14.Bölüm | Zevkler ve Pişmanlıklar

471 34 9
                                    



14.Bölüm

Zevkler ve Pişmanlıklar


Meran bir sel misali geldiği hızla geri çekildi, oluşan yahut oluşabilecek tüm his yığınlarını da beraberine katarak gözlerindeki alaycılıkla boğuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Meran bir sel misali geldiği hızla geri çekildi, oluşan yahut oluşabilecek tüm his yığınlarını da beraberine katarak gözlerindeki alaycılıkla boğuyordu. Ulaç ağzını açmıştı ki, Meran hiçbir şey olmamış gibi arkasını döndü ve salondaki kanepenin sağ köşesine, bir ayağını altına alarak yerleşti.

Ulaç dikildiği yerden bir dakika sonra kıpırdayabildi. Salona girdiğinde suratı asık, kaşları hafif çatılmıştı. İçeriye baktı; Meran, onun yerinde oturuyordu. Elindeki çerez kaselerini masaya bırakıp, önce Meran'ın boşalan kadehini sonra kendisininkini doldurdu, kanepesinde sol yana oturdu. Masanın üstünde duran sigara paketinden bir sigara kıstırdı dudaklarına. İlk nefesini çekerken, kadını çözmesi gereken bir bulmaca misali inceliyordu.

"Eğer aramızda bu şey olacaksa, bu gün yaşadıklarım için bir açıklama gerekiyor Meran. "

Meran yanında oturan adamın yüzüne alayla baktı.

"Aramızda ne olacaksa, Ulaç?"

Bedenleri birbirine dönüktü ve göz teması kurduklarında kadına oldukça yakın oturduğunu fark etmek mecburiyetinde kalmıştı Ulaç. Gözlerini kadının dudaklarından koparıp, sigara dumanını üfledi, içindeki ateşi bir çift okyanusta boğdu.

"Anlaşma." dedi. Bir kez daha dudaklarına bakıp lapis mavisi gözlere çıktı.
"Eğer teklifimi kabul edersen, aramızda avukat ve noter tarafından onaylanmış bir anlaşma olacak. Ama imzalamadan önce, neyle karşı karşıya geldiğimi bilmem gerek. Hele bu akşam yaşadıklarım fark ettirdi ki, senin gibi bir kadın söz konusuyken, gereklilik değil şart."

Meran omuzlarını hafifçe eğdi. "Az önce zevkler ve pişmanlıklardan bahsediyordun şimdi anlaşmadan..."

Dudaklarına yayılan melek gülümsemesinin, şeytaniliği gözlerine yansıyordu. Ulaç izmaritini koltuğun geniş kolunda duran kül tablasına bastı, yarı kızgınlık yarı hayranlıkla bu yaratığı seyrediyordu.

"Seninle, benim aramda duran bir dünya şey var. Aramızda olacak hiçbir şey yok." diye devam etti Meran, masaya uzanarak anlamsız yakınlıklarını bıçak gibi kesti.

Avucuna sıkıştırdığı çerezlerden birini umursamazca ağzına atıyordu ki, Meran'ın kaseden çerezi aldığı çabuklukla Ulaç kadını kollarının arasına alıp, kucağına attı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Taş BebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin