Marvolo Riddle

13

Yıl: 1980

Eleanor, hamileliğinin ilerlemesi ve karnının büyümeye başlamasıyla annesine Karanlık Lord ile olan ilişkisini açıklamak zorunda kalmıştı ve Riddle Malikanesi'ne yerleşmişti. Sık sık annesini ziyaret ediyordu. Bir torunu olacağı haberi yaşlı kadını tekrar canlandırmıştı, artık ağrılarından daha az bahseder olmuştu. Ağrıları yüzünden sızlanmak yerine neşeyle torunu için yaptığı hazırlıkları anlatıyordu.

Yaşlı kadının kocası yıllarca Karanlık Lorda sadakatle hizmet etmişti. Kızının karnındaki bebeğin sıradan bir bebek olmadığını herkesten daha iyi biliyordu. Karanlık Lord'un varisi olarak tüm Ölüm Yiyenler tarafından el üstünde tutulacaktı. Hiç kimse ona saygısızlık etmeye cesaret edemeyecekti. Kaç yaşında olduğunun bir önemi olmayacaktı. İngiliz Kraliyet Ailesi'nde yetişen bir prensten farksız olacaktı. Yine de, tüm bunlar bebeğin kendi kanından gelen bir Black torunu olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

Eleanor hem annesi hem Karanlık Lord tarafından ilgiyle şımartılıyordu. Eleanor'un karnı büyüdükçe Karanlık Lord bebeğin varlığına daha da aşina olmuş, baba olduğunu hissetmeye başlamıştı. Onu asla yalnız bırakmazdı, eğer devler sorun çıkarmasaydı.

Aslında devler tarafsızdı. Ancak Hagrid denen o değersiz yarı devin onları aydınlık tarafta olmaya neredeyse ikna ettiğini öğrenmişti. Devler tam bir akılsız mankafa olabilirlerdi ancak bu fiziksel olarak yeryüzündeki en güçlü yaratıklardan biri oldukları gerçeğini değiştirmiyordu. Tek tük önemli değildi ama tüm kabilenin aydınlık tarafta yer almasına izin veremezdi. Bu nedenle dev kabilesine doğru bir yolculuğa çıkmıştı.

Karanlık Lord'un yokluğunda Eleanor, Malfoy Malikanesi'ne yerleşmişti. Zira Karanlık Lord sevdiği kadını en güvendiği Ölüm Yiyenlerinden biri olan Lucius'dan başkasına emanet edemezdi. Üstelik Narcissia Malfoy, Eleanor'un kuzeniydi. Eleanor sevgili kuzeninin yanında rahat edecekti. Karanlık Lord bilemezdi, sevdiği kadını güvenliği için Malfoy'lara bırakmasının felaketin başlangıcı olacağını bilemezdi.

İki kadın doğacak olan bebekleri için birlikte alışverişe çıkmıştı. Narcissia'nın karnı kocamandı. Neredeyse doğurmak üzereydi, bir iki güne kalmaz bebeğini kucağına alırdı. Eleanor ise dışarı çıkarken büyüyle karnını meraklı gözlerden saklıyordu. Dışarıdan bakıldığında karnı normal boyutlarda görünüyordu. Yapacakları iki bebeklik alışveriş Malfoy'ların zenginliğiyle görmezden gelinebilirdi elbet. Fakat ne kadar dikkatli olurlarsa olsunlar onları izleyen bir çift gözden gizlenemeyeceklerdi.

Peter Pettigrew'in casus olduğu Albus Dumbledore tarafından açığa çıkarılmıştı. Albus, Peter'i yarı tehdit yarı telkinle kendi tarafına çekmişti. En azından büyük Ölüm Yiyen toplantılarında neler olduğunu öğrenebileceği bir yol keşfettiğini düşünüyordu. Onca Ölüm Yiyen içinde Peter gibi önemsiz birinin gözden kaçacağını düşünüyordu. Voldemort her toplantıda tek tek yüzlerce ölüm yiyenin zihnini kontrol ediyor olamazdı.

Albus'un planı başarılı olabilirdi. Gerçekten de Karanlık Lord tek tek tüm ölüm yiyenlerinin zihnine bakmıyordu. Fakat Albus'un gözden kaçırdığı bir şey vardı, Karanlık İşaretler. Karanlık İşaretler sadece bir dövme değildi, onlar canlıydı. Her an üstünde bulundukları Ölüm Yiyeni gözler, önemli olayları, ihanet gibi, lorda rapor ederlerdi. Dahası Karanlık Lord emrederse ihanet eden Ölüm Yiyen kendi Karanlık İşareti tarafından zehirlenerek öldürülürdü.

Doğal olarak, Karanlık Lord, Peter'ın ihanetinden haberdardı. Ancak Peter'ı kendi haline bırakmıştı. Peter'ın yoldaşlıkta olduğunu öğrendiği andan itibaren olayların bu şekilde gelişeceğini tahmin etmişti. İhtiyarla aralarındaki savaşta Peter ilginç bir piyon olacaktı. Ancak Peter'ın ne kadar ilginç bir piyon olacağını Karanlık Lord bile tahmin edemezdi.