Hogwarts; dört büyük kurucu tarafından kurulmuş ve seçtikleri öğrencilere kendi binalarında dersler vermişlerdi. O zamandan bu zamana devam eden bir gelenekti, öğrencilerin farklı binalarda ders alması. Ancak Harry, bunu muggle dünyasındaki snıf şublerine benzetmişti. Sadece sınıflar, harflere ayrılmak yerine havalı isimlere ayrılıyordu.

Binaların özelliklerini okuduktan sonra, çocuğun neden Hufflepuff'ı küçümsediğini anlamıştı. Güçlü olanlar Slytherin'e, Cesur olanlar Gryffindor'a, Zeki olanlar Ravenclaw'a ve geriye kalanlar Hufflepuff'a gibi görünüyordu. Sevgi dolu bir kalp gibi kelimelerle anlatımı süslendirmişlerdi ancak görünüş tam olarak böyleydi.

Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin