33. Bölüm | Aşk

362 34 12
                                    


Bölümü Mçk'dan beri yanımda olan Duygu'ya ithaf ediyorum. Teşekkür ederim Duygu.🧡🌼


33

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


33.Bölüm
Aşk

Ulaç Asilkanoğlu Ukrayna'nın en eski tiyatrosu, Odessa Opera ve Bale Ulusal Akademik Tiyatro Binası'nın neo-borok akımını yansıtan bekleme salonunda oturmuş, sessizce içkisi yudumluyordu. Ayaklı saatin büyük gongu 9'a vurdu. Etrafa yayılan tok ses, seyircilerin gösteri salonuna çağırıldıklarının geleneksel bir habercisiydi.
Koltuğun yanına bıraktığı siyah ceketini eline alarak ayağa kalktı. Zemin kattan, yukarıya çıkan merdivenlerin bulunduğu girişe gitmek için yol alan insan kalabalığının aksi yönüne doğru yürüdü. Odaları birbirine bağlayan uzun koridordan kapıları açarak ilerlerken Girilmez , uyarısı asılı oda kapısı ardında, kimi bulacağından adı kadar emin, açtı.
Gözleri küçük odanın içinde kısacık bir süre dolaşıp, yanmayan şöminenin üstüne oturmuş masum bir kız çocuğu gibi ayaklarını sallarken, altın işlemeli el halısına bakarak, derin düşüncelere dalmış kadında durdu.

Kelimeler dudaklarından Ulaç'ın hükmü olmadan bir anda dökülüverdi.

"Sen, asla kurallara uymayan bir çingene çocuğusun..."

Meran lirik bariton sesle kafasını kaldırdı. Bacaklarını sallamayı da beraberinde bırakmıştı.
"Ne?"

Ulaç boğazını temizler gibi öksürdü.
"Çingene çocuğu gibi tünemişsin oraya. Yanımdan kaçmanı anlıyorum, ben de boğuluyorum bazen bu insanların arasında ama ne işin var girişi yasak bölgede? Kilitli kapıyı nasıl açtığını geçiyorum da, onca koltuk varken ne işin var yüzyıllık şöminenin tepesinde ya?"
Tek kaşını rahatsızca ovuşturdu.
"Neyse sormadım farz et."

"Olur." dedi Meran tasasızca omuz silkti. "Çalıkuşu'nu sever misin? Ben bayılırım."

Mavi gözlerindeki yaramaz ışıltılar büyük avizenin ışığında parlıyor, Ulaç'ın gözlerini, zihnini, gönlününü kamaştırıyordu.

Kapının önünde çivilenip çakıldığını fark eden adam, "Balesini seyretmiştim." diyerek geçiştirirken birkaç büyük adımda şöminenin önünde bitti.
"İkinci gong gösterinin başladığını haber verir, çalmadan önce yerimize geçelim."

"Siz zenginlerin alengirli zevkleri var sahiden! Mis gibi kitabını okumak varken bale neymiş?Of, ne toplantısı bitiyor ne operası, şimdiden içim şişti."

"İki saat önce Carmen'i seyretmek istediğin için altı yaşında bi kız çocuğu gibi kaldırımda tepindiğini hatırlatırım."

"Ben ne yapayım bi etkinlik bunu koymuşlar! Böyle sıkıcı gezi programı ömrü hayatımda görmedim!"

"Madem görmedin, gel göstereyim." Derken Meran'a avucunu uzattı.
"İn, melek."

Meran kendisine uzatılan ele burun kıvırıp çenesini dikleştirdi.
"Şimdi kolonların arasında oturmuş, yemek yerken denizi seyrediyor olabilirdim..."

Taş BebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin