Geldiği yönden gitmek için arkasını döndüğünde korkuyla sıçradı, tiz çığlığı arkasında bekleyen gölge tarafından kesildiğinde ise etrafı aydınlatan kırmızı yerini siyah bir boşluğa bıraktı. İri adamın elinden kurtulmaya çalışırken kalp atışları hızl...
Valerion tarafından Meran İşbüke'ye tahsis edilen araba Trabzon Yat ve Yelken Kulübünün içerisinden geçip, Doğu Karadeniz'in koynunda uyuyan limana geldi. Marinanın önünde durduğu sırada Meran, lüks yatı gördü. İskelenin önünde Ulaç, yanında bir kadınla sohbet ediyordu.
Kadın, üstüne tam oturan, mini, turuncu bir elbise giymişti. Kızıl saçları düşük topuz yapılmıştı. Meran'a sırtı yarı dönüktü. Mavi gözleri, kadının bel çukurunda biten sırt dekoltesini süzerken yüzü ona dönük olan Ulaç Meran'ı açık camdan fark etti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yan koltukta oturan Tamer, Meran'ın duraksamasını yanlış değerlendirip, kadının elini tuttu. Meran arabaya doğru yürüyen Ulaç'tan gözlerini alıp menajerine çevirdi.
"Bunu yapabilirsin," dedi Tamer kadının gözlerinin içine bakarak. ".. Şahmeran."
"Beni Şahmeran'a tercih ediyorsun Tamer..." dedi Meran, kırgın bir sesle.
"Köşkü aldığından beri Halit İnan'la ilk kez karşılaşacağız ve ona rest çekeceksin Meran. Yani evet, Şahmeran'ı karşımda istiyorum!"
Meran yan gözle pencereden baktı, Ulaç neredeyse gelmişti. "Halit için fahişe rolü yapmama gerek yok. Onun gözünde fahişenin, fahişe kızıyım her zaman öyle kalacağım!"
Tamer'e hafifçe eğildiğinde kızgınlığı yerine sitemi bırakmıştı. "Asilkanoğlu civardayken rol yapmakta zorlanıyorum. Nasıl becerdiğini bilmiyorum ama o yanımdayken maskem düşüyor, Şahmeran'ı kaybediyorum. Her seferinde role girmeye çalışmaktansa, kendim kalacağım. Bunu atlatabilirim."
Elini çekip, kapıya uzandığında Tamer elini tekrar tutarak kadını sabitledi.
"Ulaç Asilkanoğlu'ndan uzak dur. Nişanlı olabilirsiniz ama davetin amacı Türkiye'nin en zengin yatırımcılarını bir arada toplayıp, iş fırsatları yakalamak neticede. Kendi de, iş arkadaşıyla gelmiş." dedi Tamer kaşlarını kaldırarak. "Bu gece Şahmeran'a ihtiyacımız var."
Araba kapısı açıldı. Zümrüt gözler, kadına değil Tamer ile tutuşmuş ellerine kitlenmişti.
"Ulaç," dedi Meran.
Zümrütler, kendine döndüğünde bakışlardaki sertlikle yutkundu kadın.
"Meran." dedi Ulaç, selam verir gibi. Elini centilmence uzattı.
Meran sağ elini Ulaç'ın büyük avucuna bırakıp, arabadan inerken sol elini Tamer'in avuçlarından çekmişti.
Derin bacak yırtmacını elbisesiyle aynı, ten rengi portföy çantasıyla kapatıp, dikkatle arabadan çıktığında karşılıklı birkaç saniye birbirlerine baktılar.
