32.Bölüm
Primorski Bulvarı'nda Akşam"Siparişiniz."
Elindeki program çizelgesinden kafasını kaldırdığında barista ile göz göze geldi.
"Teşekkürler." Deyip kibarca gülümsedikten sonra kahvaltısını alıp, güverteye kurulmuş masaların arasından geçerek korkulukların yanındaki iki kişilik küçük masaya ilişti.
Günlük bültene göz atmaya kaldığı yerden devam ederken, Karadeniz'in serin rüzgarı Ukranya'nın soğuğuyla birleşiyor kadının üstüne esip saçlarını savuruyordu.
Yulaf, soya sütü, muz ve kahveden oluşan taze hazırlanmış içeceğinden bir yudum aldı.
Sabahları smoothie midesine, kahve zihnine iyi gelirdi. İkisini birleştirip bir öğünü olarak güzelce tüketirdi.Barda oturup kahvaltısını beklerken Tamer ile telefonda konuşmuş doğrusu bol bol azar yemişti. İşkence seansı bitip de aramayı sonladırdığında saat 12.45'e geliyordu. Allah'tan Ulaç'ın öğleden sonradan kastı öğlenin bitişiydi.
Program altıda Primorski Bulvarı'nın en klas mekanında akşam yemeği ile başlıyor, dokuzda, Bulvar'ın ortasındaki tarihte saray soyunu ağırlamış binada iki buçuk saatlik dört perdeli Carmen operasıyla devam ediyordu. Odessa Opera ve Bale Binası'da V.İ.P. konuklarına özel iki balkon yani loca kiralanmıştı.
Harcanan küçük servet katılımı zarif bir biçimde zorunlu kılıyordu.Meran hiç operaya gitmemişti, ilginç bir deneyim olacak diye düşünürken önüne koyulan badem, fıstık ve fındık tabağıyla tabağı bırakan kişiye ilgisini yöneltti.
"Güzel bir kadının numarasını istemeden önce kahvaltı tabağına kruvazan bırakırım. Ama bu durumda," derken masadaki smoothie içeçeği gösterip güldü.
"Badem favorim."Meran baristanın aksanlı ingilizcesine bir kez daha gülümserken, bir badem aldı.
Bir tahminde bulundu."İtalyansın?"
Baristanın gülümsemesi genişledi.
"Fransız."Meran gece kadar karanlık siyah gözlerde kaybolurken, "Başka önerin var mı Fransız?" Dedi.
"Adım Daniel." Dedi Fransız içtenlikle elini uzatırken devam etti.
"Oturmamın sakıncası var mı?""Meran,"
Meran esmer yakışıklısının elini sıkmak için uzattığında Daniel sıkmak yerine elini çevirip, zarifçe öptü.
"Tabi oturabilirsin..." diyerek yarım kalan cümlesini bitirdiğinde Daniel oturmuştu bile.
"Memnun oldum. Evet, sana birkaç önerim daha var. Odessa'ya ilk gelişin mi?"
Meran karışımını içerken başını salladı.
"Bir, Güzel Sanatlar Müzesi. İki, Sabornaya Kilisesi Ve favorim Potemkin Merdiveleri."
"Güvertede gördüğün tüm bu kadınların şıklık ve zenginlik yarışına girdiği bir gecede, operaya davetliyim ve üzerimdekiler başka giyecek hiçbir şeyim yok."
"D'oh... Merde! Sıkıntılı bir duruma düşmüşsün Türk kızı. Hangi oyun?"
"Al benden de o kadar..." diye Türkçe mırıldandı kadın.
"Carmen. Alışveriş için nereyi önerirsin Fransız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taş Bebek
RomanceGeldiği yönden gitmek için arkasını döndüğünde korkuyla sıçradı, tiz çığlığı arkasında bekleyen gölge tarafından kesildiğinde ise etrafı aydınlatan kırmızı yerini siyah bir boşluğa bıraktı. İri adamın elinden kurtulmaya çalışırken kalp atışları hızl...