75

3.1K 309 248
                                    

İzleyicilerin nefesleri kesilmişti adeta. Kimsenin -büyük bir çoğunluğun- Harry'den böyle bir şey beklemediği açıktı.

"Harry..." dedi Hermione titrek bir sesle. "O şarkıyı ciddiye almadın, değil mi? Dumbledore hiçbirimizin boğulmasına izin vermezdi... O sadece görevi vaktinde tamamlamanızı sağlamak içindi..." Harry ona öyle bir bakış attı ki, anında sustu.

Harry, Draco'nun kolundan tutarak bir zamanlar göle ait olan bölgeyi terk etti. Yeterince uzaklaştıklarında ve Dracoyla baş başa kaldıklarında sordu.

"Benden sakladığın bu değildi, öyle değil mi?"

Draco, birinci görevden sonra tuhaflaşmaya başlamıştı. Eğer sakladığı buysa-

"Hayır, hayır, kesinlikle hayır." dedi Draco hemen. "Kendimi tehlikeye atacak bir şeyi senden saklamam. Öyle değil, merak etme."

"O zaman bu saçmalığa neden izin verdin? Neden hemen bana gelmedin?"

"Beni çağırıp görevin şartlarını açıklayan Profesör McGonagall'dı. Düşündüm ki, öğrencilerinin gerçekten zarar görmesine izin vermez."

"Elbette vermez. Ama Dumbledore'a güveni sonsuz. Onun tarafından kandırılmış olabilir. Bu kadarını düşünmen gerekirdi!"

"Özür dilerim. Ben..." Sadece en özleyeceğin şey olmak beni o kadar mutlu etmişti ki düşünemedim...

Harry iç çekti. "Tamam." dedi. "Bir daha asla... duydun mu beni asla... hiç bir şekilde kendini tehlikeye atmıyorsun."

Draco üzgün bir baş sallamasıyla onayladı sadece.

**

Aradan birkaç gün geçtiğinde Harry kendini müdürün odasında bulmuştu. Bıkkın bir şekilde Dumbledore'un masasının önündeki koltukta oturmuş Dumbledore'a bakıyordu.

"Harry... Gölü daha ne kadar gökyüzünde tutmayı düşünüyorsun? Gölü yere indir."

"Hayır."

"Harry!"

"Hayır dedim."

Dumbledore yorgun bir iç çekti. "Amacın ne? Öğrencileri korkutuyorsun, farkındasın."

"Uyarı." dedi Harry. Ayağa kalktı ve müdür odasının penceresinden dışarı baktı. Gökyüzündeki göl, buradan oldukça rahat bir şekilde görülüyordu. Hafifçe gülümsedi. Ardından Dumbledore'a dönüp baktı, gülümsemesini koruyordu.

"Düşmanlarım için uyarı Dumbledore. Bana zarar vermeye çalışmalarına katlanabilirim ama değer verdiklerime... Asla. Beni denemeyin."

Her ne kadar üçüncü sahışlardan bahsediyormuş gibi konuşsa da, Dumbledore'un gözlerinden geçen dalgalanmayı görmüştü.

Tekrar Dumbledore'un önündeki koltuğa otururken söyledi. "Düşündüm, çok düşündüm. Adımı kadahe koyan kişi beni sadece öldürmek istemiyor, zayıflıklarımı öğrenmek istiyor. Beni turnuva boyunca öldürememesine karşın hakkımda ne kadar çok şey öğrenirse o kadar iyi. İkinci görevin amacı buydu."

Parmakları Dumbledore'un masasının üstündeydi, masaya birkaç vuruş yaptı. "İlk görev, öldürme amaçlıydı. En güçlü ve en vahşi fantastik yaratık... yaratıkların kralı... ejderhalar..." Hafif bir kahkaha attı. "Ejderha Terbiyecisi olmamı kimse beklemiyordu elbette..."

Gülümsemesi soldu, zümrüt yeşili gözleri tehlikeli bir şekilde parladı. "İkinci görevin amacı ise, zayıflığımı bulmaktı. Zira bir grup denizhalkının benim için en ufak bir tehlikesi yoktu, kimse için yoktu. Onlara istediklerini verdim, evet, Draco benim zayıflığım."

Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin