Mama, mama, when I was born... Where was daddy and why did he go?Kovacs'ın sesine ve şarkılarına bayılan biri olarak bu şarkısını yeni keşfettim ve bu şarkı bana bu bölümü yazdırdı arkadaşlar. Meran'ın çocukluğunu bu şarkıyı ikinci dinleyişimde yazdım. Sözleri öyle işledi ki, öyle Meran'dı, Nehir'di ve Halit'ti ki tutamadım kendimi...
Umarım geçmişe yolculuğu seviyorsunuzdur, çünkü Şahmeran var olmadan öncesine, minik Meran'a gidiyoruz bölümün ilk kısmında. İkinci kısım için ise tek söyleyebileceğim, nefesinizi tutun.
Yorumlarınızı dört gözle beklediğimi biliyorsunuz. Bu hikayeye ve size değer veriyorum. Beni yalnız bırakmayın. ❤️Yeni bölümü Mçk'dan bu yana her hikayemde yanımda olan, bana desteğini asla esirgemen Fadime'ye ithaf ediyorum. Teşekkür ederim, iyi ki tanıdım seni mmiimozza ❤️
Sınır: +10 oy ve 2 yorum
24.Bölüm
V.I.P.Saint Petersburg'un bir kenar mahallesinde, yıkık binaların birinde, kapısı hep açık, kilidi kırık, küçük bir dairede üç kişi yaşardı. İki kadının misafiri eksik olmaz bazen sayıları o kadar artardı ki, küçük çocuğun parmakları misafirleri saymaya yetmezdi.
Misafirler geldiğinde iki göz odalı dairenin iki gözü de dolar, çocuk misafir gidene dek holde bekler, mutfakta dolanır bazen dolu odalardan gelen sesler katlanılmaz bir hal aldığında kendini apartman çatısına atardı. Ama bu gün ev sakindi, çocuk mutfak tezgahının altındaki dolaplardan kapağı olmayan tarafına sinmiş çeşmede ıslattığı ekmeğini arka dişleriyle kemiriyordu. Ön dişinden biri geçen gün düşmüştü. Bir diğeri de sallanıyor, kesmek koparmak gibi eylemleri mecburen arka dişleriyle yapıyordu.
Annesinin odasının açıldığını görmedi. Fakat eski ahşap kapının gıcırdayan menteşelerini duymamak için sağır olmak lazımdı.
Katlandığı delikten çıkıp, çıplak ayaklarını eğri büğrü beton zemine bastı. Minik adımlarla ilerleyip hole geldi.
Annesi oda kapısının kirişine yaslanmıştı, üstünden hiç çıkarmadığı mor dantelli geceliği eskimekten maviye çalıyordu.
Annesini kirişe yaslayan misafir ise annesinin belini tutuyordu. Adam eğildi, annesinin boynunu öptü. Annesi kıkırdadı.
Çocuk bi piyes izler gibi izliyordu sahneyi.Annesi "Yine beklerim." Dedi bozuk, aksanlı Rusçasıyla.
Misafir kadına aldığı hizmetin karşılığını ödeyerek geri çekildiğinde, omzu arkasındaki karartıyı fark edip, döndü. Holde dikilmiş kız çocuğuyla göz göze geldi.
Kızın gözleri yüzüne orantısız bi biçimde iriydi. Kirli, sıska bedeni yırtık pırtık bi elbisenin altına gizlenmişti. Yuvarlak renksiz dudaklarının kenarında ekmek kırıntıları yapışmış, elinde tuttuğu ekmekten halıya sular damlıyordu.
Misafir kendine doğru bi adım attığında çocuk kaskatı dikiliyor, arkaya devirdiği boynuyla adamın surat ifadesini ancak görebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taş Bebek
RomanceGeldiği yönden gitmek için arkasını döndüğünde korkuyla sıçradı, tiz çığlığı arkasında bekleyen gölge tarafından kesildiğinde ise etrafı aydınlatan kırmızı yerini siyah bir boşluğa bıraktı. İri adamın elinden kurtulmaya çalışırken kalp atışları hızl...