59

3.1K 302 119
                                    

Ekim ayı geldi, okul arazisiyle şatonun üzerini nemli bir soğukla örttü. Öğretmenler ve öğrenciler arasındaki ani bir soğuk algınlığı salgını yüzünden Madam Pomfrey'nin işi başından aşkındı. Yaptığı Biberli İksir hemen etkisini gösteriyordu, ama iksiri içen kişi ondan sonra saatlerce kulaklarından dumanlar çıkarak dolaşıyordu.

Gölün su düzeyi yükseldi, çiçek tarhları çamurlu derelere döndü, Hagid'in balkabakları şişti, bahçedeki sundurmalarla aynı boya geldiler. Ne var ki Quiddtich takımlarının antrenman coşkusu azalmıyordu. Quiddtch sezonunun yaklaşmasıyla birlikte takımların çoşkusunun katlandığı bile söylenebilirdi. Draco da bu coşkuya dahil olmuştu çünkü takıma arayıcı olarak katılmıştı.

Bir Quidditch takımında yedi kişi vardı: Kırmızı, futbol topu büyüklüğünde bir top olan Quaffle'ı sahanın her iki ucundaki on beş metre yüksekliğinde çemberlerden geçirerek gol atmakla görevli üç Kovalayıcı; hızla oradan oraya seğirtip oyunculara saldırmaya çalışan iki ağır, siyah top olan Bludger'ları kovalamak için ağır sopalarla donanmış iki Vurucu; kaleleri koruyan bir Tutucu ve işi en zor olan Arayıcı. Onun görevi, minik, kanatlı, ceviz büyüklüğünde bir top olan Altın Snitch'i yakalamaktı. Snitch yakalanınca oyun sona erer ve Arayıcı'nın takımı fazladan yüz elli puan kazanırdı. Slytherin'de bu zorlu görevi, Draco üstlenmişti.

Draco takıma katılmak için oldukça hevesliydi ve başardığında konuştuğu tek şey Quidditch olmaya başlamıştı. Antrenmanlar yüzünden ayrı vakit geçirdikleri yetmiyormuş gibi bir araya geldiklerinde de Quidditch hakkında konuşuyordu. Harry ise hevesini kırmamak adına onu dinliyor ara sıra kendi fikirlerini belirtiyordu.

İlk maç günü geldiğinde Draco sahaya çıkarken tribünlerden onu izliyordu. İlk maç Slytherin ve Gryffindor arasındaydı. Hermione ve Harry, Slytherin ve Gryffindor tribünlerinin kesişim noktasında oturmuş takımlarını destekliyorlardı.

"Bu... bu... bu bir hile! Hiç sportmence değil." diye sitem etti Hermione.

Harry omuzlarını silkti. "Ne bekliyorsun ki, biz Slytheriniz. Kazandığımız müddetçe nasıl kazandığımızın bir önemi yoktur."

Hermione'nin sitemlerinin arasına sonucu Lee Jordan'ın hakaret içeren taraflı anlatımı karışıyordu. Ne zaman ağzından Slytherinler hakkında kötü bir söz çıksa hemen yanında oturan Profesör McGonagall onu kibarca uyarıyordu.

Maç kıyasıya ilerliyordu. Bir Slytherin sayı alıyordu bir Gryffindor. Ancak Draco görevini iyi yapmıştı. Altın Snitch'i yakalanmasıyla takıma 150 puan kazandırdı ve Slytherin maçı kazandı.

Draco zafer pozu verirken Harry gururla gülümsemişti. Quidditch onun için diğer çocuklar için olduğu kadar önemli değildi. Ancak bir Slytherin olarak her yerde ve her zaman kazanmak isterdi. Slytherin'in zaferi onu hoşnut etmişti.

Maçın ardından Draco'yu beklemişlerdi. Büyük Salona ilerlerken Hermione, Draco'yu tebrik etmesine rağmen söyleniyordu.

"Olacak şey değil.. Gryffindor nasıl kaybeder? Tarihin en güçlü Quidditch takımı olduğu söyleniyor. Kaptan Oliver Wood, vurucular Weasley ikizleri ve kovalayıcılar..." Gördüğü kızla sözleri yarım kalmıştı.

Birinci sınıf olduğunu düşündüğü bir kız şatonun kullanılmayan sınıfının önünde zıplayıp duruyordu. Kız Ravenclaw forması giyiyordu.

"Ne yapıyor?" diye sordu yanındaki çocuklara.

Harry kıza doğru ilerledi ve kapının üzerinde duran bir çift ayakkabıyı gördüğünde asasını çıkardı. Büyülü sözleri mırıldanarak ayakkabıyı kızın kucağına indirdi.

Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin