15.Bölüm | Korkuları Aşmak

393 37 0
                                    




15.Bölüm
Korkuları Aşmak

Beşiktaş meydanı bulmadan, yoldan geçen bir taksi Meran henüz topuklu ayakkabılarının bağcıklarını bağlamamışken bulmuş, ayakkabılarını el çabukluğuyla taksinin içinde bağlayıp evinin adresini vermişti fakat evinin sokağına girdiklerinde apartmanın önüne park etmiş arabayı plakasından tanıdı.

"Durmayın,"

Taksici telefonundaki konumu kontrol edip dikiz aynasından kadına baktı.
"Dediğin yere geldik abla."

Meran arka koltukta biraz aşağı kayıp, yavaşlayan taksiye inat sabırsızca konuştu.
"Tamam kardeşim geldik gördük, gördüğümüzden de hiç memnun kalmadık şimdi de devam ediyoruz, ilerle hadi."

Park halindeki arabanın önünden geçip giderken şoför koltuğunda oturan elemana göz ucuyla baktı. Onu defilede de yalnız bırakmayan hatta uzun zamandır yalnız bırakmayan orta yaşlı adamdı bu. Seymen'nin peşine taktığı biri sanıyorken rahattı ama Karun İnan'ın adamı olduğunu öğrendiğinden beri onu nelerin beklediğini göremiyor, körlük onu ölümüne korkutuyordu.

Üstelik Karun Kanada'dan yeni döndüğünü söylemişti adamın tek görevi takip etmek olmayabilirdi artık.

"Nasıl istersen abla. Şimdi nereye?" Dedi taksici, sokak boyunca ilerlerken.

...

Şehir yolları gece tenha ve sessizdi, çok geçmeden Meran Asya yakasındaki, ikinci adresinden de eli boş dönecekti, taksiden inip Tamer'in müstakil evinin kapısı çalacakken içeriden gelen kadın kahkahaları bahçeyi inletmişti.

Ödeme için kendisini bekleyen taksiciyle göz geldiklerinde yerin dibine girmeyi umdu. Gözlerini yumup, ellerini yumruk yaptı. Tamer her ihtiyacı olduğunda, onu yüzüstü bırakmada bir dünya markasıydı.
Bir nefesle kendini toparlarken çantasını açıp, telefonunu çıkardı ve menajerini ararken evin arka bahçesine yöneldi.

Havuzlu arka bahçede salona açılan geniş kanatlı iki pencere vardı, Meran bir yandan yürürken bir yandan taksiciye bakıyordu. Şoför hiç yakınmadan sanki biraz da üzülerek izliyordu mankeni.
Üçüncü araması da meşgule düşerken, açık cam kapının aralığından iki beden kadrajına girdi.
Görüntü karesi bir mermi gibi beyninden vurdu onu, soluk bile almamak için ağzını kapatıp koşarak çıktı bahçeden.
Kendisini izleyen adamın omzuna çarpıp taksiye attı kendini.

Bir dakika sonra taksici şöför koltuğuna oturdu, taksimetreyi yeniden açıp dikiz aynasından baktı Meran'a.
"Geldik ama gördüğümüzden yine memnun kalmadık galiba abla."

Meran zar zor kafasıyla onayladı. Kurşun iki kaşının arasından girmiş, Tamer'in bir kadınla seviştiği görüntüsü beyninde saplanıp kalmıştı.
O bardaki kadındı, kıvırcık saçlı esmer güzel. Üstünde esmer tenini öne çıkaran fildişi bir kombinezondan başka kıyafet yoktu ve şöminenin önündeki beyaz postun üzerinde çıplak yatan Tamer'in üstünde kendinden geçmiş zevkle inliyordu.

"Abla sana diyorum! Meydana geldik, şimdi nereye?"

Meran her defasında yazın o kürk halının yerde ne işi olduğunu sorar Tamer'in görgüsüzlüğüyle dalga geçer Tamer de her seferinde alttan alta gülümsemekle yetinirdi.

"Meğer herifin fantezisi varmış..." diye hayıflandı.

"Ne dedin abla?"

Taş BebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin