Marvolo Riddle

18

Severus Snape, hayatında hiç korkmadığı kadar korkuyordu. Defalarca kez öfkeliyken Karanlık Lord'un huzurunda bulunmuştu. Korku eşiği düşük değildi. Ancak ilk kez Karanlık Lord'a ihanet ediyordu. Elbette, korkacaktı. Fakat Karanlık Lord'a ihanet etmekten daha çok korktuğu bir şey varsa ileride yaşanacaklardı. Lord Arasiel açıkça Karanlık Lord'un merhamet göstermeyeceğini söylemişti. Nasıl Lily'sinin ölmesini öylece izleyebilirdi? Bunu yapmaktan başka çaresi yoktu, Lordu ona başka çere bırakmamıştı. Söz konusu Lily olmasa ölür, yine de birazdan yapacağı şeyi yapmazdı. Ancak söz konusu olan Lily'di. Onun Lily'si...

Gecenin karanlığı çökmüştü. Açık bir arazide, apaçık meydandaydı. Rüzgar saçlarını savuracak kadar hafif bir esintiyle esiyordu. Bir pat sesiyle, o lanet kehanetin dile getirildiği günden beri görmediği ihtiyar önünde belirdi. Temkinli bir şekilde asasını ona doğrultmuştu.

"Voldemort'un bu sefer ne gibi planları var? Gizlendiğini düşünüyor olabilirsin ancak ben senin bir Ölüm Yiyen olduğunu biliyorum." Kehanet olayı yüzünden Severus ile karşılaşmışlardı. Ona temkinli yaklaşmasa garip olurdu. Ancak neden görüşmek istediğini de merak etmiyor değildi.

Severus güldü. "Bilmen neyi değiştirir? Kanıtlayamadıktan sonra..."

Dumbledore asasını indirmemişti. "Bir Ölüm Yiyenin benimle görüşmek istemesinin sebebi ne olabilir?"

Severus kendini beğenmiş tavrını değiştirdi. "Ben buraya bir uyarı... Hayır, bir istekte bulunmak için geldim."

Dumbledore şaşırdı. Bunu gerçekten beklemiyordu. "Bir Ölüm Yiyen benden nasıl bir istekte bulunabilir?"

"Kehanet... Karanlık Lord, kehanetin Lily... Lily'nin çocuğunu işaret ettiğini düşünüyor. Onu... çocuğu... hepsini öldürecek."

Dumbledore'un yüzü ifadesizdi fakat içten içe planlarının başarıya ulaşmasının sevincini yaşıyordu. Yine de önündeki soruna odaklandı. "Birden bire insanların hayatından endişelenmeye mi başladın? Ona katılırken gözünü kırpmadan insanları öldürdüğünü bilmiyor muydun?"

Severus alayla güldü. "Onu bu hale siz getirdiniz. Şimdi tüm suçlu oymuş gibi davranamazsınız."

"Onun haklı olduğunu düşünüyorsan, o zaman neden bana geldin?"

Severus ihtiyarın yakasına yapışmamak için kendini tuttu. Her şeyi biliyormuş gibi konuşması sinir bozucuydu. Hiç bir şey bildiği yoktu. "Lily'i korumak zorundasın. Bu şartlar altında onu koruyabilecek tek kişi sensin."

Dumbledore'un gözleri parladı. Resmen Tom'a ihanet ediyordu. Bu kullanabileceği bir piyon daha elde ettiği anlamına geliyordu. Üstelik Tom onu peşine taktığına göre, ona güveniyordu.

"Karşılığında sen ne yapacaksın?" diye sordu Dumbledore.

Severus Snape tısladı. "Hiç bir şey. Hiç bir şey yapmak zorunda değilim. Bir lider olarak takipçilerini korumak senin görevin. Buraya seni uyarmaya gelmiş olmam bile senin için bir lütuf."

Dumbledore zorlamadı. "Elimden geleni yapacağım."

"Elinden gelenin fazlasını yap. Peter Pettigrew'e dikkat et. Bir Ölüm Yiyen ve onlara tehlikeli bir şekilde fazla yakın." dedi tiksintiyle.

Pettigrew de dahil çapulcuların hepsinden iğreniyordu. Ancak onu uyarmak zorundaydı. Lordun sol kolu olarak ikinci sınıf bir Ölüm Yiyenin adını nasıl bilmezdi. Gerekli olan her şeyi söylediğini düşündü ve başka bir şey söylemeden cisimlendi.

**

Severus, Dumbledore ile görüşmesinin hemen ardından, Malfoy Malikanesi'ne çağrılmıştı. Lucius onu taht salonunun önünde karşıladı. Endişeyle sordu.